Önceki Ayet Sonraki Ayet  
52. Sûre Tûr/12

 الَّذِينَ هُمْ فِي خَوْضٍ يَلْعَبُونَ

  Ellezîne hum fî havdın yel’abûn(yel’abûne).

Kelime Karşılaştırma
ellezîne : onlar ki
hum : onlar
: içinde (içine dalmış olarak)
havdın : lüzumsuz bâtıl şeyler
yel’abûne : oynuyorlar, oyalanıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (11-12) İşte o gün, içine daldıkları dünya zevki içinde eğlenip oyalanan yalanlayıcıların vay hâline!

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öyle kişilerdir onlar ki daldıkları batakta oynayıp dururlar.

 Abdullah Parlıyan = tüm hayatları boyunca tamamen boş şey ve boş işlerle oyalanıp duranların.

 Adem Uğur = Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.

 Ahmed Hulusi = Ki onlar (o yalanlayanlar şimdi) daldıkları (dünyalarındaki hayalî değerler) içinde oynamaktadırlar!

 Ahmet Tekin = Hayatları boyunca daldıkları bâtıl bataklık içinde, bilgisizce ileri geri konuşarak oynayıp duran, kitapları, peygamberleri, âhireti yalanlayanların vay hâline!

 Ahmet Varol = Ki onlar, daldıkları bir batılın içinde oynayıp duranlardır.

 Ali Bulaç = Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayan, oyalananlardır.

 Ali Fikri Yavuz = Ki onlar, daldıkları bir bâtıl da oynayıb duranlardır.

 Ali Ünal = Onlar ki, daldıkları bâtılda, oyun ve eğlence içinde oyalanıp durmaktadırlar.

 Bayraktar Bayraklı = Ki onlar, daldıkları bir bâtıl da oynayıb duranlardır.

 Bekir Sadak = (9-12) Gogun sarsildikca sarsilacagi, daglarin yurudukce yuruyecegi gun; iste o gun, daldiklari yerde eglenip oyalanarak kiyameti yalanlayanlara yazik olacak!

 Celal Yıldırım = (9-10-11-12) O gün, gök döndükçe dönecek. O gün (Hakk'ı) yalanlıyanların vay hâline ! Ki onlar, daldıkları şeyde (küfür ve sapıklık içinde) eğlenip dururlar.

 Cemal Külünkoğlu = (11-12) (İnanmayıp) yalanlayanların vay haline o gün! Onlar (bütün hayatları boyunca) tamamen boş şeylerle oyalanıp duranlardır.

 Diyanet İşleri (eski) = (9-12) Göğün sarsıldıkça sarsılacağı, dağların yürüdükçe yürüyeceği gün; işte o gün, daldıkları yerde eğlenip oyalanarak kıyameti yalanlayanlara yazık olacak!

 Diyanet Vakfi = Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.

 Edip Yüksel = Onlar ki bir bataklıkta oynamaktadırlar.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ki onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = ki, onlar daldıkları bir batakta oynayıp duruyorlar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ki onlar, daldıkları bir batak (bâtıl)da oynayıp duruyorlar.

 Gültekin Onan = Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayan, oyalananlardır.

 Harun Yıldırım = Ki onlar, daldıkları batıl içinde oynar dururlar.

 Hasan Basri Çantay = Ki onlar daldıkları baatıl içinde oynayıb duranlardır.

 Hayrat Neşriyat = O kimseler ki, onlar (bâtıl) bir dalış içinde oynayıp dururlar.

 İbni Kesir = Onlar ki; daldıkları batıl içinde oyalanıp durmaktadırlar.

 Kadri Çelik = Onlar, daldıkları batıl içinde oynayıp eğlenirler.

 Muhammed Esed = (bütün hayatları boyunca) tamamen boş şeylerle oyalanıp duranların;

 Mustafa İslamoğlu = Onlar ki daldıkları oyunda oynuyor olacaklar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = O kimseler ki, onlar bir bataklıkta oynarlar.

 Ömer Öngüt = Onlar ki o daldıkları bâtıl içinde oynayıp-oyalanmaktadırlar.

 Şaban Piriş = Ki onlar, boş şeylere dalıp, oynuyorlardı.

 Sadık Türkmen = Onlar daldıkları bir batakta oyalanıp duruyorlar.

 Seyyid Kutub = Ki onlar o daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır.

 Suat Yıldırım = Onlar ki daldıkları batıl içinde oynayıp dururlar.

 Süleyman Ateş = O daldıkları bâtıl içinde oynayıp duranlar,

 Tefhim-ul Kuran = Ki onlar, 'daldıkları saçma bir uğraşı' içinde oynayıp, oyalananlardır.

 Ümit Şimşek = Onlar ki daldıkları şeyde oynayıp duruyorlar.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ki onlar bir batağa dalmış oynamaktadırlar.

 İskender Ali Mihr = Onlar ki, lüzumsuz şeylere dalıp oyalananlardır.

 İlyas Yorulmaz = Yeryüzünde iken geniş bir alanda oynayıp duranlar.