إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بَعْدَ إِيمَانِهِمْ ثُمَّ ازْدَادُواْ كُفْرًا لَّن تُقْبَلَ تَوْبَتُهُمْ وَأُوْلَئِكَ هُمُ الضَّآلُّونَ
İnnellezîne keferû ba’de îmânihim summezdâdû kufran len tukbele tevbetuhum, ve ulâike humud dâllûn(dâllûne).
inne ellezîne | : muhakkak ki onlar |
keferû | : inkâr ettiler |
ba’de îmâni-him | : îmânlarından sonra |
summe | : sonra |
ezdâdû | : arttırdılar |
kufran | : küfürlerini |
len tukbele | : asla kabul olunmaz |
tevbetu-hum | : onların tövbeleri |
ve ulâike | : ve onlar |
hum ed dâllûne | : onlar dalâlette olanlardır |
Diyanet İşleri = Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnandıktan sonra kâfir olanlara, sonra da kâfirliklerini arttıranlara gelince: Tövbeleri hiç kabul edilmez ve onlardır sapıklar.
Abdullah Parlıyan = İmandan sonra Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere ve bu işte inatla ısrar edenlere gelince, onların tevbeleri asla kabul edilmeyecektir, gerçek sapıklar da onlardır.
Adem Uğur = İnandıktan sonra kâfirliğe sapıp sonra inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler.
Ahmed Hulusi = İmanlarından sonra hakikati inkâr edip, inkârlarında ısrarlı olanların tövbeleri asla kabul edilmez. İşte onlar sapanların ta kendileridir.
Ahmet Tekin = Kitaplarında vasıfları belirtilen peygambere iman ettikleri halde, Muhammed peygamber olarak görevlendirilince inkâra, küfre sapanların; sonra İslâm’ın ilerlemesinin, müslümanların gelişmesinin önünü kesme plânları yaparak savaş açan, küfürde ileri giden yahudilerin ve hristiyanların, küfür bataklığında kaldıkları müddetçe tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar işte onlar, başlarına buyruk hareket ederek, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenlerin ta kendileridir.
Ahmet Varol = İmanlarından sonra küfre düşüp sonra da küfürlerini artıranlar var ya işte bunların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Ve işte bunlar sapıkların kendileridirler.
Ali Bulaç = Doğrusu, imanlarından sonra inkâr edenler, sonra inkârlarını arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir.
Ali Fikri Yavuz = Elbette iman ettikten sonra kâfir olanlar ve sonra küfürlerini artıranların (son nefeste) tevbeleri kabul olunmaz. İşte bunlar sapıklardır.
Ali Ünal = Buna karşılık, iman ikrarından sonra küfre sapanlar ve sonra (davranışları, çıkardıkları fitneler ve kurdukları komplolarla) küfürde daha da ileri gidenler ise, (artık iman kabiliyetini yitirdikleri için öylelerinin bir daha geri dönüşleri olmaz; onlar, ölümü görmedikçe tevbeye de yanaşmazlar, ölüm ânında küfürden) yapacakları tevbe de artık kabul görmez. Onlardır tam manâsıyla sapmış, dalâlete yuvarlanıp gitmiş olanlar.
Bayraktar Bayraklı = İnandıktan sonra hakikati inkâra sapıp inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridirler.
Bekir Sadak = Inandiktan sonra inkar edip, inkarda asiri gidenler var ya, onlarin tevbeleri kabul edilmeyecektir. Iste sapiklar onlardir.
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki, imân ettikten sonra inkâra sapıp sonra da inkârını artıran kimselerin tevbeleri (ümitsizlik ve ölüm ânında) kabul edilmiyecektir. İşte sapıklar bunlardır.
Cemal Külünkoğlu = Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da inkârda ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
Diyanet İşleri (eski) = İnandıktan sonra inkar edip, inkarda aşırı gidenler var ya, onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. İşte sapıklar onlardır.
Diyanet Vakfi = İnandıktan sonra kâfirliğe sapıp sonra inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler.
Edip Yüksel = İmanlarından sonra inkar edip de inkarlarında ileri gidenlerin tevbeleri kabul edilmez; onlar artık tümüyle sapmış demektir.
