قُل لَّئِنِ اجْتَمَعَتِ الإِنسُ وَالْجِنُّ عَلَى أَن يَأْتُواْ بِمِثْلِ هَذَا الْقُرْآنِ لاَ يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ ظَهِيرًا
Kul le inictemeatil insu vel cinnu alâ en ye’tû bi misli hâzâl kur’âni lâ ye’tûne bi mislihî ve lev kâne ba’duhum li ba’dın zahîrâ(zahîren).
kul | : de |
le in ictemeâti (le in ictemeâti) | : eğer toplansalar |
el insu | : insan |
ve el cinnu | : ve cin |
alâ | : üzerine, ...e |
en ye’tû | : getirmek |
bi misli | : bir misli, bir benzeri |
hâzâ el kur’âni | : bu Kur’ân |
lâ ye’tûne | : getiremezler |
bi misli-hi | : onun bir benzeri |
ve lev kâne | : ve eğer olsa, olsaydı, olsa bile |
ba’du-hum | : onların bir kısmı |
li ba’dın | : bir kısmına |
zahîren | : zahir, yardımcı, destek veren |
Diyanet İşleri = De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: İnsanlar ve cinler, bu Kur'ân'ın bir benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler bir benzerini meydana koyamazlar, hattâ bir kısmı bir kısmına yardım etse bile.
Abdullah Parlıyan = De ki: Bütün insanlar ve cinler, birbirlerine yardımcı ve destek olsalar, bu Kur'ân'ın bir benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler, bir benzerini meydana koyamazlar.
Adem Uğur = De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.
Ahmed Hulusi = De ki: "Andolsun, eğer İNS (türü - insan denmiyor) ve CİNN şu Kurân'ın benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, gene de onun benzerini getiremezler!"
Ahmet Tekin = 'Andolsun, bu Kur’ân’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun bir benzerini meydana getiremezler' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Andolsun, insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek için toplansalar ve birbirlerine yardımcı da olsalar onun bir benzerini getiremezler.'
Ali Bulaç = De ki: "Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler."
Ali Fikri Yavuz = Ey Rasûlüm, de ki: “- Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
Ali Ünal = De ki: “Andolsun, eğer bütün insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın benzerini meydana getirmek için bir araya toplansalar, hattâ birbirlerine destek ve yardımcı da olsalar, yine de onun gibi bir kitap meydana getiremezler.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Andolsun, bu Kur'ân'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insanlar ve cinler bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, benzerini getiremezler.”
Bekir Sadak = De ki: «Insanlar ve cinler, birbirine yardimci olarak bu Kuran'in bir benzerini ortaya koymak icin bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar.»
Celal Yıldırım = De ki: Eğer insanlarla cinler, birbirlerine yardımcı ve destek de olsalar, bu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek için biraraya gelseler, yine de onun bir benzerini (yazıp) getiremezler.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Andolsun ki, insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'İnsanlar ve cinler, birbirine yardımcı olarak bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar.'
Diyanet Vakfi = De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.
Edip Yüksel = De ki: 'Tüm insanlar ve cinler bu Kuran'ın bir benzerini oluşturmak amacıyla toplansalar ve bu konuda birbirlerine destek olsalar bile onun bir benzerini oluşturamazlar.'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: yemin ederim eğer İns-ü Cinn bu Kur'anın mislini getirmek üzere toplansalar bir mislini getiremezler, birbirlerine zahîr de olsalar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Yemin ederim eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcı bile olsalar onun bir benzerini getiremezler.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ey Muhammed! De ki: «Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir.»
Gültekin Onan = De ki: "Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kuran'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler."
Harun Yıldırım = De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.
Hasan Basri Çantay = De ki: «Andolsun, ins-ü cin şu Kur'ânın benzerini (meydana) getirmeleri için bir araya toplansa, yekdiğerine yardımcı da olsalar, yine onun benzerini getiremezler».
Hayrat Neşriyat = (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: 'Yemîn olsun ki, eğer insanlar ve cinler bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek üzere bir araya gelseler, birbirlerine yardımcı da olsalar,(yine) onun benzerini getiremezler.'
İbni Kesir = De ki: İnsanlar ve cinnler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek için toplansalardı; birbirlerine yardımcı da olsalar onun bir benzerini getiremezlerdi.
Kadri Çelik = De ki: “Eğer bütün insan ve cin (toplulukları), bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile, onun bir benzerini getiremezler.”
Muhammed Esed = De ki: "Bütün insanlar ve görünmeyen varlıklar bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelselerdi ve, birbirlerine (bu konuda) destek olmak için ellerinden gelen her şeyi yapsalardı, yine de onun benzerini ortaya koyamazlardı!"
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Bütün görünen ve görünmeyen iradeli varlıklar bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya toplansalar ve bu konuda birbirlerine var güçleriyle destek verseler, yine de onun bir benzerini ortaya koyamazlardı!"
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Andolsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir mislini getirmek üzere toplanacak olsalar, elbette onun bir mislini getiremeyeceklerdir. Velev ki, bazıları bazılarına yardımcı olsun.»
Ömer Öngüt = Resulüm! De ki: “Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini meydana getirmek için bir araya gelseler, birbirine yardım da etseler, imkânı yok onun benzerini getiremezler. ”
Şaban Piriş = De ki: “İnsanlar ve cinler, bu Kur’an’ın bir benzerini yapmak için bir araya gelseler; birbirlerine arka çıksalar bile, onun bir benzerini yapamazlar.”
Sadık Türkmen = De ki: “Şayet insanlar ve cinler, bu Kur’an’ın benzerini getirmek üzere toplansalar, onun bir benzerini getiremezler. Birbirlerine arka çıkıp destekçi olsalar da!..
Seyyid Kutub = De ki; «Eğer tüm insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak amacı ile biraraya gelseler, ne kadar birbirlerine yardım etseler de onun bir benzerini ortaya koyamazlar.»
Suat Yıldırım = De ki: "Yemin ederim! Eğer insanlar ve cinler, bu Kur’ân’ın benzerini yapmak için bir araya toplansalar, hatta birbirlerine destek olup güçlerini birleştirseler bile, yine de onun gibi bir Kitap meydana getiremezler."
Süleyman Ateş = De ki: "Andolsun eğer insan(lar) ve cin(ler) bu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka ol(up yardım et)seler yine onun benzerini getiremezler."
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler.»
Ümit Şimşek = De ki: Bu Kur'ân'ın benzerini getirmek için bütün insanlar ve cinler toplanıp da birbirine yardımcı olsalar, yine de onun benzerini getiremezler.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler şu Kur'an'ın bir benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine de destek olsalar, onun bir benzerini yine de ortaya getiremezler."
İskender Ali Mihr = De ki: “Eğer ins ve cin (insanlar ve cinler) bu Kur’ân’ın bir benzerini getirmek için içtima etseler (biraraya gelseler); onların bir kısmı, bir kısmına yardımcı olsa bile onun bir benzerini getiremezler.”
İlyas Yorulmaz = Deki “Bütün bildikleriniz (tanıdığınız insanlar) ve bilmediğiniz insanlar (cinler) bir araya toplansa ve bir kısmı diğer kısmına yardımcı da olsa, Onun (Kur’an’nın) benzerini meydana getiremezler. ”