قَالَ يَا ابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي إِنِّي خَشِيتُ أَن تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي
Kâle yebneumme lâ te’huz bi lıhyetî ve lâ bi ra’sî, innî haşîtu en tekûle ferrakte beyne benî isrâîle ve lem terkub kavlî.
kâle | : dedi |
yebneumme (ya ibne umme) | : ey annemin oğlu |
lâ te’huz | : tutma |
bi lıhyetî | : sakalımı |
ve lâ bi ra’sî | : ve başımı yapma |
in-nî haşîtu | : gerçekten ben korktum, endişe ettim |
en tekûle | : senin söylemen (demen) |
ferrak-te | : sen ayrılık çıkardın |
beyne benî isrâîle | : İsrailoğulları arasında |
ve lem terkub | : ve murakabe etmedin, gözetmedin, tutmadın |
kavlî | : benim sözüm |
Diyanet İşleri = Hârûn: “Ey anam oğlu! Saçımı sakalımı çekme. Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını açtın, sözüme uymadın demenden korktum” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Anam oğlu dedi, sakalımı, başımı bırak benim, gerçekten de, sözüme tam uymadın da İsrâiloğullarının arasına ayrılık saldın diyeceğinden korktum.
Abdullah Parlıyan = Harun: “Ey anamın oğlu!” dedi. “Saçımdan sakalımdan tutma benim; gerçek şu ki ben senin, “Bak İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün sözümü tutmadın demenden korktum.”
Adem Uğur = (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: "İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!" demenden korktum.
Ahmed Hulusi = (Harun) dedi ki: "Ey anamın oğlu! Saçıma, sakalıma yapışıp durma! Muhakkak ki ben: 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' demenden korktum. "
Ahmet Tekin = Hârûn:'Ey anamın oğlu, sakalımı ve saçımı tutma. Ben, senin, İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın, demenden korktum.' dedi.
Ahmet Varol = (Harun) dedi ki: 'Ey annemin oğlu! Sakalımdan ve başımdan tutma! Ben: 'İsrailoğullarının arasında ayrılık çıkardın ve sözümü tutmadın' demenden korktum.'
Ali Bulaç = Dedi ki: "Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben, senin: "İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin" demenden endişe edip korktum."
Ali Fikri Yavuz = (Harûn şöyle) dedi: “- Ey anamın oğlu, sakalımı ve başımı (saçımı) yakalama. Ben, senin; “- İsrail oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın.” diyeceğinden korktum.
Ali Ünal = Harun, “Ey anamın oğlu!” dedi, “lütfen sakalımdan ve başımdan tutup da beni böyle sarsıp durma. (Bir defa, bu topluluk beni bir hiç yerine koydu ve linç edip öldürmeye kalktı. Sonra, olup bitene kesin bir müdahalede bulunmaktan sakındım. Çünkü) ‘İsrail Oğulları arasına tefrika soktun; sözümü de dinlemedin!’ demenden korktum.”
Bayraktar Bayraklı = Hârûn, “Ey anamın oğlu!” dedi, “Saçımı sakalımı yolma! Emin ol ki ben senin; ‘İsrâiloğullarının arasına ayrılık düşürdün, sözümü tutmadın!' demenden korktum.”
Bekir Sadak = Harun: «Ey Annemoglu! Sacimdan sakalimdan tutma; dogrusu israilogullari arasina ayrilik koydun, sozume bakmadin demenden korktum» dedi.
Celal Yıldırım = Harun ona: «Ey anamın oğlu ! Sakalımı ve başımı tutup (çekme) ; çünkü senin bana; İsrail oğulları'nın arasını açtın, onları böldün, sözüme dikkat etmedin, diyeceğinden korktum,» dedi.
Cemal Külünkoğlu = (Harun:) “Ey anamın oğlu! Saçımı sakalımı çekme! Doğrusu ben senin: ‘İsrailoğulları'nın arasını açtın, sözüme uymadın' demenden korktum” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = Harun: 'Ey Annemoğlu! Saçımdan sakalımdan tutma; doğrusu İsrailoğulları arasına ayrılık koydun, sözüme bakmadın demenden korktum' dedi.
Diyanet Vakfi = (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: «İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!» demenden korktum.
Edip Yüksel = Dedi ki, 'Anamın oğlu, sakalımı ve başımı çekme. 'İsrail oğullarını neden böldün, neden sözümü tutmadın?' diye bana çıkışacağından korktum.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey anamın oğlu dedi, sakalımı başımı tutma, emîn ol ki dediğime bakmadın da Benî İsraîl arasına tefrika düşürdün dersin diye korktum
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Harun: «Ey anamın oğlu, sakalımı ve başımı tutma! Emin ol ki, «dediğime bakmadın da İsrail oğulları arasına ayrılık düşürdün.» dersin diye korktum.» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Harun: «Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma. Ben senin 'İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum.» dedi.
