Önceki Ayet Sonraki Ayet  
2. Sûre Bakara/137

 فَإِنْ آمَنُواْ بِمِثْلِ مَا آمَنتُم بِهِ فَقَدِ اهْتَدَواْ وَّإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنَّمَا هُمْ فِي شِقَاقٍ فَسَيَكْفِيكَهُمُ اللّهُ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ

  Fe in âmenû bi misli mâ âmentum bihî fe kadihtedev ve in tevellev fe innemâ hum fî şikâk(şikâkın) fe se yekfîke humullâh(humullâhu), ve huves semîul alîm(alîmu).

Kelime Karşılaştırma
fe : o zaman, o taktirde
in : eğer
âmenû : âmenû oldular, îmân ettiler
bi misli : benzeri, gibi
mâ âmentum : sizin îmân ettiğiniz şey
bi-hi : ona
fe kad : o zaman, böylece olmuştu
ihtedev : hidayete erdi
ve in tevellev : ve eğer yüz çevirirlerse
fe : artık, o zaman, o taktirde
innemâ : sadece
hum : onlar
fî şikâkın : ayrılık içinde
fe : o zaman, o taktirde
se yekfî-ke-hum : onlara karşı sana kâfidir
allâhu : Allah
ve huve es semîu : ve o hakkıyla işiten
el alîmu : hakkıyla bilen
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse mutlaka doğru yolu buldular demektir. Fakat yüz çevirdiler mi onlar, ancak ayrılık, aykırılık içindedir. Onlara karşı koymak için sana, Allah yeter ve o, her şeyi duyandır, bilendir.

 Abdullah Parlıyan = Eğer o Hıristiyan ve Yahudiler de, sizin inandığınız gibi inanırlarsa şüphesiz doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse de derin bir çıkmaza saplanmış olurlar. Bu takdirde de Allah onlara karşı, sana yeter. Zira yalnız O'dur herşeyi işiten ve herşeyi bilen.

 Adem Uğur = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.

 Ahmed Hulusi = Eğer onlar da, sizin O'na iman ettiğiniz kapsamda iman ederlerse, hakikate giden yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, parçalanmış ve dar kafalı olarak kalırlar. Onlara karşı Allâh sana yeterlidir! "HÛ"; Es Semi'dir, El Aliym'dir.

 Ahmet Tekin = Eğer ehl-i kitap ve diğerleri de, sizin iman ettiğiniz esasların tamamına hakkıyla iman ederlerse, hak yola girmiş, doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer imandan yüz çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak halkı yönlendirirlerse onlar gerçekten hakka muhalefet ve düşmanlık içindedirler. Onların şerrine karşı Allah sana yeter. O her şeyi işitir, her şeyi bilir.

 Ahmet Varol = Onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse de, öyle anlaşmazlık içinde kalırlar. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O duyandır, bilendir.

 Ali Bulaç = Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.

 Ali Fikri Yavuz = Artık Yahûdi ve Hristiyanlar, sizin bu imanınız gibi iman ederlerse, muhakkak hidayet bulmuşlardır. Eğer yüz çevirirlerse, size karşı ayrılık ve düşmanlık üzeredirler. Ey Habibim, sen onların düşmanlığından endişe etme, Allah sana kâfidir (Yakında onların şerrini senden def edecektir). Allah hakkıyle işiten ve bilendir.

 Ali Ünal = (Hidayet iddiasında bulunan o Yahudiler ve Hıristiyanlar) eğer sizin iman ettiğiniz (bu esaslara) aynen sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, o zaman hiç şüphesiz hidayeti bulmuş olurlar. Yok, yüz çeviriyorlarsa, bu takdirde, kuşkusuz (Din’in bir kısmına inanıp bir kısmına inanmama gibi) hem bir ayırıp parçalama, hem de nifak ve tefrika çıkarma içindedirler. Onların (bu her türlü tefrika çıkarma, inkâr ve desiselerine) karşı Allah sana yeter. O, Semî’ (her şeyi hakkıyla şiten) ve Alîm (her şeyi hakkıyla bilen)’dir.

