يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لَيَبْلُوَنَّكُمُ اللّهُ بِشَيْءٍ مِّنَ الصَّيْدِ تَنَالُهُ أَيْدِيكُمْ وَرِمَاحُكُمْ لِيَعْلَمَ اللّهُ مَن يَخَافُهُ بِالْغَيْبِ فَمَنِ اعْتَدَى بَعْدَ ذَلِكَ فَلَهُ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Yâ eyyuhâllezîne âmenû le yebluvennekumullâhu bi şey’in mines saydı tenâluhu eydîkum ve rimâhukum li ya’lemallâhu men yahâfuhu bil gayb(gaybi), fe meni’tedâ ba’de zâlike fe lehu azâbun elîm(elîmun).
yâ eyyuhâ | : ey! |
ellezîne âmenû | : yaşarken Allâh’a teslim olmayı, ulaşmayı dileyenler |
le | : elbette, mutlaka |
yebluvenne-kum(u) | : sizi sınar, imtihan eder |
allâhu | : Allâh (c.c.) |
bi şey’in | : bir şey ile |
min es saydı | : avdan, av cinsi bir hayvan ile |
tenâlu-hu | : ona erişirsiniz, onu yakalarsınız |
eydî-kum | : elleriniz |
ve rimâhu-kum | : ve mızraklarınız |
li ya’leme | : bilmesi için, bilinip belli olması için |
allâhu | : Allâh (c.c.) |
men | : kim |
yahâfu-hu | : ondan, kendisinden korkar |
bi el gaybi | : gayb ile, gıyabında, gaybda |
fe men i’tedâ | : artık kim haddi aşarsa |
ba’de zâlike | : bundan sonra |
fe lehu | : o taktirde onun için vardır |
azâbun elîmun | : acı azap |
Diyanet İşleri = Ey iman edenler! Andolsun, Allah sizleri, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile elbette deneyecek ki, görmediği hâlde kendisinden korkanı ayırıp meydana çıkarsın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra haddini tecavüz ederse, ona elem dolu bir azap vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey inananlar, Allah, onu görmeksizin de kendisinden korkan kişiyi ayırt etmek için ellerinizin ulaşabileceği, mızraklarınızın yetişebileceği avları avlanma hususunda sizi sınayacak mutlaka. Bundan sonra kim aşırı hareket ederse ona pek acı bir azap var.
Abdullah Parlıyan = Ey iman edenler! Allah hac esnasında ellerinizin ve silahlarınızın menziline girebilen hayvanları, avlama yoluyla sizi mutlaka sınayacaktır ki, kendisini görmeden inanıp, kimin sakındığını ortaya çıkarsın. Kim bundan sonra, Allah'ın sınırlarını aşarsa, onu şiddetli bir azap beklemektedir.
Adem Uğur = Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.
Ahmed Hulusi = Ey iman edenler. . . Allâh sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şey ile dener; ki bil-gayb (gaybları olan) O'ndan korkan kim, bilinsin! Artık bundan sonra kim haddi aşarsa, onun için acı verici azap vardır.
Ahmet Tekin = Ey iman edenler, Allah elleriniz ve mızraklarınızla, kolaylıkla avlanabilecek kara avlarını, bir süre, ihramlı olduğunuz sırada yasaklamak suretiyle, mutlaka sizi de imtihan edecek. Gizlide, kimsenin görmediği yerde, gerçekten kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra aşırı gider, Allah’ın haramlarını çiğnerse, ona can yakıp inleten müthiş bir azap vardır.
Ahmet Varol = Ey iman edenler! Allah, görmediği halde kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşabileceği bir kısım avlarla imtihan edecektir. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acıklı bir azap vardır. [15]
Ali Bulaç = Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azab vardır.
Ali Fikri Yavuz = Ey iman edenler! Allah, kendisini görmeksizin zâtından korkanları meydana çıkarmak için, ihramda iken sizleri av gibi bir şeyle imtihan edecek; (öyle ki, bol olan bu av hayvanlarına) isterseniz elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da. Kim bundan sonra hududu aşıp av yaparsa, işte ona acıklı bir azap vardır.