Gültekin Onan = Dedi ki: "Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben, senin: "İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin" demenden endişe edip korktum."
Harun Yıldırım = (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: "İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!" demenden korktum.
Hasan Basri Çantay = (Harun) dedi: «Ey anamın oğlu, sakalımı, başımı tutma. Hakikat, ben senin: — Isrâîl oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın, diyeceğinden korkdum».
Hayrat Neşriyat = (Hârûn:) 'Ey anamın oğlu! Sakalımı, başımı tutma! Doğrusu ben (onlara şiddet gösterseydim): 'İsrâiloğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın!’ diyeceğinden korktum!' dedi.
İbni Kesir = O da: Ey anamın oğlu; saçımdan sakalımdan tutma. Doğrusu; İsrailoğulları arasına ayrılık soktun, sözüme bakmadın, demenden korktum, dedi.
Kadri Çelik = Dedi ki: “Ey annemin oğlu! Sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben senin, “İsrail oğulları arasında ayrılık çıkardın” demenden ve sözümü önemsememenden endişelenip korktum.”
Muhammed Esed = (Harun:) "Ey anamın oğlu!" dedi, "Saçımdan sakalımdan tutma! Gerçek şu ki, ben senin, 'Bak işte, İsrailoğulları'nın arasına ayrılık soktun; sözüme riayet etmedin! demenden korktum".
Mustafa İslamoğlu = "Ey anamın oğlu!" dedi, "Sakalımı-saçımı çekiştirip durma! İnan ki senin bana "İsrailoğulları arasına ayrılık tohumları saçtın, nasihatimi dinlemedin!" demenden korktum, (fakat gücüm yetmedi)!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Ey anamın oğlu! Ne sakalımı ve ne de başımı tutma. Ben muhakkak senin, 'İsrailoğullarının aralarını dağıttın ve benim sözümü gözetir olmadın' diyeceğinden korktum.»
Ömer Öngüt = Dedi ki: “Anamın oğlu! Saçımdan sakalımdan tutma. Ben senin: 'İsrailoğulları arasına ayrılık soktun, sözüme bakmadın. ' diyeceğinden korktum. ”
Şaban Piriş = Harun ise: -Ey anamın oğlu dedi. Sakalımı ve başımı tutma! Ben senin, “İsrailoğulları'nın arasını açtın, sözümü tutmadın” demenden korktum.
Sadık Türkmen = (harun) dedi ki: “Ey anamın oğlu! Sakalımı ve saçımı başımı tutma! Ben, ‘İsrailoğulları arasına ayrılık soktun ve sözümü gözetmedin’ demenden korktum!”
Seyyid Kutub = Harun Musa'ya «Ey anamın oğlu, saçımı sakalımı çekme, ben 'İsrailoğullarını birbirlerine düşürdün, sözümü tutmadın' diyeceksin diye korktum» dedi.
Suat Yıldırım = (Harun:) Ey annemin oğlu! dedi, saçımı sakalımı, yolma! Ben, senin: "İsrailoğullarının arasına ayrılık düşürdün; sözümü tutmadın!" demenden korktum.
Süleyman Ateş = (Hârûn, kardeşini yumuşatabilmek için): "Ey anamın oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma. Ben senin 'İsrâil oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın' diyeceğinden korktum (da onun için idare yoluna gittim)."
Tefhim-ul Kuran = Dedi ki: «Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben, senin: «-İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin» demenden endişe edip korktum.»
Ümit Şimşek = Harun 'Ey anamın oğlu, saçımı, sakalımı bırak,' dedi. 'Ben senin 'Sözümü dinlemedin de İsrailoğullarının arasına ikilik soktun' demenden korktum.'
Yaşar Nuri Öztürk = Hârun dedi: "Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma. Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!"
İskender Ali Mihr = (Harun A.S): “Ey annemin oğlu! Sakalımı ve başımı (saçımı) tutma (çekme). Gerçekten ben, senin, “İsrailoğulları arasında fırkalar oluşturdun (ikilik, düşmanlık çıkardın) ve sözümü tutmadın (emrimi yerine getirmedin)” demenden korktum.” dedi.
İlyas Yorulmaz = Harun Musa’ya “Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı tutmayı bırak. Senin “Niçin İsrailoğulları arasında ayırım yaptın, sözümü niçin dinlemedin, demenden korktum” dedi.