Önceki Ayet Sonraki Ayet  
86. Sûre Târık/12

 وَالْأَرْضِ ذَاتِ الصَّدْعِ

  Vel ardı zâtis sad’ı.

Kelime Karşılaştırma
ve : andolsun
el ardı : ve arz, yeryüzü
zâti : sahip
es sad’ı : yarık, arz kabuğundaki çatlak
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Yarık yarık çatlamış yere andolsun.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve nebat bitirmek için çatlayıp yarılan yere.

 Abdullah Parlıyan = Bitki ve ağaçları bitirmek için yarılıp çatlayan yeryüzüne de andolsun ki;

 Adem Uğur = (Nebat ile) yarılan yere,

 Ahmed Hulusi = Yarılan arza ki,

 Ahmet Tekin = Andolsun yarıkları, çatlakları ve kırıkları olan, kaynak aktarma ve bitirme özelliğine sahip parçalı yere!

 Ahmet Varol = (Bitkilerin çıkmasıyla) yarılan yere ki;

 Ali Bulaç = ve (bitkilerle) yarılan yer şahit olsun:

 Ali Fikri Yavuz = (Nebat bitirmek için) yarılan arza ki,

 Ali Ünal = Ve (bitkilerin toprağı yarıp çıktığı) yarılıp çatlayan yere;

 Bayraktar Bayraklı = (11-17) Andolsun o dönüşlü göğe, o yarılıp çatlayan yeryüzüne. Şüphesiz Kur'ân, hak ile bâtılı ayıran bir sözdür. O asla bir şaka değildir. Kafirler hep hile/tuzak kuruyorlar. Ben de hilelerine karşılık veririm. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı![747]

 Bekir Sadak = (11-12) Yagmurun donusunu saglayan goge ve yarilan yeryuzune and olsun ki,

 Celal Yıldırım = Sürülüp yarılmaya elverişli yere and olsun,

 Cemal Külünkoğlu = (11-12) Yağmurlu göğe, (nebat bitirmek için) yarılan yeryüzüne andolsun ki,

 Diyanet İşleri (eski) = (11-12) Dönüşlü göğe ve yarılan yeryüzüne and olsun ki,

 Diyanet Vakfi = (11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek).

 Edip Yüksel = Ve yarılan yeryüzüne andolsun ki,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o arzı zati sad'a

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = yarılan yere,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O yarılıp çatlayan yere,

 Gültekin Onan = Yarılan yere de.

 Harun Yıldırım = Ve yarılan yere ki;

 Hasan Basri Çantay = o (nebat ile) yarılan yere ki,

 Hayrat Neşriyat = O (bitkilerle, vâdilerle yarılarak) yarıklar sâhibi olan yeryüzüne!

 İbni Kesir = Ve yarılan yere,

 Kadri Çelik = Yarılan yere.

 Muhammed Esed = ve bitkilerle patlayıp yarılan yeri!

 Mustafa İslamoğlu = ve (bitkilerle) yarılan yer şahit olsun:

 Ömer Nasuhi Bilmen = (11-12) Andolsun o dönüş sahibi olan semaya. Ve çatlayıp yarılan yeryüzüne.

 Ömer Öngüt = Ve yarılan yere andolsun ki!

 Şaban Piriş = Çatlayan toprağa andolsun ki..

 Sadık Türkmen = Çatlayıp yarılan yere!

 Seyyid Kutub = Bitkinin yeşerdiği yere andolsun ki.

 Suat Yıldırım = (11-12) Yağmur dolu gök, bitkilerin çıkması için yarılan yer hakkı için:

 Süleyman Ateş = (Bitkilerin çıkması için) Çatlayan yere andolsun ki,

 Tefhim-ul Kuran = Yarılan yere de.

 Ümit Şimşek = Ve yarıklarla dolu yere:

 Yaşar Nuri Öztürk = Çatlayışlarla/yarılışlarla dolu yere de yemin olsun,

 İskender Ali Mihr = Ve yarıklara sahip arza andolsun.

 İlyas Yorulmaz = Yarılıp çatlayan yeryüzüne yemin olsun ki.