Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/165

 وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ

  Ve innâ le nahnus sâffûn(sâffûne).

Kelime Karşılaştırma
ve innâ : muhakkak ki biz
le : elbette, mutlaka
nahnu : biz
es sâffûne : saf halinde, saf saf duranlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki biz, saf saf dizilmişiz elbet.

 Abdullah Parlıyan = Biziz o saf saf dizilenler, biz.

 Adem Uğur = Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz.

 Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki biz, evet biziz o saf saf dizilenler (varlıkta boyutları ve içindekileri meydana getirenler). "

 Ahmet Tekin = 'O sâf sâf dizilenler, emir bekleyenler biziz.'

 Ahmet Varol = Şüphesiz, o saflar halinde dizilenler biziz.

 Ali Bulaç = "Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."

 Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.

 Ali Ünal = “(O’nun emirlerini alıp yerine getirmek için) sıra sıra dizilip bekleyenleriz biz.

 Bayraktar Bayraklı = “Biz saf tutarız.”

 Bekir Sadak = (164-16) 6 Melekler soyle derler: «Bizim herbirimizin bilinen bir makami vardir. suphesiz biz sira sira duranlariz, suphesiz biz Allah'i tesbih edenleriz.»

 Celal Yıldırım = Ve bizler mutlaka saf saf dururuz,

 Cemal Külünkoğlu = (164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O'nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”

 Diyanet İşleri (eski) = (164-166) Melekler şöyle derler: 'Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz.'

 Diyanet Vakfi = (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz.

 Edip Yüksel = Biz, dizenleriz,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve biz elbette biz o saf dizenleriz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Elbette biziz o saf saf dizilenler, biziz ;

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.

 Gültekin Onan = "Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."

 Harun Yıldırım = " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."

 Hasan Basri Çantay = Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.

 Hayrat Neşriyat = 'Ve şübhesiz ki, (emrolunacağımız herşey için) saf saf duranlar elbette ancak biziz.'

 İbni Kesir = Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.

 Kadri Çelik = “O saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.”

 Muhammed Esed = biz de (ibadetlerimizde O'nun önünde) saf tutarız;

 Mustafa İslamoğlu = evet biziz (emre amade olup) saf saf duranlar, elbette biz;

 Ömer Nasuhi Bilmen = (165-166) Ve şüphe yok ki, bizleriz, elbette bizleriz, o saf beste olanlar. Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler.

 Ömer Öngüt = "O saf saf dizilenler biziz biz!"

 Şaban Piriş = Biz, elbette biz dizi dizi olanlarız.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, saf saf dizilenleriz.

 Seyyid Kutub = Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.

 Suat Yıldırım = Saf saf dizilenler biziz.

 Süleyman Ateş = "Biziz, o saf saf dizilenler, biz."

 Tefhim-ul Kuran = «Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.»

 Ümit Şimşek = 'Biz saf saf dizilenleriz.

 Yaşar Nuri Öztürk = O saf saf dizilenler elbette biziz.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki biz, mutlaka (Allah’ın huzurunda) saf saf duranlarız.

 İlyas Yorulmaz = Ve bizde O’nun huzurunda saf tutanlarız. ”