Önceki Ayet Sonraki Ayet  
3. Sûre Âl-iİmrân/88

 خَالِدِينَ فِيهَا لاَ يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلاَ هُمْ يُنظَرُونَ

  Hâlidîne fîhâ, lâ yuhaffefu anhumul azâbu ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne).

Kelime Karşılaştırma
hâlidîne fîhâ : onun içinde ebedi kalacak olanlar
lâ yuhaffefu : hafifletilmez
an-hum : onlardan
el azâbu : azap
ve lâ hum yunzarûne : ve onlara nazar edilmez, bakılmaz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Onun (lânetin) içinde ebedî kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve bu lânette ebedî kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

 Abdullah Parlıyan = Bu lanete ebediyen gömülüp gideceklerdir. Onların ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

 Adem Uğur = Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.

 Ahmed Hulusi = Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.

 Ahmet Tekin = O lânet içinde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.

 Ahmet Varol = Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.

 Ali Bulaç = İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

 Ali Fikri Yavuz = Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.

 Ali Ünal = Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

 Bayraktar Bayraklı = Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara bir mühlet tanınacak.

 Bekir Sadak = Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onlarin azabi geciktirilmez.

 Celal Yıldırım = Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.

 Cemal Külünkoğlu = Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içinde kalacaklardır. Kendilerinden ne azap hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacaktır.

 Diyanet İşleri (eski) = Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.

 Diyanet Vakfi = Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.

 Edip Yüksel = Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonsuza kadar o lanetin içindedirler, azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

 Gültekin Onan = İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

 Harun Yıldırım = Onun içinde sürekli kalıcıdırlar. Onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

 Hasan Basri Çantay = Onlar bunun (bu lâ'netin ve cehennemin) içinde ebedî kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azâb hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.

 Hayrat Neşriyat = (Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.

 İbni Kesir = Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.

 Kadri Çelik = Onlar onda (ilahi lanette) temelli kalıcılardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.

 Muhammed Esed = Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.

 Mustafa İslamoğlu = Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara süre tanınacaktır.

 Ömer Nasuhi Bilmen = (Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.

 Ömer Öngüt = Bu lânete ebediyyen gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.

 Şaban Piriş = O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.

 Sadık Türkmen = Onun içinde ebedi kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz de açtırılmaz.

 Seyyid Kutub = Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.

 Suat Yıldırım = Onlar bu lânetin içinde ebedî kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

 Süleyman Ateş = O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azâb hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.

 Tefhim-ul Kuran = İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

 Ümit Şimşek = Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.

 Yaşar Nuri Öztürk = O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.

 İskender Ali Mihr = Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz...

 İlyas Yorulmaz = (Cehennem azabında) Sürekli kalacaklar, orada onlardan azap asla hafifletilmeyecek ve onlara bakılmayacak da.