أَوَلَمْ يَرَوْاْ أَنَّ اللّهَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ قَادِرٌ عَلَى أَن يَخْلُقَ مِثْلَهُمْ وَجَعَلَ لَهُمْ أَجَلاً لاَّ رَيْبَ فِيهِ فَأَبَى الظَّالِمُونَ إَلاَّ كُفُورًا
E ve lem yerev ennallâhellezî halakas semâvâti vel arda kâdirun alâ en yahluka mislehum ve ceale lehum ecelen lâ raybe fîhi, fe ebâz zalimûne illâ kufûrâ(kufûran).
e ve lem yerev | : ve onlar görmüyorlar mı |
ennallâhellezî | : o Allah ki, onun olduğunu |
halaka es semâvâti | : semaları yarattı |
ve el arda | : ve yeryüzü, arz |
kâdirun | : kaadir olan, gücü yeten |
alâ | : üzerine, ...e |
en yahluka | : yaratmak |
misle-hum | : onların benzerini, bir mislini daha |
ve ceale | : ve kıldı, yaptı |
lehum | : onlara, onlar için |
ecelen | : bir süre, bir ecel, belli bir zaman dilimi |
lâ reybe | : şüphe yoktur |
fî-hi | : onda |
fe ebâ | : buna rağmen direttiler, dayattılar |
ez zalimûne | : zulmedenler |
illâ | : sadece, ancak, yalnız |
kufûren | : inkâr ederek |
Diyanet İşleri = Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Allah onlar için, hakkında hiçbir şüphe bulunmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler ancak inkârda direttiler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Görmüyorlar mı ki Allah, öyle bir mabut ki hiç şüphesiz gökleri ve yeryüzünü yaratmıştır, onların benzerini de yaratmaya gücü yeter ve onlar için bir müddet tâyin etmiştir ki şüphe yok bunda. Fakat zulmedenler, kabûl etmezler de ancak küfre kapılırlar.
Abdullah Parlıyan = Düşünmüyorlar mı onlar, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin bir benzerini de yaratmaya gücü yeter. Allah kendileri için bir süre koymuştur ki, onda hiç şüphe yoktur. O süre dolunca, mutlaka ölecekler ve sonra mutlaka diriltileceklerdir. Böyle iken, varoluş maksadına aykırı hareket edenler, ancak Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeye çalışırlar.
Adem Uğur = Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Ahmed Hulusi = Görmediler mi ki, semâları ve arzı yaratmış olan Allâh, kendilerinin BENZERİNİ de yaratmaya Kaadir'dir! Onlar için, kendisinde şüphe olmayan bir ömür takdir etmiştir. Zâlimler sadece hakikati örtücü olarak yaklaştılar.
Ahmet Tekin = Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah’ın kendilerinin benzerini de yaratmaya kadir olduğunu düşünmediler mi? Allah onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama âsiler, kâfirler, zâlimler, inkârda, küfürde, nankörlükte ısrar ettiler.
Ahmet Varol = Görmediler mi ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini de yaratmaya güç yetirebilir? Onlar için üzerinde şüphe olmayan bir ecel belirledi. Ancak zalimler küfürde ayak direttiler.
Ali Bulaç = Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkarda ayak direttiler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah’ın kendilerinin aynı olan insanları yaratmaya kadir olduğunu görüp bilmediler mi? Allah, o insanlar için, bir de ecel (ölüm vakti) tayin buyurdu ki, onda hiç şüphe yok. Fakat zalimler, hakkı kabulden yüz çevirdiler; ancak küfrü seçtiler.
Ali Ünal = (Önlerinde haşre delil olan onca hadiseler cereyan edip dururken,) hiç görmüyor ve düşünmüyorlar mı ki, gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerlerini yaratmaya (ölümlerinden sonra onlara yeniden hayat vermeye) kadirdir? O, onlar için asla şüphe götürmeyecek bir vade belirlemiştir. Ama zalimler, yine de inkârlarında diretmektedirler.
Bayraktar Bayraklı = Düşünmezler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'ın, kendilerinin benzerini de yaratmaya gücü yeter. Allah onlara şüphe götürmeyen bir süre belirledi. Öyleyken, haksızlık yapanlar inkârcılıktan vazgeçmezler.
