Önceki Ayet Sonraki Ayet  
100. Sûre Âdiyât/10

 وَحُصِّلَ مَا فِي الصُّدُورِ

  Ve hussıle mâ fîs sudûri.

Kelime Karşılaştırma
ve hussıle : ve hasıl olanlar toplandı, toplanıp izhar edildi
: şey, şeyler
fî es sudûri : göğüslerde
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve gönüllerdekiler, meydana vurulup bilinince.

 Abdullah Parlıyan = ve insanların kalplerinde gizli olan herşey ortaya döküldüğünde,

 Adem Uğur = Ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman,

 Ahmed Hulusi = Sadırların içindekiler açığa çıkartıldığında,

 Ahmet Tekin = Gönüllerdekiler, sırlar ortaya konduğu zaman, hâlâ, halinin ne olacağını düşünemiyor mu?

 Ahmet Varol = Göğüslerde olanlar devşirilip (ortaya) konduğu zaman,

 Ali Bulaç = Göğüslerde olanların derlenip devşirildiği zamanı?

 Ali Fikri Yavuz = Ve (iyi veya kötü) kalblerde ne varsa ayrılıb açıklandığı zaman, o gün Rableri, onlardan (gizli ve aşikâr bütün yaptıklarından) haberdardır.

 Ali Ünal = Ve sinelerde (iman–inkâr, niyet, şükür– nankörlük adına) ne varsa hepsinin ortaya döküldüğü zaman?

 Bayraktar Bayraklı = Sinelerde olanlar ortaya konduğu zaman.

 Bekir Sadak = (9-10) Insan, kabirlerde bulunanlarin cikarilacagi ve kalblerde olanlarin ortaya konulacagi bir zamanin gelecegini bilmez mi?

 Celal Yıldırım = (9-10) Kabirlerdekinin deşilip çıkarılacağı, göğüslerde olanın derlenip ortaya konulacağı zamanı acaba bilmiyor mu ?!

 Cemal Külünkoğlu = (9-10) Fakat o insan bilmez mi ki, kabirlerdeki ölüler diriltilip çıkarıldığı ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman,

 Diyanet İşleri (eski) = (9-10) İnsan, kabirlerde bulunanların çıkarılacağı ve kalblerde olanların ortaya konulacağı bir zamanın geleceğini bilmez mi?

 Diyanet Vakfi = (9-11) Kabirlerde bulunanlar diriltilip dışarı atıldığı ve kalplerde gizlenenler ortaya konduğu zaman insan (halinin ne olacağını) düşünmez mi? Şüphesiz Rableri o gün onlardan tamamıyle haberdardır.

 Edip Yüksel = Ve göğüslerde gizlenenler açığa çıkarıldığı zaman,

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve derildiği zaman o sadırdakiler

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = o göğüslerdekiler derlendiğinde,

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve sinelerin içindekiler derlenecek.

 Gültekin Onan = Göğüslerde olanların derlenip devşirildiği zamanı?

 Harun Yıldırım = Göğüslerde olanların derleneceğini,

 Hasan Basri Çantay = göğüslerde ne varsa onlar da derlenib toparlandığı (zaman)?

 Hayrat Neşriyat = (9-11) Fakat (insan) bilmez mi ki, kabirlerin içinde bulunanlar (diriltilip dışarı)çıkarıldığı ve sînelerde bulunan (sır)lar ortaya konulduğu zaman, şübhesiz Rableri o gün onlar(ın her yaptıkların)dan elbette hakkıyla haberdar olandır.

 İbni Kesir = Göğüslerde bulunanların derlenip toparlanacağını?

 Kadri Çelik = Göğüslerde olanların derlenip devşirildiği zaman.

 Muhammed Esed = ve insanların kalplerinde (gizli) olan her şey ortaya döküldüğünde,

 Mustafa İslamoğlu = Ve göğüslerde gizlenenler açığa çıkarıldığı zaman,

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve sinelerde olanlar, toptan izhar edildiği vakit,

 Ömer Öngüt = Kalplerde olanların da ortaya konulacağı zamanı?

 Şaban Piriş = Kalplerdeki ortaya konduğunda.

 Sadık Türkmen = Ve gönüllerinin içindeki şeyler açığa çıkarıldığı zaman,

 Seyyid Kutub = Kalplerde olanlar ortaya konulduğu zaman.

 Suat Yıldırım = (9-10) Peki o insan, kendisinin ve malının âkıbetini hâlâ bilip anlamayacak mı? Kabirlerde olanlar diriltilip dışarı atıldığı zaman, sinelerin içinde bulunan her şey derlenip ortaya konulduğu zaman,

 Süleyman Ateş = Göğüslerde bulunanlar devşirildiği zaman,

 Tefhim-ul Kuran = Göğüslerde olanların derlenip devşirildiği zamanı?

 Ümit Şimşek = Ve gönüllerde olanlar ortaya konacak?

 Yaşar Nuri Öztürk = Göğüslerin içindekiler derlenip toplandığında,

 İskender Ali Mihr = Ve göğüslerde olanlar (hayır ve şerre ait tüm düşünceler, niyetler) toplanıp izhar edildiği zaman.

 İlyas Yorulmaz = Ve göğüslerinde taşıdıkları her şey tek tek ortaya döküldüğünde.