Önceki Ayet Sonraki Ayet  
86. Sûre Târık/13

 إِنَّهُ لَقَوْلٌ فَصْلٌ

  İnnehu le kavlun faslun.

Kelime Karşılaştırma
inne-hu : muhakkak ki o
le : mutlaka, gerçekten
kavlun : söz
faslun : ayıran
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir sözdür.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki o, her şeyi ayırt eden kesin bir söz elbet.

 Abdullah Parlıyan = Bu Kur'ân hakkı batıldan ayırt eden bir sözdür.

 Adem Uğur = Şüphesiz Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.

 Ahmed Hulusi = Muhakkak ki O (Kur'ân), elbette Hak ile bâtılı ayırıcı bir söz;

 Ahmet Tekin = Kesinlikle Kur’ân hak ile bâtılı ayıran bir kelâmdır.

 Ahmet Varol = Şüphesiz o, (hakkı batıldan) ayırıcı bir sözdür.

 Ali Bulaç = Şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür.

 Ali Fikri Yavuz = Muhakkak o Kur’an (hak ile batıl arasını) ayırd eden kesin bir hükümdür.

 Ali Ünal = Muhakkak ki o (Kur’ân), (hakla bâtılın arasını) ayıran kesin bir sözdür.

 Bayraktar Bayraklı = (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı![747]

 Bekir Sadak = Dogrusu bu Kuran kesin bir sozdur.

 Celal Yıldırım = Ki bu Kur'ân (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırd eden bir sözdür.

 Cemal Külünkoğlu = (13-14) Muhakkak, o (Kur'an) doğruyu yanlıştan ayıran bir kelamdır. O, bir şaka değildir.

 Diyanet İşleri (eski) = Doğrusu bu Kuran kesin bir sözdür.

 Diyanet Vakfi = (11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).

 Edip Yüksel = Bu, ayırdedici bir sözdür.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ki o her halde bir keskin hukümdür

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ki, o her halde keskin bir hükümdür.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür.

 Gültekin Onan = Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir sözdür.

 Harun Yıldırım = Şüphesiz o, kesinlikle ayırt edici bir sözdür.

 Hasan Basri Çantay = Hakıykaten o (Kur'an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat'î bir kelâmdır.

 Hayrat Neşriyat = (13-14) Şübhesiz ki o (Kur’ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. Ve o, şaka değildir!

 İbni Kesir = Ki doğrusu bu, kesin bir sözdür,

 Kadri Çelik = Ki hiç şüphesiz o (Kur'an, hakla batılı) kesin ayırıcı bir sözdür.

 Muhammed Esed = Bakın, bu (ilahi kelam) doğruyu yanlıştan ayıran bir sözdür,

 Mustafa İslamoğlu = elbet bu (vahiy) hakkı batıldan ayıran bir sözdür,

 Ömer Nasuhi Bilmen = Şüphe yok ki, o elbette bir ayırt eden kelâmdır.

 Ömer Öngüt = Şüphesiz ki bu Kur'an (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür.

 Şaban Piriş = Kesinlikle o ayırdedici bir sözdür.

 Sadık Türkmen = Şüphesiz bu, kesin ayırt edici bir sözdür.

 Seyyid Kutub = Şüphesiz Kur'an kesin bir sözdür.

 Suat Yıldırım = Bu Kur’ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

 Süleyman Ateş = O (Kur'ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir sözdür.

 Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir sözdür.

 Ümit Şimşek = Bu Kur'ân, hiç şüphesiz, hak ile bâtılı ayırt eden sözdür.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ki o, tam bir biçimde ayırt eden bir sözdür;

 İskender Ali Mihr = Muhakkak ki o, gerçekten (hakkı bâtıldan) ayıran bir sözdür.

 İlyas Yorulmaz = Şüphesiz O Kur’an, doğrularla yanlışları ayıran (Allah’ın) sözüdür.