Bekir Sadak = Gokleri ve yeri yaratan Allah'in, onlarin benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir oldugunu gormezler mi?» Onlar icin suphe goturmeyen bir sure tayin etmistir. yleyken, zalimler, inkarcilikta hala direnirler.
Celal Yıldırım = Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın kendileri gibilerini yaratmaya kudretli bulunduğunu görmezler mi ? Allah onlar için belirli bir süre koymuştur ki, bunda hiç şüphe yoktur. Buna rağmen, zâlimler küfür! ve nankörlükte direnip dururlar.
Cemal Külünkoğlu = Onlar, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın kendileri gibilerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Üstelik (Allah) onlar için (geleceğinden) asla şüphe edilmeyen bir vade koymuştur (sınırlı bir yaşama süresi belirlemiştir). Buna rağmen bu zalimler inkârda direndiler.
Diyanet İşleri (eski) = Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onların benzerlerini de tekrar yaratmaya Kadir olduğunu görmezler mi? Onlar için şüphe götürmeyen bir süre tayin etmiştir. Öyleyken, zalimler, inkarcılıkta hala direnirler.
Diyanet Vakfi = Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Edip Yüksel = Gökleri ve yeri yaratan ALLAH'ın onların bir benzerini tekrar yaratmaya gücü yeteceğini düşün müyorlar mı? Nitekim onlar için belli ve kesin bir süre koymuştur. Zalimler hala inkar ediyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Gökleri ve Yeri yaratmış olan Allahın kendilerinin mislini yaratmağa kadir olduğunu görmedilerde mi? Kendileri için de bir ecel ta'yin etmiş onda hiç şüphe yok? Fakat zalimlerin gâvurluktan başkasına baktıkları yok
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Gökleri ve yeri yaratmış olan Allah'ın, kendilerinin benzerini yaratmaya kadir olduğunu görmediler mi? Kendileri için şüphe edilmeyen bir vade tayin etmiştir. Fakat zalimlerin gavurluktan başkasına baktıkları yok!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah Teâlâ, elbette ki onların mislini yaratmaya da kâdirdir ve onlar için bir ecel de tayin etmiştir ki, onda bir şüphe yoktur. Öyle iken zalimler, ancak küfürde ısrar eder durur, başkasından çekinmiş bulunurlar.
Gültekin Onan = Görmüyorlar mı, gökleri ve yeri yaratan Tanrı, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için kendisinde şüphe olmayan bir ecel kılmıştır. Zulmedenler ise ancak küfürde ayak direttiler.
Harun Yıldırım = Düşünmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da kadirdir! Allah, onlar için bir vâde takdir etti. Bunda şüphe yoktur. Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.
Hasan Basri Çantay = Onlar gözleri ve yeri yaratan Allahın kendileri gibilerini de yaratmıya kaadir olduğunu görmediler mi? (Allah) onlar için bir ecel ta'yîn etdi ki onda hiç şübhe yokdur. Böyle iken zaalimler ancak gâvurlukda ayak dayamışdır.
Hayrat Neşriyat = Görmediler mi ki, şübhesiz gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya da hakkıyla gücü yetendir. Kendileri için bir ecel ta'yîn etti ki, onda hiç şübhe yoktur. Fakat zâlimler, inkârdan başka bir şeyi kabûl etmediler.
İbni Kesir = Görmezler mi ki; gökleri ve yeri yaratmış olan Allah; onların benzerlerini de yaratmaya Kadir'dir. Onlar için şüphe olmayan bir ecel kılmıştır Buna rağmen zalimler küfürden başka bir şeyde diretmediler.
Kadri Çelik = Onlar gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'ın kendi benzerlerini (bir kez daha) yaratmaya gücünün yeteceğini ve onlar için de kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kıldığını görmüyorlar mı? Ama zalimler, inkârcılıktan başkasını kabullenmez.