Ali Ünal = Ey iman edenler! Allah sizi, (avlanmanın yasak olduğu ihramda iken) ellerinizle tutuverecek veya mızraklarınızla vuruverecek şekilde yakınınızda kaynaşan avlarla mutlaka deneyecektir ki, gizlide ve O’nu görmediği halde Kendisinden korkanları ortaya çıkarsın. Buna rağmen kim yasak sınırını aşar ve tecavüzde bulunursa, öyleleri için acı bir azap vardır.
Bayraktar Bayraklı = Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir av ile dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.
Bekir Sadak = Ey Inananlar! Giyabinda Kendisinden, kimin korktugunu ortaya koymak icin, (ihramliyken) elinizin ve mizraklarinizin ulastigi avdan bir seyle Allah and olsun ki sizi dener. Bundan sonra kim haddi asarsa ona elem verici azab vardir.
Celal Yıldırım = Ey imân edenler! And olsun ki Allah sizi, gıyabında kendisinden kimin (saygı dolu bir kalb ile) korktuğunu, ellerinizin ve mızraklarınızın erişebildiği av (cinsinden) bir şeyle denemektedir. Artık kim bundan sonra (Allah'ın koymuş olduğu yasak sınırını) aşarsa, onun için elem verici bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = Ey inananlar! Allah, kimsenin görmediği anda bile kendisine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanları ayırt etmek için , (hac esnasında) ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) elbette sizi deneyecektir. Kim bundan sonra sınırı aşarsa (emirlere uygun yaşamaz ve yasaklardan kaçınmazsa) onun için acı bir azap vardır.
Diyanet İşleri (eski) = Ey İnananlar! Gıyabında Kendisinden, kimin korktuğunu ortaya koymak için, (ihramlıyken) elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle Allah and olsun ki sizi dener. Bundan sonra kim haddi aşarsa ona elem verici azab vardır.
Diyanet Vakfi = Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile (onu yasak ederek) dener ki gizlide (kimsenin görmediği yerde, gerçekten) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acı bir azap vardır.
Edip Yüksel = İnananlar, ellerinizin ve mızraklarınızın ulaşacağı avlarla ALLAH sizi sınayacak ki yalnızken de kendisinden korkanları ALLAH ayırsın. Kim bundan sonra sınırı aşarsa onun için acıklı bir azap var.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o bütün iyman edenler! haberiniz olsun Allah gaybda kendisinden korkanları meydana çıkarmak için muhakkak ki sizleri av gibi bir şeyle imtihan edecek, bir av bolluğu ki isteseniz elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da, kim bunun üzerine tecavüzde bulunursa işte ona elîm bir azab var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, Allah sizi elleriniz ve mızraklarınızın erişeceği bolluk içinde bir avla sınayacak ki, gıyabında kendisinden korkanlar meydana çıksın. Kim bunun üzerine saldırıda bulunursa ona gayet acı bir azap vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla dener ki, gizlide kendisinden korkanları meydana çıkarsın. Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azab vardır.
Gültekin Onan = Ey inananlar, Tanrı görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azab vardır.
Harun Yıldırım = Ey iman edenler! Allah gıyaben kendisinden korkanları ortaya çıkarmak için ondan ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği şey ile sizi muhakkak ki deneyecektir. Bundan sonra her kim aşırı giderse onun için çok acıklı bir azap vardır.
Hasan Basri Çantay = Ey îman edenler, Allah, görmeksizin kendisinden korkanları ayırd etmek için av (nev'în) den ellerinizin, mızraklarınızın erişebileceği bir şeyle, andolsun ki, sizi imtihan edecekdir. Kim bundan sonra aşırı giderse ona pek acıklı bir azâb vardır.
Hayrat Neşriyat = Ey îmân edenler! Allah, gizlide kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmakiçin, (ihramlı iken yasaklandığınız) avdan, ellerinizin ve mızraklarınızın kendisine erişebileceği (çok kolay avlayabileceğiniz) bir şeyle mutlaka sizi imtihân edecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, o takdirde ona (çok) elemli bir azab vardır!
İbni Kesir = Ey iman edenler; Allah, görmeksizin kendisinden korkanları ayırdetmek için; elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle sizi, mutlaka dener. Bundan sonra da her kim, haddi aşarsa; ona elem verici bir azab vardır.
Kadri Çelik = Ey iman edenler! Allah, gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle şüphesiz sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acıklı bir azap vardır.
