جَعَلَ اللّهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِّلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلاَئِدَ ذَلِكَ لِتَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَأَنَّ اللّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Cealallâhul ka’betel beytel harâme kıyâmen lin nâsi veş şehral harâme vel hedye vel kalâid(kalâide) zâlike li ta’lemû ennellâhe ya’lemu mâ fîs semâvâti ve ma fîl ardı ve ennellâhe bikulli şey’in alîm(alîmun).
ceale allâhu | : Allâh (cc.) yaptı, sebep kıldı, var etti |
el ka’bete | : Kâ’be |
el beyte el harâme | : Beytel Haram (Kâ’be) |
kıyâmen li en nâsi | : insanları (yaşamlarını) ayakta tutmak için |
ve eş şehra | : ve ay |
el harâme | : hürmetli, haram, yasaklı |
ve el hedye | : ve kurban |
ve el kalâide | : boyunları bağlı, gerdanlıklı kurbanlıklar, develer |
zâlike | : işte bu |
li ta’lemû | : sizin bilmeniz için |
enne allâhe | : Allâh (cc.)’ın ... olduğu |
ya’lemu | : bilir |
mâ fî es semâvâti | : göklerdeki şeyler, göklerde olan (gökyüzünde ne varsa) |
ve mâ fî el ardı | : ve yerdeki şeyler, yerlerde olan (yeryüzünde ne varsa) |
ve enne allâhe | : ve Allâh (cc.)’ın ... olduğu |
bi kulli şey’in | : herşeyi |
alîmûn | : en iyi bilen |
Diyanet İşleri = Allah; Ka’be’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı , hac kurbanını ve (bu kurbanlara takılı) gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, göklerde ve yerde ne varsa hepsini Allah’ın bildiğini ve Allah’ın (zaten) her şeyi hakkıyla bilmekte olduğunu bilmeniz içindir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah, Kâbe'yi hac ayını, kurbanı, kurbanlık olduğu bilinsin diye boynuna bir şey asılan hayvanları, insanların geçimine, düzenine sebep etti, böylece de şüphesiz olarak Allah'ın, göklerde ve yeryüzünde ne varsa hepsini bildiğini sizin de bilmenizi diledi ve Allah, şüphe yok ki her şeyi bilir.
Abdullah Parlıyan = Allah Kâbe'yi, o saygı değer evi, insanların dirilişi, ayaklanma ve huzura duruş merkezi kıldı. Haram ayları, kurbanlıkları ve gerdanlıklarını da, insanların kalkınmasına sebep kıldı. Bu da Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa bildiğini ve Allah'ın herşeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir.
Adem Uğur = Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir.
Ahmed Hulusi = Allah Kâbe'yi, O Beyt-el Haram'ı, Haram Ay'ı, Hedy'i (kurban) ve Kalaid'i (boynu bağlı kurbanlıklar) insanların kıyamı (imanının ayakta kalması ve devam etmesi için) yaptı. . . Bu, Allâh'ın semâlar (düşünce boyutu) ve arzda (bedeninde) olanı bildiğini ve Allâh'ın her şeye Aliym olduğunu, sizin de bilmeniz içindir.
Ahmet Tekin = Allah, dokunulmazlığı olan Kâbe’yi, özgürlük yurdu Harem-i Şerif’i, müslümanların hac ibadetini yerine getirmeleri, güçlü olarak ayakta kalmaları, aralarındaki dayanışmayı gerçekleştirmeleri için bir mekân olarak düzenledi. Beytullah’ı saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı ayları, kurbanların, Kâbe’ye yapılan bağışların, boyunlarında gerdânileri, ipleri, tasmaları olan kurbanlık ve sahipli hayvanların dokunulmazlığını, barışın sağlanması, ekonominin canlanması, insanların, müslümanların faydalanması için, maddî manevî dayanak haline getirdi. Bu, Allah’ın, göklerdeki ve yerdeki varlıkların, imkânların, olayların hepsiyle ilgili bilgisi olduğunu, dinî ve dünyevî sıkıntılara düşülmeden meselelerin nasıl çözüleceğini, dünyevî ve uhrevî faydaların nasıl elde edileceğini bildiğini bilmeniz içindir. Her şey Allah’ın planı, ilmi, iradesi dahilinde gerçekleşmektedir.
