Önceki Ayet Sonraki Ayet  
84. Sûre İnşikâk/14

 إِنَّهُ ظَنَّ أَن لَّن يَحُورَ

  İnnehu zanne en len yahûr(yahûra).

Kelime Karşılaştırma
inne-hu : muhakkak ki o
zanne : zannetti, sandı
en len yahûra : asla geri dönmemek
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Çünkü o hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki o, öldükten sonra tekrar hayâta dönmeyeceğini sanırdı.

 Abdullah Parlıyan = Çünkü o hiçbir zaman ölümden sonra başka bir hayatta, Allah'a dönmeyeceğini sanırdı.

 Adem Uğur = O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki o, asla (Rabbine) dönmeyeceğini zannetti (ona göre yaşadı).

 Ahmet Tekin = Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.

 Ahmet Varol = Doğrusu o (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

 Ali Bulaç = Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

 Ali Fikri Yavuz = O (zalim, ahirette Rabbine) asla dönmiyeceğini sanmıştı.

 Ali Ünal = (Hayatının hesabını vermek üzere Rabbisine) hiç dönmeyeceğini sanıyordu.

 Bayraktar Bayraklı = (14-15) Çünkü o, hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı. Oysa gerçekten Rabbi onu görüyordu.

 Bekir Sadak = Zira; o, bir daha dirilip donmeyecegini sanmisti.

 Celal Yıldırım = Doğrusu o, (hesap gününe) dönmeyeceğini sanırdı.

 Cemal Külünkoğlu = Çünkü o hiçbir zaman (dirilip Rabbine) varmayacağını sanırdı.

 Diyanet İşleri (eski) = Zira; o, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanmıştı.

 Diyanet Vakfi = O hiçbir zaman Rabbine dönmeyeceğini sandı.

 Edip Yüksel = Bir daha (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Çünkü hiç inkılâb görmiyecek sanmıştı

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Çünkü o, hiç inkılap görmeyecek (bu durumunun asla değişmeyeceğini) sanmıştı.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.

 Gültekin Onan = Doğrusu o, (rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

 Harun Yıldırım = Doğrusu o, bir daha dönmeyeceğini düşünmüştü.

 Hasan Basri Çantay = Çünkü o, hakıykaten ve kat'iyyen (Rabbine) dönmeyeceğini sanmışdı.

 Hayrat Neşriyat = (14-15) Çünki o, (Rabbine) aslâ dönmeyeceğini sanmıştı. Hayır! Şübhesiz Rabbi onu hakkıyla görücü idi!

 İbni Kesir = Zira; o, bir daha dirilip dönmeyeceğini sanmıştı.

 Kadri Çelik = Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

 Muhammed Esed = çünkü, hiçbir zaman (Allah'a) döneceğini düşünmedi.

 Mustafa İslamoğlu = her halde o (Allah'a) döneceğini asla ummuyordu;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak, o sanmıştı ki elbette dönmeyecektir.

 Ömer Öngüt = Çünkü o bir daha dirilip Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.

 Şaban Piriş = O, asla dönmeyeceğini sanıyordu.

 Sadık Türkmen = Çünkü o, hiç dönmeyeceğini sanmıştı!

 Seyyid Kutub = Rabbine hiç dönmeyeceğini sanmıştı.

 Suat Yıldırım = Hiçbir sûrette Rabbine dönmeyeceğini sanırdı.

 Süleyman Ateş = O, hiç (Rabbine) dönmeyeceğini sanmıştı.

 Tefhim-ul Kuran = Doğrusu o, (Rabbine) bir daha dönmeyeceğini sanmıştı.

 Ümit Şimşek = Çünkü Rabbine hiç dönmeyecek sanıyordu.

 Yaşar Nuri Öztürk = Daha düşkün bir konuma asla geçmeyeceğini sanmıştı.

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki o (Allah’a) asla geri dönmeyeceğini sandı.

 İlyas Yorulmaz = Kesinlikle (ölümden sonra) yeniden diriltileceğini (döneceğini) zannetmiyordu.