Muhammed Esed = Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onları kendi eşkalleri üzere yeniden yaratacak güce sahip olduğunu ve onları yeniden diriltmek için, sonu geleceğinden şüphe olmayan bir süre belirlemiş bulunduğunu kavrayamıyorlar mı? Ama şu var ki, zalimler küfürden başka her şeye karşı çekimser davranırlar!
Mustafa İslamoğlu = Gökleri ve yeri yaratan Allah'ın, onları kendi suretleri üzere yeniden yaratacak gücü sahip olduğunu, yine onlar için bir gün sona ereceğinde hiçbir kuşku bulunmayan sınırlı bir süre takdir etmiş bulunduğunu nasıl görmezler? Fakat şu da var ki, zalimler, zirvesine ulaştıkları nankörlükten başka her (iyi) şeyden yüz çevirirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratmış olan Allah Teâlâ, elbette ki onların mislini yaratmaya da kâdirdir ve onlar için bir ecel de tayin etmiştir ki, onda bir şüphe yoktur. Öyle iken zalimler, ancak küfürde ısrar eder durur, başkasından çekinmiş bulunurlar.
Ömer Öngüt = Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerlerini yaratmaya da kâdirdir. Onlar için şüphe olmayan bir ecel kılmıştır. Buna rağmen zâlimler küfürden başka bir şeyde diretmediler.
Şaban Piriş = Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerlerini de yaratmaya ve onlara hiç şüphesiz bir ecel tayin etmeye gücünün yettiğini görmüyorlar mı? Buna rağmen zalimler yine de küfürde direnmektedirler.
Sadık Türkmen = Görmediler mi? Gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya elbette kadirdir. Kendileri için bir süre koymuştur, onda hiçbir şüphe yoktur. Ama zalimler, ancak inkârda direttiler.
Seyyid Kutub = Onlar gökleri ve yeri yoktan vareden Allah'ın kendi benzerlerini bir kez daha yaratmaya gücünün yeteceğini görmüyorlar mı? Üstelik Allah onlar için bir gün sona ereceği kuşkusuz olan sınırlı bir yaşama süresi belirledi. Buna rağmen bu zalimler kâfirlikte direndiler.
Suat Yıldırım = Görüp düşünmüyorlar mı ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya elbette kadirdir?O, kendileri için asla, şüphe götürmeyecek bir vâde belirlemiştir. Ama zalimlerin işleri güçleri inkârdan ibaret!
Süleyman Ateş = Görmediler mi ki, gökleri ve yeri yaratan Allâh, kendilerinin benzerini yaratmağa da kâdirdir? Kendileri için, bir süre koymuştur, onda hiç şüphe yoktur. Ama zâlimler inkârdan başka bir şey yapmazlar.
Tefhim-ul Kuran = Görmüyorlar mı; gökleri ve yeri yaratan Allah, onların benzerini yaratmaya gücü yeter ve onlar için de kendisinde şüphe olmayan bir süre (ecel) kılmıştır. Zulmedenler ise ancak inkârda ayak direttiler.
Ümit Şimşek = Onlar görmüyor mu ki, gökleri ve yeri yaratan Allah'ın gücü, onların benzerini yaratmaya da yeter? Allah, onlar için de geleceğinde kuşku olmayan bir ecel belirlemiştir. Fakat zalimler yine inkârdan geri durmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmediler mi ki, o, gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerlerini yaratmaya da Kaadir'dir. Onlar için bir süre belirlemiştir, bunda kuşku yok. Ama zalimler, inkârdan başka bir şeyde direnmiyorlar.
İskender Ali Mihr = Ve onlar; Allah’ın, semaları ve yeryüzünü yarattığını ve onların bir mislini daha yaratmaya kaadir (muktedir) olduğunu görmüyorlar mı? Onlar için, onda (hakkında) şüphe olmayan bir ecel kıldı (belli bir süre taktir etti). Buna rağmen zulmedenler, sadece inkâr ederek direndiler.
İlyas Yorulmaz = Onlar Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığını ve kendilerinin bir benzerini yaratacak güçte olduğunu görmüyorlar mı? Allah böylelerine, zamanı kendisince bilinen bir vakte kadar süre vermiştir. Verilen bu süre, onların yalnızca inkarlarını artırıyor.