Önceki Ayet Sonraki Ayet  
79. Sûre Nâzi’ât/11

 أَئِذَا كُنَّا عِظَامًا نَّخِرَةً

  E izâ kunnâ izâmen nahıraten.

Kelime Karşılaştırma
e : mi
izâ kunnâ : biz olduğumuz zaman
izâmen : kemik
nahıreten : çürüyüp dağılmış
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ufalanmış bir kemik yığını hâline geldikten sonra mı olacak bu iş?

 Abdullah Parlıyan = Ufalanmış bir kemik yığını haline geldikten sonra mı olacak bu iş?

 Adem Uğur = (Hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"

 Ahmed Hulusi = "Çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuzda mı?"

 Ahmet Tekin = 'Çürümüş kemik haline geldiğimiz zaman mı?'

 Ahmet Varol = Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduktan sonra?'

 Ali Bulaç = "Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?"

 Ali Fikri Yavuz = Çürüyüp ufalanmış kemikler olduğumuz zaman mı?”

 Ali Ünal = “Hem de çürüyüp, ufalanmış kemikler haline geldikten sonra?”

 Bayraktar Bayraklı = (10-12) Onlar şöyle diyorlar: “Biz eski halimize mi döndürüleceğiz? Çürümüş kemikler haline geldikten sonra mı? Öyleyse bu hüsran dolu bir dönüştür.”

 Bekir Sadak = «falanmis kemik oldugumuz zaman mi?»

 Celal Yıldırım = (10-11) (İnkarcı sapıklar) derler ki: «Biz çürüyüp ufalanmış kemikler hâline geldiğimizde acaba eski durumumuza döndürülecek miyiz?!»

 Cemal Külünkoğlu = (10-12) (O inkârcılar) diyorlar ki: “Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirileceğiz! Öyle ise bu zarar dolu bir dönüştür.”

 Diyanet İşleri (eski) = 'Ufalanmış kemik olduğumuz zaman mı?'

 Diyanet Vakfi = (10-11) «Öldükten sonra biz, (dünyadaki) ilk halimize mi döndürüleceğiz, (hem de) çürümüş kemikler olduktan sonra mı?» derler.

 Edip Yüksel = 'Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha!?'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ya ufalanmış kemikler olduğumuz vaktı ha?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ya, ufalanmış kemikler olduktan sonra ha?»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Biz, çürümüş kemikler olduktan sonra ha?»

 Gültekin Onan = "Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?"

 Harun Yıldırım = “Çürümüş, dağılmış kemikler olduktan sonra mı?”

 Hasan Basri Çantay = «Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»

 Hayrat Neşriyat = 'Çürümüş kemikler hâline geldiğimiz zaman mı?'

 İbni Kesir = Ufalanmış kemikler olduğumuz vakit mi?

 Kadri Çelik = “Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?”

 Muhammed Esed = çürüyen kemik (yığını) olsak bile?"

 Mustafa İslamoğlu = Tamamen çürüyüp bir külçe kemik haline gelsek de mi?"

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Biz mi çürümüş kemikler olduğumuz zaman?»

 Ömer Öngüt = "Ufalanmış kemikler haline geldiğimiz zaman mı?"

 Şaban Piriş = -Çürüyüp ufalanmış kemikler haline geldiğimiz zaman..

 Sadık Türkmen = Ufalanmış kemikler olmamızdan sonra ha?!”

 Seyyid Kutub = Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?

 Suat Yıldırım = (10-12) İnkârcılar alay ederek şöyle derler: "Çürümüş kemik haline geldikten sonra mı biz eski durumumuza getirilecekmişiz! O takdirde bu, bizim için ziyanlı bir dönüş olur!"

 Süleyman Ateş = "Biz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"

 Tefhim-ul Kuran = «Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?»

 Ümit Şimşek = 'Ufalanmış kemiklere döndükten sonra, öyle mi?'

 Yaşar Nuri Öztürk = "Un ufak kemikler haline geldikten sonra, öyle mi!"

 İskender Ali Mihr = Biz çürümüş, dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı?

 İlyas Yorulmaz = “Çürümüş kemik yığınları haline gelmiş iken, öylemi?” derler.