Ahmet Varol = Allah Haram Ev olan Kabe'yi, haram ayları, kurbanı, gerdanlıklı kurbanları insanların (din ve dünya) işlerini belli bir düzen ve güven içinde yürütmeleri için ortaya koydu. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın her şey hakkında bilgi sahibi olduğunu bilmeniz içindir.
Ali Bulaç = Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe'yi insanlar için bir ayaklanma (kıyam evi) kıldı; Haram Ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Ali Fikri Yavuz = Allah, Kâbe’yi, o Beyt-i Haram’ı insanlar için din işlerinde bir düzen ve dünyada cinayetten emin bir yer kıldı. Haram olan ayları (hac aylarını) da, gerdanlıksız ve gerdanlıklı kurbanlıkları da hem mağfiret, hem de taarruzdan korunma sebebi kıldı. Bütün bunlar, Allah’ın göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve gerçekten Allah’ın her şeyi bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir.
Ali Ünal = Allah, Kâbe’yi, kendisine her şekilde hürmet göstermek vacip olan o Ev’i (Beyti Haram) insanların emniyeti, tanışıp yardımlaşmaları, Din ve dünya hayatlarının düzeni, âhengi ve devamı için bir vesile kıldı; (bilhassa onların emniyeti ve geçimliği için) Haram Ayları, kurbanı ve (özellikle, boyunlarına gerdanlık taktıkları o çok kıymetli) develeri de. Şunu bilesiniz ki Allah, (insanların hayatının düzen ve âhenginin dinamikleri gibi,) göklerde ne var yerde ne varsa hepsini bilir ve gerçekten Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Bayraktar Bayraklı = Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, insanlar için maddî ve mânevî yönden bellerini doğrultmalarına sebep kıldı. O saygı değer ayı, kurbanı, boynu bağlı kurbanlıkları da böyle yaptı ki Allah'ın, göklerde ve yerde olanları ve her şeyi bilen olduğunu anlayasınız.[106]
Bekir Sadak = Allah, hurmetli ev Kabe'yi, hurmetli ayi, kurban'i, boynu tasmali kurbanliklari insanlarin faydasi icin ortaya koydu. Bu, Allah'in goklerde ve yerde olanlari bildigini ve Allah'in suphesiz her seyi Bilen oldugunu bilmeniz icindir.
Celal Yıldırım = Allah Beytü'l-Haram = Kabe'yi, hürmetli ay'ı, Kabe'ye gönderilen gerdanlıklı, gerdanlıksız kurbanlıkları, insanların hayat düzeni için dayanak kılmıştır. Bu, Allah'ın göklerde olanı da, yerde olanı da bildiğini ve gerçekten Allah'ın her şeyi bilen olduğunu bilip anlamanız içindir.
Cemal Külünkoğlu = Allah, Beyt-i Haram (hürmete layık) olan Kâbe'yi, (içinde hac farizasının icra edildiği) o haram olan ayı, (hacılar için gönderilen) kurbanı ve gerdanlık takılan kurbanlıkları insanlar için hayat ve güven kaynağı kıldı. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir.
Diyanet İşleri (eski) = Allah, hürmetli ev Kabe'yi, hürmetli ayı, kurbanı, boynu tasmalı kurbanlıkları insanların faydası için ortaya koydu. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın şüphesiz her şeyi Bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Diyanet Vakfi = Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir.