 Bayraktar Bayraklı = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka ayrılık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir; bilendir.

 Bekir Sadak = Sizin inandiginiz gibi inanmis olsalar, dogru yolu bulmus olurlar. Yuz cevirirlerse, suphesiz onlar cikmazdadirlar. Onlara karsi sana Allah yetecektir. O, isitir ve bilir.

 Celal Yıldırım = Eğer onlar (Yahudiler ve Hıristiyanlar) sizin imân ettiğiniz gibi imân ederlerse herhalde doğru yolu bulurlar. Yok eğer yüzçevirecek olurlarsa, ancak ayrı (bir yola) düşmüş olurlar. Bu takdirde de Allah onlara karşı Sana yeter ve O, gereği gibi işiten ve bilendir.

 Cemal Külünkoğlu = Eğer o (Yahudiler ve Hıristiya)nlar sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse herhalde doğru yolu bulurlar. Yok, eğer yüz çevirirlerse, mutlaka onlar (size karşı) ayrılıkçılık (ve düşmanlık) içindedirler. Bu takdirde de Allah onlara karşı sana yeter. O, (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) hakkıyla bilendir.

 Diyanet İşleri (eski) = Sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, şüphesiz onlar çıkmazdadırlar. Onlara karşı sana Allah yetecektir. O, işitir ve bilir.

 Diyanet Vakfi = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.

 Edip Yüksel = Sizin inandığınız gibi inansalar doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, karşıt olmuş olurlar. Onlara karşı ALLAH sana yeter. O İşitendir, Bilendir.

 Elmalılı Hamdi Yazır = eğer böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu buldular, yok yüz çevirirlerse onlar sırf bir şikak içindedirler, Allah da sana onların haklarından geliverecektir, ve o, o işiden, o bilendir

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Eğer onlar da böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu buldular. Yok, yüz çevirirlerse, onlar sadece bir ihtilaf ve çekişme içindedirler. Allah da senden yana onların haklarından geliverecektir. O, herşeyi işiten ve bilendir.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse doğru yola girmiş, hidayeti bulmuş olurlar. Yok eğer yüz çevirirlerse onlar sadece ve sadece didişmenin içindedirler. Allah onlara karşı sana yeter. Ve O, işitendir, bilendir.

 Gültekin Onan = Şayet onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir ayrılık içindedirler. Onlara karşı Tanrı sana yeter. O işitendir, bilendir.

 Harun Yıldırım = Eğer sizin ona îmân ettiğiniz gibi îmân ederlerse, şüphesiz doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse doğrusu onlar ancak ayrılık içindedirler. Onlara karşı Allah sana yeter. Şüphesiz O, Semî'dir, Alîm'dir.

 Hasan Basri Çantay = Artık, eğer onlar da sizin bu îman etdiğiniz gibi îman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Şâyed yüz çevirirlerse onlar (size karşı) ancak muhaalefetdedirler. (Habîbim) o suretde onlara karşı Allah (sana) yeter (Allah seni sıyânet edecekdir). O, hakkıyle işiden hakkıyla bilendir.

 Hayrat Neşriyat = İşte (onlar da) böyle sizin kendisine îmân ettiğiniz gibi îmân ederlerse, o takdirde gerçekten hidâyete ermiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, o takdirde onlar, sırf (size karşı bir düşmanlık ve) bir muhâlefet içindedirler. Artık onlara karşı Allah sana yeter! Çünki O, Semî'(herşeyi hakkıyla işiten)dir, Alîm (herşeyi hakkıyla bilen)dir.

 İbni Kesir = Onlar da, sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse muhakkak doğru yolu bulmuşlardır. Şayet yüz çevirirlerse; şüphesiz ki onlar çekişme içerisindedirle. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O, Semi'dir, Alim'dir.

