Önceki Ayet Sonraki Ayet  
23. Sûre Mü’minûn/101

 فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءلُونَ

  Fe izâ nufiha fîs sûri fe lâ ensâbe beynehum yevme izin ve lâ yetesâelûn(yetesâelûne).

Kelime Karşılaştırma
fe izâ : o zaman
nufiha : üfürüldü
fî es sûri : sur’un içine, sur’a
fe : artık
lâ ensâbe : neseb, soy bağı yoktur
beyne-hum : onların aralarında
yevme izin : izin günü
ve lâ yetesâelûne : ve birbirlerini sormazlar, sorulmazlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Sûr’a üfürüldüğü zaman, (işte) o gün ne aralarında soy sop yakınlığı kalacak, ne de birbirlerini arayıp soracaklardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sûra üfürülünce aralarında ne soy sop var, ne de birbirlerinin halini soruşturabilirler o gün.

 Abdullah Parlıyan = Ve kıyamet günü sûra üfürüldüğü zaman, ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır, ne de birbirlerine olup biten hakkında soru sorabileceklerdir.

 Adem Uğur = Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.

 Ahmed Hulusi = Sur'a üflendiğinde (yeni bir bâ's için süreç başladığında), o gün aralarında nispetler (beşerî mensubiyetler, akrabalıklar, etiketler; dünyada birbirlerini tanımalarını sağlayan görünümleri) olmayacak! Sualleşmezler de (dünyadaki nispetlere/iletişime göre birbirlerini sormazlar da).

 Ahmet Tekin = Sûra üfürüldüğü zaman, artık aralarındaki akrabalık bağları bitmiştir. Birbirlerinden bir talepte bulunamazlar, olup bitenleri de artık birbirlerine soramazlar.

 Ahmet Varol = Sur'a üflendiğinde artık aralarında soylar yoktur ve birbirlerine (bir şey) sormazlar.

 Ali Bulaç = Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

 Ali Fikri Yavuz = O vakit, Sûr’a üfürüldü mü, artık aralarında bugün ne neseb yardımlaşması vardır, ne de birbirinin halinden sorabilirler.

 Ali Ünal = Derken Sûr’a üfürülür de, artık aralarında kendilerine fayda verecek nesep bağı da olmaz; (herkes kendi derdine düşer de), birbirlerinin hatırını sormayı bile düşünmezler.

 Bayraktar Bayraklı = Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmayacaktır; birbirlerini de arayıp sormazlar.

 Bekir Sadak = Sura uflendigi zaman, o gun, aralarindaki soy yakinligi fayda vermez ve birbirlerine de birsey soramazlar.

 Celal Yıldırım = Sûr'a üfürülünce, o gün artık aralarında soy bağlan kalmaz; birbirlerinden (bir şeyler de) soramazlar.

 Cemal Külünkoğlu = Ve sonra, (kıyamet) suru üflendiği zaman, o gün artık ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır ne de birbirlerine soru sorabileceklerdir.

 Diyanet İşleri (eski) = Sura üflendiği zaman, o gün, aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez ve birbirlerine de birşey soramazlar.

 Diyanet Vakfi = Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.

 Edip Yüksel = Boruya üfürüldüğünde o gün artık aralarında akrabalık yoktur ve birbirleriyle de ilgilenemezler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O vakıt Sûr üfürüldü mü artık beyinlerinde o gün ne ensab vardır ne de soruşurlar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sur'a üfrüldüğü zaman, artık o gün ne aralarında soy sop ilişkisi olacak, ne de birbirlerini soracaklar.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sûr'a üflendiği zaman aralarında artık ne soy sop (çekişmesi) vardır, ne de birbirlerini soruşturacaklardır.

 Gültekin Onan = Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

 Harun Yıldırım = Sûra üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini de arayıp sormazlar.

 Hasan Basri Çantay = Suur'a üfürüldüğü zaman da artık aralarında o gün (böbürlenecekleri) soyları soplar (ı) olmadığı gibi (birbirinin haalini) de soruşmazlar onlar.

 Hayrat Neşriyat = Sûr’a üflendiği zaman, artık o gün aralarında ne soy sop kalır, ne de birbirlerine bir şey sorarlar.

 İbni Kesir = Sur'a üflendiği zaman; o gün, artık aralarındaki soy yakınlığı fayda vermez. Birbirlerine bir şey de soramazlar.

 Kadri Çelik = Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (akrabalık bağları) yoktur ve (soy soplarını artık) soruşturmazlar.

 Muhammed Esed = Ve sonra, (kıyamet) suru üflendiği zaman, o Gün artık ne aralarındaki kan bağları işe yarayacaktır ne de birbirlerine (olup biten hakkında) soru sorabileceklerdir.

 Mustafa İslamoğlu = Ve kalk borusu çaldığı zaman, artık o gün ne aralarındaki soy yakınlığı işe yarar ne de birbirlerine (olan biteni) sorabilirler.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sûra üfürüleceği zaman artık aralarında ne ensab vardır ve ne de soruşurlar.

 Ömer Öngüt = Sur'a üfürüldüğü o günün dehşetinden aralarında ne nesep (akrabalık) bağı kalır ne de birbirlerine bir şey sorabilirler.

 Şaban Piriş = Sûr’a üflendiği zaman, işte o gün, aralarında soy bağı kalmaz, birbirlerinden birşey de isteyemezler.

 Sadık Türkmen = Sur’a üflendiği zaman, artık o gün aralarında soysop yakınlığı yoktur ve birbirlerine de soramazlar.

 Seyyid Kutub = Sura üflendiği zaman, o gün artık aralarında soy bağı kalmaz ve birbirlerine hal hatır sormazlar.

 Suat Yıldırım = Sûra üflendiği zaman, o gün artık ne aralarındaki akraba tutkunluğu bir fayda verir, ne de kişi bir başkasının halini sormayı hatırından geçirir.

 Süleyman Ateş = Sûr'a üflendiği zaman, artık o gün aralarında soylar yoktur ve (insanlar, birbirlerine soylarını) sormazlar.

 Tefhim-ul Kuran = Böylece Sur'a üfürüldüğü zaman artık o gün aralarında soylar (veya soybağları) yoktur ve (üstünlük unsuru olarak soyluluğu veya birbirlerine durumlarını) soruşturmazlar da.

 Ümit Şimşek = Sûra üfürüldüğü gün, artık ne aralarında bir soy bağı kalmıştır, ne de birbirlerini soruşturacak halleri vardır.

 Yaşar Nuri Öztürk = Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy sop / şuna buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.

 İskender Ali Mihr = İzin günü sur’a üfürüldüğü zaman, artık onların aralarında bir neseb (soy bağı) yoktur. Ve (birbirlerine hal hatır) sormazlar.

 İlyas Yorulmaz = Sura üfürüldüğü gün, aralarında hiçbir nesep bağı kalmayacak ve karşılıklı bir istekleşme (yardımlaşma, konuşmada) olamayacak.