حَتَّى إِذَا جَاء أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ
Hattâ izâ câe ehadehumul mevtu kâle rabbirciûni.
Diyanet İşleri = (99-100) Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sonunda, onlardan birine ölüm gelip çattı mı Rabbim der, beni geriye, tekrar dünyâya yolla da.
Abdullah Parlıyan = Ölümden sonraki hayata inanmamakta diretip, kendi kendilerini aldatanlardan herhangi birisine, ölüm gelip çatınca: “Ey Rabbim! Beni hayata geri döndür
Adem Uğur = Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında: "Rabbim! der, beni geri gönder;"
Ahmed Hulusi = Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde dedi ki: "Rabbim beni (dünya yaşamına) geri döndür. "
Ahmet Tekin = Nihayet, onlardan birisine ölüm gelip çattığı zaman:'Rabbim, beni dünyaya geri gönder.' der.
Ahmet Varol = Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: 'Rabbim! Beni geri döndürün.
Ali Bulaç = Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni geri çevirin."
Ali Fikri Yavuz = Nihayet o müşriklerin her birine ölüm geldiği vakit şöyle diyecekler: “-Rabbim, beni dünyaya geri çevir.
Ali Ünal = (Onlar, tutumlarında devam edekoysunlar). Ne zaman ki içlerinden birine ölüm gelir, o zaman “Rabbim,” der; “ne olur beni hayata geri döndür!
Bayraktar Bayraklı = Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında, “Ey Rabbim! Beni geri gönder” der.
Bekir Sadak = (99-100) Onlardan birine olum gelince: «Rabbim! Beni geri cevir, belki, yapmadan biraktigimi tamamlar, iyi is islerim» der. Hayir; bu soyledigi sadece kendi lafidir. Tekrar diriltilecekleri gune kadar arkalarinda geriye donmeketen onlari alikoyon bir engel vardir.
Celal Yıldırım = (99-100) Sonunda onlardan her birine ölüm gelince, (çaresiz kalıp Allah'ı hatırlar ve) Rabbim ! Beni geri çevirin de ola ki terkettiğime karşılık onu (telâfi için) iyi, yararlı amelde bulunurum, der. Hayır, bu bir sözdür ki (temenni anlamında) söyler. Dirilip (hesab gününe) kaldırılıncaya kadar önlerine bir Berzah (dönmelerine bir engel) vardır.
Cemal Külünkoğlu = (99-100) Sonunda onlardan biri ölümün eşiğine geldiğinde der ki: “Ya Rabbi, beni geri gönderin! Gönderin ki, arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım.” Hayır, hayır! Bu onun söylediği anlamsız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, (kıyamette) tekrar diriltilecekleri güne kadar bir engel vardır.
Diyanet İşleri (eski) = (99-100) Onlardan birine ölüm gelince: 'Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim' der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.
Diyanet Vakfi = Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında: «Rabbim! der, beni geri gönder;»
Edip Yüksel = Onlardan birine ölüm gelip çattığı zaman şöyle der, 'Rabbim, beni geri döndürünüz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Nihayet her birine ölüm geldiği vakıt diyecek ki: rabbım! döndür, döndür beni döndür
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde diyecek ki: «Rabbim, döndür, döndür beni, döndür!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nihayet onlardan (müşriklerden) birine ölüm gelip çattığında, «Rabbim, der, lütfen beni (dünyaya) geri gönder,»
Gültekin Onan = Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: "Rabbim, beni geri çevirin."
Harun Yıldırım = Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında: "Rabbim! der, beni geri gönder;"
Hasan Basri Çantay = Nihayet onlardan her birine ölüm gelib çatınca (tekrar tekrar şöyle) diyecekdir: «Rabbim, beni (dünyâye) geri gönder».
Hayrat Neşriyat = (99-100) Nihâyet onlardan (o müşriklerden) birine ölüm geldiği zaman: 'Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki ben, terk ettiğim (dünya)da sâlih bir amel işlerim' der. Hayır! Doğrusu o sâdece (boş) bir lâftır, onu söyleyen kendisidir. Artık onların önlerinde, tekrar diriltilecekleri güne kadar (hiçbir şekilde dünyaya dönemeyecekleri) bir perde (olan kabir hayâtı) vardır.
İbni Kesir = Onlardan birine ölüm geldiği vakit der ki: Rabbım, beni geri döndür.
Kadri Çelik = Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman der ki: “Rabbim! Beni geri çevirin!”
Muhammed Esed = (Ölümden sonraki hayata inanmamakta direnip de kendi kendilerini aldatanlardan) herhangi birine sonunda ölüm gelip çatınca: "Ey Rabbim!" der, "Beni (hayata) geri döndür, izin ver döneyim
Mustafa İslamoğlu = Nihayet o (inkarcı)lardan birine ölüm gelip çatınca, "Rabbim!" der, "Döndür ne olur, geri döndür beni;
Ömer Nasuhi Bilmen = Nihâyet onlardan birine ölüm gelince der ki: «Yarabbi! Beni geri gönderin.»
Ömer Öngüt = Nihayet onların her birine ölüm geldiği vakit der ki: “Rabbim! Beni dünyaya geri döndür. ”
Şaban Piriş = Onlardan birine ölüm gelince; -Rabbim, beni geri döndür der.
Sadık Türkmen = Nihayet, onlardan birisine ölüm geldiği zaman: “Rabbim! Beni geriye döndür” der.
Seyyid Kutub = Sonunda onlardan biri ölümün eşiğine geldiğinde der ki; «Ya Rabb'i, beni geri çeviriniz.»
Suat Yıldırım = (99-100) Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: "Ya Rabbî!" der, "ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. "Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
Süleyman Ateş = Nihâyet onlardan birine ölüm geldiği zaman: "Rabbim, der, beni geri döndürünüz!"
Tefhim-ul Kuran = Sonunda, onlardan birine ölüm geldiği zaman, der ki: «Rabbim, beni geri çevirin.»
Ümit Şimşek = Nihayet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki: 'Rabbim, beni geri gönder.
Yaşar Nuri Öztürk = Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: "Rabbim, beni geri döndürün;
İskender Ali Mihr = Onların birine ölüm geldiği zaman: “Rabbim, beni geri döndür.” dedi.
İlyas Yorulmaz = Onlardan birine ölüm geldiği zaman “Rabbim! Beni hayata geri gönder. ”