Önceki Ayet Sonraki Ayet  
89. Sûre Fecr/10

 وَفِرْعَوْنَ ذِي الْأَوْتَادِ

  Ve firavne zîl evtâdi.

Kelime Karşılaştırma
ve fir’avne : ve firavun
: sahip
el evtâdi : kazıklar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (6-10) (Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavun’a ne yaptığını görmedin mi?

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve direk gibi sağlam kumandanları olan Firavun'a?

 Abdullah Parlıyan = Ve direk gibi kumandanları olan veya pek çok çadır direğine sahip olan veya kazıklarla işkence eden Firavuna.

 Adem Uğur = Kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a?

 Ahmed Hulusi = Yüksek direklerin (piramitlerin) sahibi Firavun'a.

 Ahmet Tekin = Devleti, teşkilâtı, orduları güçlü, şiddeti ve işkencesi meşhur, ülkesi zengin, hazinesi dolu, imkânları geniş, dikili taşları sembol edinen, ebedîleşme iddiasındaki Firavun’a ne yaptı?

 Ahmet Varol = Ve kazıklar sahibi Firavun'a,

 Ali Bulaç = Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a?

 Ali Fikri Yavuz = Kalabalık ordu sahibi Firavun’a?

 Ali Ünal = Ayrıca, çok sağlam kalelere sahip Firavun’a.

 Bayraktar Bayraklı = Saltanat sahibi Firavun'a.

 Bekir Sadak = (9-12) Vadide kayalari kesip yontan Semud milletine, memleketlerde asiri giden, oralarda bozgunculugu artiran, sarsilmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettigini gormedin mi?

 Celal Yıldırım = Kazıklar sahibi Fir'avn'a,

 Cemal Külünkoğlu = (6-10) Rabbinin, Ad kavmine (Hûd peygamberin toplumuna), şehirler içinde benzeri kurulmamış sütunlarla dolu olan İrem şehrine, vadide kayaları yontan (Salih'in kavmi) Semûd'a ve direk gibi sağlam orduları olan Firavun'a neler yaptığını görmedin mi?

 Diyanet İşleri (eski) = (9-12) Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat sahibi Firavun'a Rabbinin ne ettiğini görmedin mi?

 Diyanet Vakfi = (6-14) Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.

 Edip Yüksel = Ve piramitler sahibi Firavun'a?

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o kazıkların sahibi Fir'avn'e

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O kazıkların sahibi Firavun'a?

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a?

 Gültekin Onan = Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a?

 Harun Yıldırım = Ve kazıklar sahibi Firavun’a?

 Hasan Basri Çantay = o kazıklar saahibi «Fir'avn» e.

 Hayrat Neşriyat = Ve kazıklar sâhibi Fira'vun’a?

 İbni Kesir = Kazıklar sahibi Firavun'a,

 Kadri Çelik = Kazıklar (güçler) sahibi Firavun'a?

 Muhammed Esed = Ve (pek çok) çadır direğine sahip Firavun'a?

 Mustafa İslamoğlu = Ve (pirametlerle dünyaya) kazık çakan Firavun'a?

 Ömer Nasuhi Bilmen = (9-10) Vadide kayaları söküp oyan Semûd'e (nasıl yaptı?). Ve pek büyük sabit binalar sahibi olan Fir'avun'a da nasıl yaptı?

 Ömer Öngüt = Kazıklar sahibi Firavun'a neler yaptı?

 Şaban Piriş = Kazıklar/pramitler sahibi Firavun’a..

 Sadık Türkmen = Ve kazıklar/direkler/piramitler sahibi Firavun’a.

 Seyyid Kutub = ve kazıklar sahibi Firavun'a.

 Suat Yıldırım = (6-10) Beldeler içinde benzeri yaratılmamış ve yüksek binalarla dolu İrem şehrinde oturan Âd milletine. Vâdideki kayaları oyup yontarak sağlam evler yapan Semud milletine, Çadırlı ordugâhlar, piramitler sahibi Firavun’a, Rabbinin ne yaptığını görmedin mi?

 Süleyman Ateş = Ve kazıklar sâhibi Fir'avn'a?

 Tefhim-ul Kuran = Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a?

 Ümit Şimşek = Ve direk gibi kumandanları olan veya pek çok çadır direğine sahip olan veya kazıklarla işkence eden Firavuna.

 Yaşar Nuri Öztürk = Ve kazıklar sahibi Firavun'a.

 İskender Ali Mihr = Ve kazıklar sahibi firavuna (neler yaptı).

 İlyas Yorulmaz = Çok zengin olan Firavun’a,