 Kadri Çelik = Sizin iman ettiğiniz gibi iman etmiş olsalar, şüphesiz hidayeti bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, şüphesiz bir ayrılığa (düşmanlığa) düşmüş olurlar. Bu durumda onlara karşı sana Allah yeter. O, işitendir, iyi bilendir.

 Muhammed Esed = Eğer (ötekiler de) sizin inandığınız gibi inanırlarsa şüphesiz doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse de derin bir çıkmaza saplanmış olurlar, ama Allah seni bundan korumaktadır. Zira yalnız O'dur her şeyi işiten, her şeyi bilen.

 Mustafa İslamoğlu = Eğer onlar sizin inandığınız gibi inanırlarsa, işte asıl o zaman doğru yola girmiş olurlar. Yok eğer bundan kaçınırlarsa, o zaman ayrımcılık çıkarıp sapan onlar olmuş olur. Onlara karşı, (tam zamanında) Allah sana yetecektir: zira O'dur içinizden geçen dilekleri işiten, niyetlerinizi ayrıntısıyla bilen.

 Ömer Nasuhi Bilmen = İmdi onlar sizin imân ettiğiniz gibi imân ederlerse muhakkak hidâyete ermiş olurlar. Ve eğer iraz ederlerse şüphe yok ki onlar şikak (münazaa ve mücadele) içinde kalmış olurlar. O halde Cenâb-ı Hak onlara karşı, sana kifâyet edecektir ve O semîdir, alîmdir.

 Ömer Öngüt = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanmış olsalar, doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse şüphesiz ki onlar ayrılık içindedirler. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O işitendir, bilendir.

 Şaban Piriş = -Eğer Yahudi ve Hıristiyanlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse şüphesiz hidayete ererler; yok eğer yüz çevirirlerse onlar ancak ayrılık içindedirler. Allah onlara karşı sana yeter. O hakkıyla işiten ve bilendir.

 Sadık Türkmen = Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu (hayat tarzını) bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse, onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah onlara karşı seni koruyacaktır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

 Seyyid Kutub = Eğer onlar sizin inandıklarınızın aynısına inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Eğer bu inanca arka dönerlerse mutlaka çatışmaya ve çıkmaza düşerler. Onlara karşı Allah sana yetecektir. O işitendir ve bilendir.

 Suat Yıldırım = Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, doğru yolu bulmuş olurlar. Yok yüz çevirirlerse, mutlaka size karşı bir ayrılık ve düşmanlık içindedirler. Bu takdirde ise onların hakkından gelmek için Allah sana yeter. O hakkıyla işitir ve bilir.

 Süleyman Ateş = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; ama dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşerler. Onlara karşı Allâh sana yeter. O, işitendir, bilendir.

 Tefhim-ul Kuran = Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuşlardır; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana ise, onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.

 Ümit Şimşek = Buna onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar. Yüz çevirirlerse, ayrılığa düşmüşlerdir. Onlara karşı sana Allah yeter. Çünkü O herşeyi işitir, herşeyi bilir.

 Yaşar Nuri Öztürk = Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar şıkak içindedirler/parçalanmış olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O.

 İskender Ali Mihr = Bundan sonra eğer onlar da, sizin O’na (Allah’a) îmân ettiğiniz gibi îmân etselerdi o takdirde hidayete ermiş olurlardı. Ve eğer dönerlerse (yüz çevirirlerse), böylece o taktirde onlar, sadece bir ayrılık içinde olurlar (Allah’ın yolundan ayrılmış olurlar). Allah, (onlara karşı) sana kâfi gelecektir. O, en iyi işiten ve en iyi bilendir.

 İlyas Yorulmaz = Eğer onlar, sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, doğru yola girmiş olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, o zaman onlar ayrılık içerisindedirler. Allah seni onlardan elbette ki koruyacaktır. Allah her şeyi işiten ve en iyi bilendir.