Önceki Ayet Sonraki Ayet  
75. Sûre Kıyâme/17

 إِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْآنَهُ

  İnne aleynâ cem’ahu ve kur’ânehu.

Kelime Karşılaştırma
inne : muhakkak ki
aleynâ : bize ait
cem’a-hu : onun toplanması
ve kur’âne-hu : ve onun okunması
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki onu toplayıp unutturmamak da bize düşer, okumak ve tertîb etmek de.

 Abdullah Parlıyan = Çünkü O'nu senin kalbine yerleştirmek ve gerektiğinde okutturmak bizim işimizdir.

 Adem Uğur = Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki Onu cem' etmek ve Onun okunması bize aittir.

 Ahmet Tekin = Kur’ân’ın telifi, hâfızana yerleştirilmesi, bütünlük kazandırılarak okunması ve okutulması bize aittir.

 Ahmet Varol = Şüphesiz onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize düşer.

 Ali Bulaç = Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir.

 Ali Fikri Yavuz = Çünkü O Kur’an’ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aiddir.

 Ali Ünal = Çünkü onu (senin kalbinde) toplayıp sana okutmak Bize aittir.

 Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz onu kalbinde toplamak ve sana okutturmak yalnızca bize aittir.

 Bekir Sadak = Dogrusu o vahyolunani kalbine yerlestirmek ve onu sana okutturmak Bize duser.

 Celal Yıldırım = Şüphesiz ki onu toplayıp okutmak bize aittir.

 Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir.

 Diyanet İşleri (eski) = Şüphesiz onu toplamak da okutmak da bize aittir.

 Diyanet Vakfi = Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.

 Edip Yüksel = Onu toplamak da okutmak da bize düşer.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü onun derlenip toplanması Bize aittir!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = çünkü onu (senin kalbine) yerleştirmek ve (gerektiğinde) okutturmak Bizim işimizdir.

 Gültekin Onan = Şüphesiz onun toplanması da okunuşu da bize düşer;

 Harun Yıldırım = (16-17) Onu (Kur'an'ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.

 Hasan Basri Çantay = Şüphesiz ki onu (ezberinde) toplamak ve okutmak bize âittir.

 Hayrat Neşriyat = Şüphesiz, onu toplayıp, okumak bize düşer.

 İbni Kesir = Şüphesiz onu toplamak ve okutmak Bize aittir.

 Kadri Çelik = Hiç şüphesiz onu (kalbinde) toplamak ve onu (diline salarak) okumak bize aittir.

 Muhammed Esed = çünkü onu (senin kalbine) yerleştirmek ve (gerektiğinde) okutturmak Bizim işimizdir.

 Mustafa İslamoğlu = Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (16-17) Onu (Kur'an'ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.

 Ömer Öngüt = Onu toplamak da, okutmak da Bize aittir.

 Şaban Piriş = Şüphesiz, onu toplayıp, okumak bize düşer.

 Sadık Türkmen = Onu toparlamak ve Kur’an haline getirmek (hükmünü oluşturmak) Bize düşer.

 Seyyid Kutub = Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

 Suat Yıldırım = Çünkü vahyi senin kalbinde toplamak ve onu okutmak Bize ait bir iştir.

 Süleyman Ateş = Onu (senin kalbinde) toplamak ve (sana) okumak bize düşer.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, onu (kalbinden) toplamak ve onu (sana) okutmak bize ait (bir iş)tir.

 Ümit Şimşek = Onu toplamak da, okutmak da Bize aittir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Onu toplamak ve okumak bize düşer.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki O’nun toplanması ve okunması Bize aittir.

 İlyas Yorulmaz = Onun (amellerinin) toplanıp bir araya getirilmesi ve onun okutulması bize aittir.