Önceki Ayet Sonraki Ayet  
12. Sûre Yûsuf/105

 وَكَأَيِّن مِّن آيَةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ

  Ve keeyyin min âyetin fîs semâvâti vel ardı yemurrûne aleyhâ ve hum anhâ mu’ridûn(mu’ridûne).

Kelime Karşılaştırma
ve keeyyin : ve (ne kadar) pek çok, nice
min âyetin : (âyetlerden) âyet, delil
fî es semâvâti : semalarda, göklerde
ve el ardı : ve yeryüzü
yemurrûne : yanından geçerler
aleyhâ : onun üzerinden, yanından
ve hum an-hâ : ve onlar, ondan
mu’ridûne : yüz çeviren kimseler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki yanlarına uğrarlar da onlardan yüzlerini çevirerek geçerler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Göklerde ve yeryüzünde nice deliller vardır ki onları görmezler ve yüz çevirip giderler.

 Abdullah Parlıyan = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.

 Adem Uğur = Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.

 Ahmed Hulusi = Semâlarda ve arzda nice işaret var ki, onlar bunlardan yüz çevirerek üzerlerinden geçip giderler.

 Ahmet Tekin = Bununla beraber, göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini gösteren ne kadar işaret, delil var ki, onlarla yüzyüze gelirler de, gene de ilgilenmezler.

 Ahmet Varol = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki yanlarından yüzlerini çevirerek geçerler.

 Ali Bulaç = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.

 Ali Fikri Yavuz = Göklerde ve yerde (Allah’ın birliğine, kudret ve azametine delâlet eden) ne kadar alâmet var ki, insanlar, üzerlerinden geçerler de, bunlardan ibret almayıp yüz çevirirler.

 Ali Ünal = (Kur’ân’ın dile getirdiği iman hakikatlerine) göklerde ve yerde o kadar çok deliller var ki! Fakat onlar, bu delillerle sürekli iç içe, yan yana bulundukları halde hep bir aldırmazlık içindedirler.

 Bayraktar Bayraklı = Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlardaki delillerden yüzlerini çevirip geçerler.

 Bekir Sadak = Goklerde ve yerde nice belgeler vardir ki, yanlarindan yuzlerini cevirerek gecerler.

 Celal Yıldırım = Göklerde ve yerde nice âyetler (açık belgeler, yol gösterici kanıtlar) vardır ki, onlardan yüzlerini çevirerek geçerler (de bir şey anlamazlar).

 Cemal Külünkoğlu = Göklerde ve yerde (iman etmek için) nice ibret içerikli belgeler vardır ki, yanlarından geçtikleri halde onları umursamazlar.

 Diyanet İşleri (eski) = Göklerde ve yerde nice belgeler vardır ki, yanlarından yüzlerini çevirerek geçerler.

 Diyanet Vakfi = Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.

 Edip Yüksel = Göklerde ve yerde nice deliller var ki yanından dikkatsizce geçerler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bununla beraber Göklerde yerde ne kadar âyet var ki üzerine uğrarlar onlardan yüz çevirir geçerler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bununla beraber göklerde, yerde nice deliller vardır ki, yüz yüze gelirler de onlardan yüzlerini çevirerek geçerler.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bununla beraber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki, onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler.

 Gültekin Onan = Göklerde ve yerde ne mucizeler var ki, (insanoğlu) yanından geçip gider de onlara dönüp bakmaz bile.

 Harun Yıldırım = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.

 Hasan Basri Çantay = Göklerde ve yerde (Allahın varlığını, birliğini ve kemâl-i kudretini isbat eden) nice âyetler (nişaneler) vardır ki (insanlar) bunlardan yüz çevirici olarak, üstüne basar geçerler.

 Hayrat Neşriyat = Hem göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar (ibret almadan) bunlardan yüz çevirici kimseler olarak üzerlerinden geçip giderler.

 İbni Kesir = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki; yüzlerini çevirerek onları görüp geçerler.

 Kadri Çelik = Göklerde ve yerde yanlarından geçerken yüz çeviriciler oldukları nice ayetler vardır.

 Muhammed Esed = Kaldı ki, göklerde ve yerde nice ayetler, işaretler var ki, onlar (üzerinde düşünmeden) sırtlarını çevirerek yanlarından geçip gidiyorlar!

 Mustafa İslamoğlu = Göklerde ve yerde ne mucizeler var ki, (insanoğlu) yanından geçip gider de onlara dönüp bakmaz bile.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve göklerde ve yerde nice alâmetler vardır ki, (nâsın ekserisi) onlardan yüz çevirir oldukları halde onların üzerinden geçer giderler.

 Ömer Öngüt = Göklerde ve yerde nice âyetler (deliller) vardır ki, yanlarından yüzlerini çevirerek geçerler.

 Şaban Piriş = Göklerde ve yerde nice belgeler vardır ki, yanlarından yüzlerini çevirerek geçerler.

 Sadık Türkmen = Göklerde ve yerde, nice ayetler vardır ki, (insanlar) onların önünden/üzerinden yüzlerini çevirerek geçip giderler!

 Seyyid Kutub = Göklerde ve yerde nice ayetler, nice ibret içerikli belgeler vardır, yanlarından geçtikleri halde onları umursamazlar.

 Suat Yıldırım = Göklerde ve yerde Allah’ın varlığını, birliğini, kudretini gösteren nice deliller vardır ki,insanlar yanından geçip gittikleri halde yüzlerini çevirdiklerinden farkına varmazlar.

 Süleyman Ateş = Göklerde ve yerde nice âyet(ler) var ki onların yanından yüzlerini çevirerek geçerler.

 Tefhim-ul Kuran = Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, onlar ona sırtlarını çevirip giderler.

 Ümit Şimşek = Göklerde ve yerde nice âyetler vardır ki, insanlar onlara sırt çevirir de yanlarından geçer, giderler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçerler de dönüp bakmazlar bile.

 İskender Ali Mihr = Semalarda ve yeryüzünde nice âyet (delil) vardır. Ve onlar, ondan (o delilden) yüz çevirerek yanından geçerler.

 İlyas Yorulmaz = Göklerde ve yerde nice alınacak ibret ve işaretler var ama, (inanmayanlar) onları umursamadan kafalarını çevirip her seferinde yanlarından uğrayıp geçerler.