Önceki Ayet Sonraki Ayet  
7. Sûre A’râf/118

 فَوَقَعَ الْحَقُّ وَبَطَلَ مَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

  Fe vakaal hakku ve batale mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Kelime Karşılaştırma
fe vakaa : böylece vuku buldu, oldu
el hakku : hak, gerçek
ve batale : ve bâtıl oldu, yok oldu
mâ kânû : oldukları şeyler
ya’melûne : yapıyorlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Böylece hak yerini buldu ve onların yapmış oldukları şeylerin hepsi boşa çıktı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Böylece de hak üstün oldu, yerine geldi ve yaptıkları şeyler, mahvolup gitti.

 Abdullah Parlıyan = Böylece gerçek kendini gösterip hak ortaya çıkmış, berikilerin bütün o yapıp becerdiklerinin boş olduğu anlaşılmış oldu.

 Adem Uğur = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.

 Ahmed Hulusi = İşte böylece Hak açığa çıktı ve onların yapmakta oldukları boşa gitti.

 Ahmet Tekin = Böylece doğrular, gerçekler, hak ortaya çıktı. Onların bütün yaptıkları boşa gitti.

 Ahmet Varol = Böylece hak ortaya çıktı ve onların yaptıkları ortadan silindi.

 Ali Bulaç = Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.

 Ali Fikri Yavuz = Artık hak meydana çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti.

 Ali Ünal = Neticede hak kendini belli etti ve diğerlerinin bütün yaptıkları boşa çıktı.

 Bayraktar Bayraklı = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.

 Bekir Sadak = Hak tahakkuk etti, onlarin yaptiklari bosa gitti.

 Celal Yıldırım = Böylece hak (bütün açıklığıyla) gerçekleşti; onların yapageldikleri (sihir, gözboyacılık ve elçabukluğu) boşa çıkıp hükümsüz kaldı.

 Cemal Külünkoğlu = Böylece gerçek kendini gösterdi ve onların yaptıkları boşa çıktı.

 Diyanet İşleri (eski) = Hak tahakkuk etti, onların yaptıkları boşa gitti.

 Diyanet Vakfi = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.

 Edip Yüksel = Böylece, gerçek gerçekleşti ve yaptıkları boşa çıktı.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Artık hak meydana çıktı ve onların bütün yaptıkları hiçe gitti

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Artık gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları hiçe gitti.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti.

 Gültekin Onan = Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.

 Harun Yıldırım = Böylece hak ortaya çıktı; onların yapmakta oldukları da boşa çıktı.

 Hasan Basri Çantay = İşte, bu suretle hak yerini buldu, onların yapmakda oldukları şeyler de bir hiç olub gitdi.

 Hayrat Neşriyat = Böylece hakikat ortaya çıktı ve yapmakta oldukları şeyler (sihirler) boşa gitti.

 İbni Kesir = Böylece hak yerini buldu ve onların yapmakta oldukları şeyler de boşa gitti.

 Kadri Çelik = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yaptıkları boşa gitti.

 Muhammed Esed = Böylece gerçek kendini göstermiş, berikilerin bütün o yapıp becerdiklerinin boş olduğu ortaya çıkmış oldu.

 Mustafa İslamoğlu = Böylece hakikat ortaya çıktı ve (Allah) diğerlerinin yaptıkları sihri iptal etti.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Artık hak tezahür etmiş, onların yapar oldukları ise bâtıl olup gitmişti.

 Ömer Öngüt = Böylece hak yerini buldu ve onların yaptıkları bir hiç olup gitti.

 Şaban Piriş = Gerçek ortaya çıktı. Onların yaptıkları boşa gitti.

 Sadık Türkmen = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların tüm yaptıkları bir hiç olup gitti!

 Seyyid Kutub = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların bütün marifetleri boşa çıktı.

 Suat Yıldırım = Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları boşa gitti.

 Süleyman Ateş = Gerçek ortaya çıktı ve onların bütün yaptıkları bâtıl oldu.

 Tefhim-ul Kuran = Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları geçersiz kaldı.

 Ümit Şimşek = Hak yerini buldu, onların yaptıkları boşa çıktı.

 Yaşar Nuri Öztürk = Böylece hak ortaya çıktı, onların yapıp ettikleri, işe yaramaz hale geldi.

 İskender Ali Mihr = Böylece hak (gerçek) vuku buldu (ortaya çıktı). Ve onların yapmış oldukları şeyler bâtıl oldu (yok oldu).

 İlyas Yorulmaz = Böylece Hak ortaya çıktı ve onların yaptıklarını boşa çıkardı.