Önceki Ayet Sonraki Ayet  
68. Sûre Kalem/28

 قَالَ أَوْسَطُهُمْ أَلَمْ أَقُل لَّكُمْ لَوْلَا تُسَبِّحُونَ

  Kâle evsatuhum e lem ekul lekum levlâ tusebbihûn(tusebbihûne).

Kelime Karşılaştırma
kâle : dedi
evsatu-hum : onların en makul düşüneni (aklı başında olanı)
e lem ekul : ben demedim mi
lekum : size
lev : eğer, olsa, keşke olsaydı
lâ tusebbihûne : tespih etmiyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onların en akl-ı selim sahibi olanı, “Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi.

 Abdulbaki Gölpınarlı = İçlerinden en iyileri, ben demedim miydi size dedi, mâbûdunuzu tenzîh etseniz ne olurdu.

 Abdullah Parlıyan = Aralarında en aklı selim sahibi olan en uygun düşüneni: “Ben size Allah'ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz dememişmiydim?” deyince,

 Adem Uğur = İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size "Rabbinizi tesbih etsenize" dememiş miydim?

 Ahmed Hulusi = Onların biraz düşüncelisi dedi: "Ben size tespih (tenzih) etsenize, demedim mi?"

 Ahmet Tekin = İçlerinden en mâkulleri, seçkin birisi:'Demedim mi size? Keşke Allah’ı tesbih ve tenzih etseydiniz!..' dedi.

 Ahmet Varol = Orta hal üzere (mutedil) olanları dedi ki: 'Ben size (Allah'ı) tesbih etmeniz gerekmez mi dememiş miydim?'

 Ali Bulaç = (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?"

 Ali Fikri Yavuz = İnsaflıları şöyle dedi: “- Ben demedim mi size, tesbîh etseydiniz? (İnşaallah deyeydiniz).”

 Ali Ünal = İçlerinde insaflı olanı, “Ben size dememiş miydim?” dedi, “Allah’a tesbihte bulunmalı, (O’nun emirlerine itaat etmeli, kudretine, iradesine ortak olmaya kalkmamalı) değil misiniz?” (Zamanında böyle yapmadınız, hiç olmazsa şimdi yapın!)”

 Bayraktar Bayraklı = (25-28) Amaçlarına ulaşacaklarından emin olarak erkenden gittiler. Harap olmuş bostanı gördüklerinde kimileri, “Biz yanlış yere geldik” dediler. Kimileri de, “Hayır, biz mahvolmuşuz” dediler. İçlerinden en feraset sahibi, “Ben size, niçin Allah'ı anmıyorsunuz, dememiş miydim?” dedi!”

 Bekir Sadak = Ortancalari: «Ben size Allah'i anmaniz gerekmez mi? dememis miydim?» dedi.

 Celal Yıldırım = çlerinden en uygun düşüneni : «Ben size demedim mi, tesbîh etseydiniz ya !?» dedi.

 Cemal Külünkoğlu = İçlerinden aklı başına olanı: “Ben size, Rabbinizi tespih etseydiniz (İnşaallah deseydiniz) ya dememiş miydim?” dedi.

 Diyanet İşleri (eski) = Ortancaları: 'Ben size Allah'ı anmanız gerekmez mi, dememiş miydim?' dedi.

 Diyanet Vakfi = İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size «Rabbinizi tesbih etsenize» dememiş miydim?

 Edip Yüksel = Ortancaları (erdemlileri), 'Ben size demedim mi? Rabbinizi yüceltmeniz gerekmez miydi?' dedi.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ortancaları (en mu'tedilleri) demedim mi size: tesbîh etseydiniz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = En mutedil olanları: «Ben size Rabbinizi tesbih etsenize, demedim mi?» dedi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İçlerinde en makul olanı şöyle dedi: «Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?»

 Gültekin Onan = (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben size dememiş miydim? (Tanrı'yı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?"

 Harun Yıldırım = Mutedil olanları dedi ki: “Ben size dememiş miydim? Tesbih etmeniz gerekmez miydi?”

 Hasan Basri Çantay = Ortancaları: «Ben size demedim mi? (Allâhı) tenzîh etmeli değil miydiniz?» dedi.

 Hayrat Neşriyat = Onların en dengeli (hayırlı) olanı: '(Ben) size, '(Rabbinizi) tesbîh etmeli değil miydiniz!’ demedim mi?' dedi.

 İbni Kesir = Ortancaları dedi ki: Ben size demedim mi? Tesbih etmeli değil miydiniz?

 Kadri Çelik = (İçlerinde) Ilımlı olanı, “Ben size, “Neden Rabbinizi tesbih etmiyorsunuz?” diye söylemedim mi?” dedi.

 Muhammed Esed = Aralarındaki en akl-ı selim sahibi olanı, "Ben size, Allah'ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz demedim mi?" diye sordu.

 Mustafa İslamoğlu = İçlerinden en dengeli olanı "Ben size "Allah yokmuş gibi hareket etmeyelim" dememişmiydim?" diye çıkıştı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Orta halde bulunanları dedi ki: «Ben size, 'tesbih eder olmalı değil misiniz?' demedim mi?»

 Ömer Öngüt = İnsaflıları şöyle dedi: "Ben size demedim mi? Rabbinizi tesbih etmeniz gerekmez miydi?"

 Şaban Piriş = Onların en insaflı olanı: -Ben size (Allah’ı) tesbih etmemiz gerekmez mi, dememiş miydim? dedi.

 Sadık Türkmen = Onların anlayışlı olanı/orta yolda gideni dedi ki: “Ben size Allah’ı yüceltmeniz gerekmez miydi, (O izin vermezse mahsulümüzü kaldıramayız)” demedim mi?

 Seyyid Kutub = Ortancaları, «Ben size demedim mi? Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih etmeniz gerekmez miydi?» dedi.

 Suat Yıldırım = En makul olanları ise: "Ben size Allah’ı zikretmenizi söylememiş miydim!" dedi.

 Süleyman Ateş = Orta (yolda giden iyi)leri: "Ben size demedim mi? Rabbinizi tesbih etmeniz gerekmez miydi?" dedi.

 Tefhim-ul Kuran = (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: «Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?»

 Ümit Şimşek = Aklı başında olanı 'Ben size Allah'ı tesbih edin dememiş miydim?' dedi.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ortancaları/ılımlı olanı şöyle dedi: "Ben size söylemedim mi? Tespih etseydiniz ya!"

 İskender Ali Mihr = Onların en makul düşüneni: “Ben, size eğer (Allah’ı) tesbih etmiyorsanız, olmaz (tesbih etmeniz gerekir) demedim mi?” dedi.

 İlyas Yorulmaz = Onların orta yollu düşünenleri de “Ben size söylememiş miydim? “Allah’ı yüceltip, noksan sıfatlardan arındırmalıydınız” diye.