Önceki Ayet Sonraki Ayet  
76. Sûre İnsan/27

 إِنَّ هَؤُلَاء يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا

  İnne hâulâi yuhıbbûnel âcilete ve yezerûne verâehum yevmen sekîlâ(sekîlen).

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak ki
hâulâi : işte onlar
yuhıbbûne : seviyorlar
el âcilete : dünyayı
ve yezerûne : ve bırakıyorlar, terkediyorlar (atıyorlar)
verâe-hum : arkalarına
yevmen : gün
sekîlen : ağır, zor, çetin
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki bunlar çabucak gelip geçeni severler de o ağır günü artlarına atar, bırakır giderler.

 Abdullah Parlıyan = Gerçekten bu inkârcılar o çabucak geçen dünyayı severler ve önlerinde gelecek olan son derece ağır günü ihmal edip bırakıp giderler.

 Adem Uğur = Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki bunlar, önlerindeki dünyayı seviyorlar ve arkasından gelecek çok zorlu bir süreci hesap etmiyorlar!

 Ahmet Tekin = Onlar dünya hayatını, günlük geçici kazancı seviyorlar. Sorumluluğu ağır bir günü arkalarına atıyorlar.

 Ahmet Varol = Şüphesiz bunlar peşin olanı (dünyayı) seviyor, önlerindeki ağır bir günü bırakıyorlar.

 Ali Bulaç = Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

 Ali Fikri Yavuz = Çünkü bunlar (Mekke kâfirleri), peşin dünyayı severler ve önlerindeki (şiddeti) ağır bir günü bırakırlar. (Ahiretin azabından korkub da imana gelmezler).

 Ali Ünal = Şu (günahkâr kâfirler,) peşin gelir olarak gördükleri dünyayı tercih edip onun peşinde koşmakta, fakat önlerinde kendilerini bekleyen çok ağır bir günü ise bir kenara koymaktadırlar.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz şu insanlar dünyayı severler, ağır bir günü kulak ardı ederler.

 Bekir Sadak = Dogrusu insanlar, cabuk elde edilen dunya nimetlerini severler de agirligi cekilmez gunu arkalarinda birakirlar.

 Celal Yıldırım = Hakikat bunlar tezelden Dünya'yı arzulayıp seviyorlar (sadece onunla yetinmek istiyorlar). Önlerindeki ağır (hesap ve sorumlulukların dikkate alınacağı) bir günü terkediyorlar.

 Cemal Külünkoğlu = Doğrusu onlar, şu geçici dünyayı severler ve önlerindeki o zorlu günü gözardı ederler.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu insanlar, çabuk elde edilen dünya nimetlerini severler de ağırlığı çekilmez günü arkalarında bırakırlar.

 Diyanet Vakfi = Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.

 Edip Yüksel = Bunlar şu geçici (dünya hayatını) seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü ise önemsemiyorlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü onlar pîşini severler ve önlerindeki ağır bir günü bırakırlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü onlar peşini (geçici dünyayı) severler ve önlerindeki ağır bir günü (kıyameti) bırakırlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Çünkü onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır bir günü arkaya atıyorlar.

 Gültekin Onan = Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı seviyorlar. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakıyorlar.

 Harun Yıldırım = Gerçekten bunlar, çarçabuk geçeni severler, ama çok çetin bir günü de arkalarına atarlar.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykat, bunlar o çabucak geçen (dünyâyi) severler, önlerindeki o çetin günü bırakırlar.

 Hayrat Neşriyat = Şübhe yok ki şunlar (kâfirler), âcil olanı (çabuk geçen dünya hayâtını) seviyorlar da, önlerindeki ağır bir günü (kıyâmeti) bırakıyorlar.

 İbni Kesir = Doğrusu bunlar; çabucak geçeni severler de, o çetin günün arkalarına bırakırlar.

 Kadri Çelik = Şüphesiz onlar (günahkâr ve kâfir olanlar) çabucak geçeni severler de o ağır (çetin) günü arkalarına bırakırlar.

 Muhammed Esed = Bakın, (Allah'ı umursamayan) şu adamlar bu gelip geçici dünyayı severler, ama ızdırap dolu bir Günü (düşünmeyi) ihmal ederler.

 Mustafa İslamoğlu = Ne var ki şu (nankör) adamlar hemen şimdi ve burada olanı seviyorlar da, zor bir günü (gündemlerine almayı) erteliyorlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki onlar, peşin olanı severler ve önlerindeki pek ağır bir günü bırakırlar.

 Ömer Öngüt = Doğrusu onlar çabuk geçeni (dünyayı) seviyorlar da önlerindeki o çetin günü (ahireti) bırakıyorlar.

 Şaban Piriş = Onlar, acele olanı istiyorlar, arkalarındaki ağır bir günü arkalarında bırakıyorlar.

 Sadık Türkmen = Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (hesap gününü) ihmal ediyorlar.

 Seyyid Kutub = Bu adamlar şu geçici dünyayı severler ve önlerindeki o zorlu günü gözardı ederler.

 Suat Yıldırım = Şu insanlar bu peşin dünya hayatını arzulayıp, önlerinde kendilerini bekleyen o ağır günü ihmal ediyorlar.

 Süleyman Ateş = Bunlar, şu çabuk (geçen dünyây)ı seviyorlar da ötelerindeki ağır bir günü bırakıyorlar.

 Tefhim-ul Kuran = Gerçek şu ki bunlar, çarçabuk geçmekte olan (dünyay)ı sevmektedirler. Önlerinde bulunan ağır bir günü bırakmaktadırlar.

 Ümit Şimşek = Şunlar pek ağır bir günü bırakıyorlar da önlerindeki peşin dünyaya bağlanıyorlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunlar, hemen gelecek olanı seviyorlar da ötelerindeki zorlu bir günü ihmal ediyorlar.

 İskender Ali Mihr = İşte onlar, muhakkak ki çabuk geçen (dünya hayatını) seviyorlar. Zor, çetin günü arkalarına atıyorlar (umursamıyorlar).

 İlyas Yorulmaz = Onlar gerçekten dünyayı çok seviyorlar ve ağır bir günü de (hesap gününü) arkalarına atıyorlar.