Önceki Ayet Sonraki Ayet  
88. Sûre Gâşiye/2

 وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ خَاشِعَةٌ

  Vucûhun yevme izin hâşiatun.

Kelime Karşılaştırma
vucûhun : yüzler vardır
yevme izin : o gün, izin günü
hâşiatun : öne eğik, zillet içinde, dehşet içinde
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = O gün birtakım yüzler vardır ki zillete bürünmüşlerdir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = O gün yüzler eğilirler.

 Abdullah Parlıyan = Bazı yüzler o gün yere bakacak.

 Adem Uğur = O gün bir takım yüzler zelildir,

 Ahmed Hulusi = O gün yüzler (vardır) zilletle yere bakar!

 Ahmet Tekin = O gün, bir takım yüzler zillet içinde, başlar eğilmiştir.

 Ahmet Varol = Bir kısım yüzler, o gün aşağılık içinde eğilmiştir.

 Ali Bulaç = O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.'

 Ali Fikri Yavuz = Bir takım yüzler vardır ki, o gün zelildir;

 Ali Ünal = Yüzler olacaktır o gün korku ve zilletten eğilmiş;

 Bayraktar Bayraklı = (2-7) O gün birtakım yüzler öne eğilecek; çok çabalayıp yorgun düşecek; kızgın ateşe girecek; son derece sıcak bir kaynaktan içirilecek. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur; o ise, ne besler, ne de açlığı giderir.

 Bekir Sadak = O gun bir takim yuzler zillete burunmustur.

 Celal Yıldırım = Yüzler var ki, o gün kararıp aşağılanmıştır.

 Cemal Külünkoğlu = O gün birtakım yüzler zillete bürünmüştür.

 Diyanet İşleri (eski) = O gün bir takım yüzler zillete bürünmüştür.

 Diyanet Vakfi = (2-7) O gün bir takım yüzler zelildir, durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, kızgın ateşe girer. Onlara kaynar su pınarından içirilir. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, o ise ne besler ne de açlığı giderir.

 Edip Yüksel = O gün yüzler saygı gösterir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir takım yüzler o gün eğilmiş zillete düşmüştür

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O gün kimi yüzler eğilmiş, zillete düşmüştür.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür.

 Gültekin Onan = O gün, öyle yüzler vardır ki 'zillet içinde aşağılanmıştır'.

 Harun Yıldırım = O gün öyle yüzler vardır ki, korkuludur.

 Hasan Basri Çantay = Yüzler (vardır) o gün zelîl ve (hakıyr) dir.

 Hayrat Neşriyat = Birtakım yüzler vardır ki o gün zelildir!

 İbni Kesir = Yüzler vardır ki, o gün zillete bürünmüştür.

 Kadri Çelik = O gün birtakım yüzler yere eğilmiş, zillete bürünmüştür.

 Muhammed Esed = Bazı yüzler o Gün yere bakacak,

 Mustafa İslamoğlu = Bazıları vardır o gün; zillet içinde yıkılmıştır;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (1-2) Sana salgın Kıyametin haberi geldi mi? O gün nice yüzler zillete düşmüştür.

 Ömer Öngüt = Bir takım yüzler o gün zillete bürünmüştür.

 Şaban Piriş = O gün, yüzler vardır yere yıkılmış.

 Sadık Türkmen = Yüzler vardır; o gün eğilmiş,

 Seyyid Kutub = O gün birtakım yüzler zillete bürünmüştür.

 Suat Yıldırım = Yüzler vardır o gün yere eğilmiştir, zelildir!

 Süleyman Ateş = Yüzler var ki o gün öne düşüktür,

 Tefhim-ul Kuran = O gün, öyle yüzler vardır ki, 'zillet içinde aşağılanmıştır.'

 Ümit Şimşek = Yüzler vardır, o gün yere bakar,

 Yaşar Nuri Öztürk = Yüzler vardır o gün zilletle öne eğilmiştir.

 İskender Ali Mihr = İzin günü zillet içinde olan yüzler vardır.

 İlyas Yorulmaz = O gün yüzler korku içindedir.