Elmalılı Hamdi Yazır = elbette imanlarının arkasından küfretmiş sonra da küfürde ileri gitmiş kimselerin tevbeleri kabul olunmak ihtimali yoktur, bunlar hep dalâl içinde kalmış sapıklardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kesinlikle inanmalarının arkasından inkara sapmış, sonra da inkarcılıkta ileri gitmiş olanların tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar, hep sapıklık içinde kalmış kişilerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
Gültekin Onan = Doğrusu, inandıktan sonra küfredenler, sonra küfrlerini arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar sapıkların ta kendileridir.
Harun Yıldırım = Doğrusu imanlarından sonra küfre giren sonra da küfürlerini artıran kimselerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapanların ta kendileridir.
Hasan Basri Çantay = Hakıykat, îmanlarının arkasından küfretmiş, sonra da küfrünü artırmış olanların tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat = Şübhesiz îmân (etme)lerinden sonra inkâr edenler, sonra da inkâr cihetiyle ileri gidenler yok mu, onların (son nefesteki) tevbeleri aslâ kabûl edilmeyecektir! İşte onlar ise, dalâlete düşenlerin ta kendileridir.
İbni Kesir = İman ettikten sonra küfredip de, küfürleri artanların tevbeleri kabul edilmez. İşte onlar sapıkların kendileridir.
Kadri Çelik = İnandıktan sonra küfre sapıp küfürlerini arttıranlar (var ya), onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. İşte sapıklar onlardır.
Muhammed Esed = İmana erdikten sonra hakikati inkara kalkışanlara ve sonra hakikati reddetmede (daha büyük bir inatla) ısrar edenlere gelince, şüphesiz, onların (diğer günahlardan dolayı) tevbeleri kabul edilmeyecektir; işte onlar gerçek sapkınlardır.
Mustafa İslamoğlu = İman etmelerinin ardından inkara sapıp, sonra da inkarda ileri gidenlere gelince: Onların tevbesi kabul olunmayacaktır; işte asıl sapıklar onlardır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir oldular, sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır.
Ömer Öngüt = İman ettikten sonra kâfir olup ve küfürde daha da ileri gidenlerin tevbeleri aslâ kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların tâ kendileridir.
Şaban Piriş = İman ettikten sonra inkâr edip, inkârlarını artıranların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların ta kendileridir.
Sadık Türkmen = Şüphesiz iman ettikten sonra inkâr eden, sonra da, inkârda ileri gidenlerin tövbeleri, asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
Seyyid Kutub = İman ettikten sonra kâfir olanlar sonra da kâfirliklerini koyulaştıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez, bunlar sapıkların ta kendileridir.
Suat Yıldırım = İmanlarından sonra küfre sapanların, sonra inkârda daha da ileri gidenlerin tövbeleri asla kabul edilmez. İşte asıl sapıklar bunlardır.
Süleyman Ateş = Onlar ki, inandıktan sonra inkâr ettiler, sonra inkârları arttı; onların tevbeleri kabul edilmeyecektir. Onlar sapıkların tâ kendileridir.
Tefhim-ul Kuran = Doğrusu, imanlarından sonra küfredenler, sonra küfürlerini arttıranlar; bunların tevbeleri kesinlikle kabul edilmez. İşte bunlar, sapıkların ta kendileridir.
Ümit Şimşek = İmanlarından sonra tekrar kâfir olup inkârlarında azıtanların ise tevbeleri kabul olunmaz. Çünkü onlar sapkınların tâ kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk = İmanlarından sonra küfre sapmış, sonra da küfürde daha da azıtmış olanların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir. Onlar, sapıkların ta kendileridir.
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki, îmân ettikten sonra inkâr edenlerin ve sonra da küfürlerini artıranların, onların (üçüncü defa fıska düşenlerin) tövbeleri asla kabul edilmez. Ve işte onlar, dalâlette olanlardır.
İlyas Yorulmaz = İmanlarından sonra gerçekleri inkâr edenler ve sonra inkârlarını artıranların tövbeleri kabul edilmeyecek. Çünkü onlar Allah’ın dininden uzaklaşmışlardır.