بَلْ أَتَيْنَاهُم بِالْحَقِّ وَإِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ
Bel eteynâhum bil hakkı ve innehum le kâzibûn(kâzibûne).
bel | : hayır, bilâkis |
eteynâ-hum | : biz onlara getirdik |
bi el hakkı | : hakkı |
ve inne-hum | : ve muhakkak onlar |
le | : elbette, gerekten, mutlaka |
kâzibûne | : tekzip edenler, yalanlayanlar |
Diyanet İşleri = Hayır, biz onlara gerçeği getirdik, fakat onlar kesinlikle yalancıdırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır, biz onlara gerçeği getirdik ve şüphe yok ki onlar, yalan söylemedeler elbette.
Abdullah Parlıyan = Biz onlara, gerçek olan Kur'ân'ı getirdik, ama onlar devamlı olarak yalanlıyorlar.
Adem Uğur = Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır.
Ahmed Hulusi = Hayır, biz onlara Hak olarak geldik. . . Onlarsa kesinlikle yalancılardır.
Ahmet Tekin = Doğrusu biz onlara gerekçeli, hikmete dayalı toplumlarında hakça düzen gerçekleştirmeye esas olacak hak bir kitap getirdik. Onlar kesinlikle, hâlâ yalanlarına yalan katmaya devam ediyorlar.
Ahmet Varol = Hayır, biz onlara hakkı getirdik. Ancak onlar yalancıdırlar.
Ali Bulaç = Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.
Ali Fikri Yavuz = Doğrusu biz, onlara, hakkı (tevhîdi) getirdik. Şüphesiz onlar, (Allah çocuk edindi, melekler kızlarıdır sözlerinde) yalancıdırlar.
Ali Ünal = Oysa Biz, onlara gerçeğin ta kendisini getirdik; fakat onlar (iddialarında da, bu gerçeğe karşı çıkışlarında ve kendilerine karşı da) hep yalancıdırlar.
Bayraktar Bayraklı = Doğrusu biz onlara hakkı getirdik; onlar ise yalancılardır.
Bekir Sadak = Hayir; Biz onlara gercegi getirdik ama, onlar yalancidirlar.
Celal Yıldırım = Evet, biz onlara hakkı (doğruyu ve gerçeği) getirdik ve onlar cidden yalancıdırlar.
Cemal Külünkoğlu = Aslında biz onlara gerçeği sunduk, fakat onlar hala yalan söylüyorlar.
Diyanet İşleri (eski) = Hayır; Biz onlara gerçeği getirdik ama, onlar yalancıdırlar.
Diyanet Vakfi = Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır.
Edip Yüksel = Kendilerine gerçeği getirmemize rağmen onlar yalanlamaktadırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Doğrusu biz onlara hakkı getirdik ve şüphesiz onlar yalancılar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğrusu Biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise şüphesiz yalancılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Doğrusu biz onlara hakkı getirdik; onlar ise cidden yalancıdırlar.
Gültekin Onan = Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.
Harun Yıldırım = Doğrusu biz onlara gerçeği getirdik; onlar ise hakikaten yalancılardır.
Hasan Basri Çantay = Hayır, biz onlara hakıykatı getirdik. Onlarsa muhakkak yalancıdırlar.
Hayrat Neşriyat = Hayır! (Biz) onlara hakkı getirdik; fakat şübhesiz ki onlar, gerçekten yalancıdırlar!
İbni Kesir = Hayır, Biz, onlara gerçeği getirdik. Ama onlar muhakkak yalancılardır.
Kadri Çelik = Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancılardır.
Muhammed Esed = Hayır, Biz onlara hakkı ulaştırdık; buna rağmen onlar yine de yalanı tercih ediyorlar!
Mustafa İslamoğlu = Yoo! Aksine Biz onlara saf gerçeği sunmuştuk, ama onlar ısrarla yalana sarıldılar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Hayır... Biz onlara hakkı getirdik. Onlar ise şüphe yok ki, elbette yalancılardır.
Ömer Öngüt = Hayır! Biz onlara gerçeği getirdik. Amma onlar yalancıdırlar.
Şaban Piriş = Doğrusu onlara gerçeği getirdik, fakat onlar yalancıdırlar.
Sadık Türkmen = Doğrusu, biz onlara gerçeği getirdik. Onlar ise, şüphesiz yalancıdırlar.
Seyyid Kutub = Aslında biz onlara gerçeği sunduk, fakat onlar yalan söylüyorlar.
Suat Yıldırım = Hayır, Biz onlara gerçeği getirdik; fakat buna rağmen onlar yalanı tercih ediyorlar. İşte gerçek:
Süleyman Ateş = Doğrusu biz, onlara hakkı getirdik, (bizim söylediklerimiz gerçektir), onlarsa yalancıdırlar.
Tefhim-ul Kuran = Hayır, biz onlara hakkı getirdik, ancak onlar gerçekten yalancıdırlar.
Ümit Şimşek = Biz onlara hakkı getirdik. Onlar ise yalancıdırlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, hayır! Biz onlara hakkı getirdik ama onlar tam anlamıyla yalancıdırlar.
İskender Ali Mihr = Hayır, onlara hakkı getirdik. Ve muhakkak ki onlar, gerçekten tekzip edenlerdir (yalanlayanlardır).
İlyas Yorulmaz = Biz onlara hakkı (Kur’an’ı) verdiğimiz halde, onlar hakkı yalanladılar.