Edip Yüksel = ALLAH, kutsal ev Kabeyi, kutsal ayları, adakları ve onları işaretleyen çelenkleri, insanlar için güvenlik unsuru yaptı. Bilesiniz ki ALLAH göklerde ve yerde olanları biliyor. ALLAH her şeyi Bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah Kâ'beyi, o beyti haramı insanlar için bir medarı hayat kıldı, o şehri haramı da. O, boyunları bağsız ve bağlı kurbanlıkları da; bütün bunlar şunu bilesiniz içindir ki Allah göklerdekini ve yerdekini bilir ve hakıkat Allah her şeye alîmdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah Ka'be'yi, o Beyt-i Haram'ı insanlar için hayat kaynağı yaptı, o haram ayı, boyunları bağsız ve bağlı kurbanlıkları da. Bütün bunlar, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini, sizin de bilmeniz içindir. Gerçekten Allah herşeyi bilendir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah, Kâbe'yi, o Beyt - i haram'ı, haram ayı, kurbanı ve (kurbanlardaki) gerdanlıkları insanlar için bir nizam kıldı. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olan herşeyi bildiğini ve Allah'ın herşeyi hakkıyle bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir.
Gültekin Onan = Tanrı Beyt-i Haram (olan) Kabe'yi bir kıyam (evi) kıldı. Haram ayı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Tanrı'nın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Tanrı'nın gerçekten her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Harun Yıldırım = Allah Kabe’yi, Beyti Haram’ı insanlar için bir kıyam sebebi kıldı, o haram ayı da... O kurbanı ve boyunları gerdanlıklı kurbanlıkları da... Bunlar Allah’ın göklerde ve yerde her ne varsa bildiğini sizin de bilmeniz içindir. Şüphesiz Allah herşeyi hakkıyla bilendir.
Hasan Basri Çantay = Allah Kâ'beyi, o Beyt-i haraamı, o haraam olan ay (lar) ı, (Mekkeye hediye edilecek) kurbanı ve (onların) boyunlarındaki gerdanlıkları insanlar (ın dîn ve dünyâları) için bir nizam yapdı. Bu da Allahın, göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsini) bildiği, Allahın (zâten her şey'i) hakkıyle bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir.
Hayrat Neşriyat = Allah, Kâ'be’yi, o Beyt-i Harâm’ı, (kendisinde hac edilen) haram ayı (Zilhıcce ayını), kurbanı ve (ona takılan) gerdanlıkları, insanlar için (maddî ma'nevî) bir kalkınma(vesîlesi) kıldı. Bu, muhakkak ki Allah’ın, göklerde ne var, yerde ne varsa bildiğini ve şübhesiz Allah’ın, herşeyi hakkıyla bilici olduğunu (sizin de) bilmeniz içindir.
İbni Kesir = Allah Ka'be'yi, o haram evi insanlar için hayat ve güven kaynağı kıldı. Keza o haram olan ayı da, kurbanı da, boynu bağlı olan kurbanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın gerçeten her şeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir.
Kadri Çelik = Allah, hürmetli ev Kâbe'yi, hürmetli ayı, (tasmasız) kurbanı ve boynu tasmalı kurbanlıkları bütün insanlar için bir kıyam (yaşamsal dayanak) kıldı. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın şüphesiz her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Muhammed Esed = Allah, Kabeyi, o Beytul-Haramı bütün insanlık için bir sembol kıldı; ve (aynı şekilde) kutsal (hac) ayı ve boyunlarında takı olan kurbanlıklar, Allahın göklerde ve yerde olan her şeyin tam bilgisine sahip bulunduğunu size anlatmayı amaçla(yan sembollerdi)r.
Mustafa İslamoğlu = Allah, Beytu'l-Haram olan Kabe'yi bütün insanlık için bir kıyam (sembolü) kıldı; Ve Haram ay ile boyunları bağlı ve bağsız kurbanlıkları da (sembol kıldı). Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olan her şeyden haberdar olduğunu ve Allah'ın her şeyin bilgisine vakıf olduğunu bilesiniz diyedir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah Teâlâ Kabe'yi, o Beyt-i Harâm'ı ve Şehr-i Haram ile o boyunları bağsız ve bağlı kurbanları insanlar için bir medar-ı istifade kıldı. Bu da bilmeniz içindir ki, şüphesiz Allah Teâlâ göklerde olanı da ve yerde olanı da bilir ve muhakkak ki, Allah Teâlâ herşeye tamamıyla alîmdir.