Muhammed Esed = Siz ey imana ermiş olanlar! Allah, (hac esnasında) ellerinizin ve silahlarınızın menziline girebilen (hayvanları) avlama yoluyla sizi mutlaka sınayacaktır, ki insan idrakinin ötesinde olmasına rağmen kendisinden korkanları ayırt etsin. Bütün bulardan sonra hakikat sınırlarını aşana gelince, onu şiddetli bir azap beklemektedir!
Mustafa İslamoğlu = Siz ey iman edenler! Elbette Allah, ellerinizin ve silahlarınızın menziline giren avı yasaklayarak, aşkın olan zatından korkanları seçip ayırmak için sizi sınayacak. Kim bundan sonra haddi aşarsa, işte onu acıklı bir azap bekler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey imân edenler! Allah Teâlâ elbette sizi kendi ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği avdan birşey ile imtihan edecektir. Tâ ki Hak Teâlâ kendisinden anil gıyab korkanları bilsin (yani onları meydana çıkarsın). Artık bundan sonra kim tecavüz ederse ona elîm bir azap vardır.
Ömer Öngüt = Ey iman edenler! Şüphesiz ki Allah sizi, gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için, ellerinizle ve mızraklarınızla avlayabildiğiniz az bir avla sizi imtihan eder. Kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acıklı bir azap vardır.
Şaban Piriş = -Ey İman edenler! Görmediği halde, Allah’tan korkan kimseyi belirlemek için Allah sizi, ellerinizin ve oklarınızın ulaştığı avdan bir şey ile dener. Bu (uyarıdan) sonra kim sınırı aşarsa, onun için acıklı bir azap vardır.
Sadık Türkmen = Ey iman EDENLER! Andolsun Allah sizleri; ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av(lar) ile, elbette açığa çıkaracak ki, görmediği halde kendisinden korkan açığa çıksın. Kim bundan (bu açıklamadan) sonra, haddi aşarsa ona çok acıklı bir azap vardır.
Seyyid Kutub = Ey müminler, Allah' kendisini görmeksizin O'ndan kimlerin korktuğunu belirlemek için sizleri, ihramlı iken ellerinizin ve mızraklarınızın erişebileceği av hayvanları aracılığı ile dener. Kim bu denemeden sonra yasakları çiğnerse, kendisini acıklı bir azap beklemektedir.
Suat Yıldırım = Ey iman edenler! Allah, kendisini görmeksizin, gıyabında Kendisini tazim edip haramlardan sakınanları meydana çıkarmak için sizi av nevinden bir şeyle deneyecek. Bir av bolluğu ki elleriniz de yetişebilecek, mızraklarınız da... Kim bundan sonra konulan hududu aşarsa işte ona gayet acı bir azap vardır.
Süleyman Ateş = Ey inananlar, Allâh sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla dener ki, gizlide kendisinden kimin korktuğunu bilsin (görmeden Alah'a inanıp O'ndan korkanlar ortaya çıksın, bilinsin). Kim bundan sonra saldırıda bulunursa onun için acı bir azâb vardır.
Tefhim-ul Kuran = Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan sonra haddi aşarsa, onun için acıklı bir azab vardır.
Ümit Şimşek = Ey iman edenler! Görmediği halde Allah'tan korkanları ayırt etmek için, Allah sizi, elinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avla sınayacak. Bundan sonra kim bu hükümleri çiğnerse, onun için acı bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey iman sahipleri! Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle mutlaka deneyecektir ki, gözün fark edemediği alanlarda O'ndan kim korkuyor bilsin. Bundan sonra azıp sınırı çiğneyen için korkunç bir azap olacaktır.
İskender Ali Mihr = Ey âmenû olanlar! Allah sizi, gıyabında Kendisinden kimin korktuğunu bilmesi (bilinip belli olması için) için ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği av türünden bir şeyle sizi mutlaka imtihan eder. Artık, kim bundan sonra yasak sınırını aşarsa, o taktirde onun için “elîm azap” vardır.
İlyas Yorulmaz = Ey İman edenler! (Siz ihramlı iken) Allah, elleriniz ve mızraklarınızın ulaştığı av hayvanları ve koyduğu hükümlerle, Allah’ı göremediği halde, kimin daha çok kendinden korktuğunu bilmesi için sizi deniyor. Bu mesajları aldıktan sonra kim Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa, onun için acıklı bir azap var.