Önceki Ayet Sonraki Ayet  
79. Sûre Nâzi’ât/25

 فَأَخَذَهُ اللَّهُ نَكَالَ الْآخِرَةِ وَالْأُولَى

  Fe ehazehullâhu nekâlel âhırati vel ûlâ.

Kelime Karşılaştırma
fe : o zaman, bunun üzerine
ehaze-hu allâhu : Allah onu ahzetti, yakalayıp helâk etti
nekâle : korkunç ceza, azap
el âhırati : ahiret
ve el ûlâ : ve ilk, önceki (dünya)
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Derken Allah onu, dünyâda da, âhirette de azaplandırarak helâk etmişti.

 Abdullah Parlıyan = Derken Allah onu dünyada boğarak ahirette de cehennemle azaplandırarak helak etmişti.

 Adem Uğur = Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

 Ahmed Hulusi = Bunun üzerine Allâh, onu sonsuz yaşam boyutunun ve öndekinin (dünyanın) ibret verici azabı ile yakaladı.

 Ahmet Tekin = Sen misin bunu diyen? Allah da onu âhirette Cehennemin en harlı yerinde yakarak, dünyada ordusuyla birlikte denizde boğarak, benzerlerine gözdağı ve ders olacak şekilde cezalandırdı.

 Ahmet Varol = Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

 Ali Bulaç = Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

 Ali Fikri Yavuz = Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi.

 Ali Ünal = Nihayet Allah onu kıskıvrak yakalayıp, Âhiret ve öncesinde dünya azabıyla herkese örnek olacak şekilde cezalandırdı.

 Bayraktar Bayraklı = Böylece Allah, onu âhiret ve dünya azabıyla cezalandırdı.

 Bekir Sadak = Allah bunun uzerine onu dunya ve ahiret azabina ugratti.

 Celal Yıldırım = Bu yüzden Allah onu (öğüt ve ibret alınacak şekilde) Dünya ve Âhiret azâbıyla yakalayıverdi.

 Cemal Külünkoğlu = Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

 Diyanet İşleri (eski) = Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.

 Diyanet Vakfi = Allah onu, (herkese ibret olarak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.

 Edip Yüksel = Sonunda, ALLAH onu ahiret ve dünya cezasına çarptı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Allah da onu tuttu sonuna önüne nekâl olmak üzere tenkîl ediverdi

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah da onu tuttu, sonuna ve önüne (ahirette ve dünyada) ibret olmak üzere bir cezaya çarptırdı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah da onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi.

 Gültekin Onan = Böylelikle Tanrı onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

 Harun Yıldırım = Allah, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı onu.

 Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine Allah onu hem âhiret, hem dünyâ azâbiyle yakaladı.

 Hayrat Neşriyat = Allah da onu, âhiretin ve dünyanın (ibret verici) azâbıyla yakalayıverdi!

 İbni Kesir = Bunu üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

 Kadri Çelik = Böylelikle Allah onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

 Muhammed Esed = Bunun üzerine Allah onu yakalayıp hesaba çekti (ve bunu) hem bu dünyada hem de öteki dünyada uyarıcı bir örnek yaptı.

 Mustafa İslamoğlu = Sonunda Allah, onu ahiret ve dünya azabıyla (aleme) ibret olsun diye yakaladı.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Fakat Allah, onu ahiretin de, dünyanın da ukûbetiyle yakaladı.

 Ömer Öngüt = Allah da onu dünya ve ahiret azabı ile yakalayıverdi.

 Şaban Piriş = Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

 Sadık Türkmen = Bunun üzerine Allah da onu dünya ve ahiret azabıyla yakaladı.

 Seyyid Kutub = Allah bunun üzerine onu dünya ve ahiret azabına uğrattı.

 Suat Yıldırım = Allah da onu dünyada da, âhirette de şiddetle cezalandırdı.

 Süleyman Ateş = Allâh da onu, sonun ve ilkin (âhiretin ve dünyânın) azâbıyle cezâlandırdı.

 Tefhim-ul Kuran = Böylelikle Allah (c.c.) onu, ahiret ve dünya azabıyla yakaladı.

 Ümit Şimşek = Allah da onu hem dünya, hem âhiret azabıyla yakaladı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bunun üzerine Allah, onu sonraya ve önceye ibret olmak üzere bir ceza ile çarptı.

 İskender Ali Mihr = Bunun üzerine Allah, onu dünya ve ahiret azabıyla ahzetti (yakalayıp helâk etti).

 İlyas Yorulmaz = Allah da onu, hem ahiret, hem de dünya cezasıyla yakaladı.