Ömer Öngüt = Allah Kâbe'yi, Beyt-i Haram'ı insanlar için bir nizam kıldı. Keza o haram ayı da, kurbanı da, boynu bağlı kurbanlıkları da (insanlar için bir nizam kıldı). Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilici olduğunu bilmeniz içindir.
Şaban Piriş = Allah, Kâbeyi; Beyt-i Haram’ı insanlar için güven yeri kıldı. Haram ayı, kurbanı ve kurban için işaretlenmiş hayvanları da. İşte bu, Allah’ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Sadık Türkmen = Allah; kâbe’yi, o saygıdeğer evi, haram ayı hac kurbanını ve gerdanlıkları insanlar(ın din ve dünyaları) için, ayakta kalma (ve ekonomik canlanma) sebebi kıldı. Bunlar, Allah’ın hem göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve hem de Allah’ın, (zaten) herşeyi hakkıyla bilmekte olduğunu, bilmenizi sağlamak içindir.
Seyyid Kutub = Allah, Kabe'yi, o dokunulmaz evi, insanlar için güvenli bir barınak kıldı. Savaşılması yasak ayları, kurbanlıkları ve (bu bölgeye sığınma göstergesi olarak takılan) gerdanlıkları da bu dokunulmazlığın kapsamına aldı. Allah'ın göklerde ve yeryüzünde olan her şeyi bildiğini, O'nun bilgisinin her şeyi kapsamına aldığını bilesiniz diye bunu böyle yaptı.
Suat Yıldırım = Allah Kâbe’yi, o hürmete layık mâbedi, insanların din ve dünya hayatları için bir nizam vesilesi kılmıştır; o haram ay’ı da, Kâbe’ye gönderilen gerdanlıksız veya gerdanlıklı kurbanlıkları da... Bütün bunlar, Allah’ın göklerde olanı da, yerde olanı da bildiğini ve gerçekten Allah’ın her şeyi bildiğini sizin de bilip anlamanız içindir.
Süleyman Ateş = Allâh Ka'be'yi, o saygıdeğer evi, insanlar için (hayât ve güven) durağı yaptı. O saygıdeğer ayı, kurbanı, tasmalı kurbanlıkları da (böyle yaptı) ki Allâh'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allâh'ın herşeyi bilici olduğunu anlayasınız.
Tefhim-ul Kuran = Allah, Beyt-i Haram (olan) Kâbe'yi insanlar için bir ayaklanma (kıyam evi) kıldı; Haram Ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.
Ümit Şimşek = Hürmetli Beyt olan Kâbe'yi, haccın yapıldığı haram ayı, gerdanlıklı ve gerdanlıksız kurbanları, Allah insanların din ve dünyalarına bir dayanak yaptı. Böylece siz de bilmiş olursunuz ki, Allah gökte olanı da bilir, yerde olanı da; çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilendir.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah Kâbe'yi, o saygıya layık evi, o saygıya layık "ay"ı, o kurbanlık hediyeleri ve gerdanlıkları insanlar için bir dayanak, bir ayağa kalkış aracı kıldı. Böyle yaptı ki, Allah'ın göklerde olanı da yerde olanı da bildiğini, Allah'ın herşeyi bilici olduğunu siz de bilesiniz.
İskender Ali Mihr = Allah, Beyt-i Haram olan Kâbe’yi, Haram ayını, hac kurbanını ve gerdanlıklı (boynuna kurban nişanesi asılı) kurbanlıkları, insanların yaşamlarını ayakta tutmak için yaptı (sebep kıldı). İşte bu, “Allah’ın, göklerde ve yerlerde olanı bildiğini ve Allah’ın herşeyi en iyi bilen olduğunu” bilmeniz içindir.
İlyas Yorulmaz = Allah Kabeyi, orada birtakım yasaklar koyarak, insanlar için hem korunmuş bir yer ve hemde namaz kılma mekanı yapmış ve haram ayları, kurbanlıkları ve özel olarak Allah için adanmış işaretli hayvanları bir sembol yapmıştır. Bu işaretler Allah’ın göklerde ve yerde olanların hepsini bildiğini, bilmeniz içindir. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir.