فَرَاغَ عَلَيْهِمْ ضَرْبًا بِالْيَمِينِ
Ferâga aleyhim darben bil yemîn(yemîni).
ferâga | : ilgilendi, boşalttı, devirdi |
aleyhim | : onları |
darben | : vurarak |
bi el yemîni | : sağ eli ile |
Diyanet İşleri = Derken üzerlerine yürüyüp onlara güçlü bir darbe indirdi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken sağ eliyle vurup kırmıştı onları.
Abdullah Parlıyan = Sonra üzerlerine yürüyüp, tüm gücüyle vurup kırdı onları.
Adem Uğur = Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp geçirdi.)
Ahmed Hulusi = (İbrahim) yaklaşıp sağ eliyle darbe vurdu tanrı heykellerine!
Ahmet Tekin = Nihayet yanlarına sokulup onlara sağ eliyle kuvvetli bir darbe indirdi, putları paramparça etti.
Ahmet Varol = Sonunda gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Ali Bulaç = Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Ali Fikri Yavuz = Derken onlara sağ eliyle (kuvvetle) vurub (onları) parçaladı.
Ali Ünal = Sonra, üzerlerine varıp, bütün kuvvetiyle putlara vurdu.
Bayraktar Bayraklı = Bütün gücüyle onları kırmaya başladı.
Bekir Sadak = Sonunda, uzerlerine yuruyup kuvvetle vurdu.
Celal Yıldırım = Sonra üzerlerine yürüdü ve sağ eliyle vurup kırdı.
Cemal Külünkoğlu = (91-93) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Diyanet İşleri (eski) = Sonunda, üzerlerine yürüyüp kuvvetle vurdu.
Diyanet Vakfi = Bunun üzerine, yanlarına gelip sağ eliyle vurdu (kırıp geçirdi.)
Edip Yüksel = Ve üzerlerine yürüyüp tüm gücüyle vurdu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Diyerek bir takrib ile onlara kuvvetli bir darbe indirdi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (92-93) «Neyiniz var konuşmuyorsunuz?» diyerek yaklaşıp onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Gültekin Onan = Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Harun Yıldırım = Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Hasan Basri Çantay = Nihayet gizlice onları sağ eliyle bir vur (ub kır) dı.
Hayrat Neşriyat = Derken sağ eliyle (kuvvetli) bir darbe indirmek üzere gizlice üzerlerine vardı (da onları kırdı).
İbni Kesir = Nihayet üzerlerine yürüyüp sağıyla vurdu.
Kadri Çelik = Derken yanlarına vararak sağ eliyle bir darbe indirdi (de hepsini kırıverdi).
Muhammed Esed = Sonra üzerlerine yürüyüp onlara sağ eliyle vurdu.
Mustafa İslamoğlu = Ve onların üzerine abanıp bütün gücüyle vurmaya başladı.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onların üzerine gizlice vararak eliyle bir vuruş vuruverdi.
Ömer Öngüt = Bunun üzerine üzerlerine yürüyüp sağ eliyle kuvvetle vurdu.
Şaban Piriş = Sonra, üzerlerine yürüdü ve tüm kuvvetiyle vurdu.
Sadık Türkmen = Sonunda iyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi!
Seyyid Kutub = Ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle putlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Suat Yıldırım = Hiddetini tutamıyarak iyice yaklaşıp putlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Süleyman Ateş = Ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Tefhim-ul Kuran = Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
Ümit Şimşek = Yaklaştı ve var gücüyle vurdu.
Yaşar Nuri Öztürk = İyice yanlarına sokulup sağ eliyle bir darbe indirdi.
İskender Ali Mihr = Sağ eliyle vurarak onları devirdi (kırdı).
İlyas Yorulmaz = Sahte ilahlara yaklaşıp kuvvetlice bir vuruş yaptı.