وَإِذَا رَأى الَّذِينَ أَشْرَكُواْ شُرَكَاءهُمْ قَالُواْ رَبَّنَا هَؤُلاء شُرَكَآؤُنَا الَّذِينَ كُنَّا نَدْعُوْ مِن دُونِكَ فَألْقَوْا إِلَيْهِمُ الْقَوْلَ إِنَّكُمْ لَكَاذِبُونَ
Ve izâ raellezîne eşrakû şurakâehum kâlû rabbenâ hâulâi şurakâunâllezîne kunnâ ned’û min dûnike, fe elkav ileyhimul kavle innekum le kâzibûn(kâzibûne).
ve izâ | : ve o zaman, olduğu zaman |
rae | : gördü |
ellezîne | : onlar |
eşrakû | : (Allah’a) ortak (şirk) koştular |
şurakâe-hum | : onların ortakları (şerikleri) |
kâlû | : dediler |
rabbe-nâ | : Rabbimiz |
hâulâi | : işte onlar |
şurakâu-nâ | : bizim ortak koştuklarımız |
ellezîne | : onlar |
kunnâ | : biz olduk |
ned’û | : dua ettik, (yardıma) çağırdık |
min dûni-ke | : senden başka |
fe elkav | : böylece attılar |
ileyhim | : onlara |
el kavle | : söz |
inne-kum | : muhakkak ki siz |
le kâzibûne | : elbette, gerçekten yalan söyleyenler |
Diyanet İşleri = Allah’a ortak koşanlar, ortaklarını gördüklerinde diyecekler ki: “Rabbimiz! Bunlar, seni bırakıp kendilerine tapmış olduğumuz ortaklarımızdır.” Koştukları ortaklar da onlara: “Siz elbette yalancılarsınız” diye laf atacaklar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şirk koşanlar, Tanrıya eş olarak kabûl ettikleri şeyleri görünce Rabbimiz derler, seni bırakıp kulluk ettiğimiz eşlerimiz bunlar işte. Sözleri reddedilir de şüphe yok ki denir, yalancılarsınız siz.
Abdullah Parlıyan = Allah'tan başkalarına ilahlık yakıştıranlar, Allah'a eş olarak kabul ettikleri düzmece varlıkları, karşılarında bulduklarında “Ey Rabbimiz!” diyecekler, “Evet bunlar bizim sana ortak ilahlar olarak gördüğümüz ve seni bırakıp, kendilerine yalvarıp yakardığımız varlıklar.” Bunun üzerine o varlıklar, onların hakettikleri sözü yüzlerine çarparlar da, “Şüphe yok ki, sizler yalancı kimselersiniz” derler.
Adem Uğur = (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.
Ahmed Hulusi = Şirk koşanlar, ortak koştuklarını gördükleri vakit: "Rabbimiz! İşte bunlar Sana denk olmayan, isimlendirip tanrılık atfettiğimiz ortaklarımız" dediler. . . (Ortakları da) onlara sataşır: "Muhakkak ki siz yalancılarsınız. "
Ahmet Tekin = İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman:'Rabbimiz, işte bunlar, seni bırakıp, kulların durumundakilerden tapmış olduğumuz, ilâhlığında, otoritende, mülkünde, tasarruflarında sana ortak saydığımız varlıklar' derler. Onlar da:'Siz kesinlikle yalan söylüyorsunuz.' diye cevabı yapıştırırlar.
Ahmet Varol = Ortak koşanlar ortaklarını gördüklerinde: 'Rabbimiz! Senden başka tapmakta olduğumuz ortaklarımız şunlardır' derler. Onlar da onlara: 'Şüphesiz siz yalancısınız' diye söz atarlar.
Ali Bulaç = O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: "Rabbimiz, seni bırakıp bizim taptığımız ortaklarımız bunlardır" diyecekler. (Onlar da bunlara:) "Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz" diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.
Ali Fikri Yavuz = Dünyada Allah’a ortak koşan müşrikler, ahirette bu ortaklarını (putlarını) görünce: “- Ey Rabbimiz! Bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır.” diyecekler. Tapındıkları putlar da onlara şu cevabı vereceklerdir: “- Muhakkak surette siz yalancısınız, biz sizi kendimize ibadete çağırmadık.”
Ali Ünal = Allah’a şirk koşan o kimseler, (ibadet ve itaatte) Allah’a ortak kıldıkları (ve putlarını diktikleri peygamberleri, azizleri, devlet büyüklerini, vb.) görünce, “Yüce Rabbimiz, işte Sen’den başka ilâhlaştırıp yalvardıklarımız (ve bizi saptıranlar)!” diye haykırır; onlar ise, bunların suratlarına şu sözü çarpar: “Siz, hiç şüphe yok ki birer yalancısınız!”
Bayraktar Bayraklı = Allah'a ortak koşanlar, ortaklarını gördükleri zaman, “Ey Rabbimiz! Senden başka yalvardığımız ortaklarımız işte bunlardır” derler. Koştukları ortaklar onlara, “Doğrusu, siz tam yalancısınız” diye laf atarlar.
Bekir Sadak = Allah'a ortak kosanlar, kostuklari ortaklari gorduklerinde: «Rabbimiz! Seni birakip yalvardigimiz ortaklarimiz bunlardir» derler. Kostuklari ortaklar, onlar: «Dogrusu siz yalancisiniz» diye soz atarlar.
Celal Yıldırım = Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortaklarını görünce : «Ey Rabbimiz ! Seni bırakıp da taptığımız ortaklarımız bunlardır!» diyecekler. Onlar da müşriklere şu sözü atacaklar: «Doğrusu sizler yalancıların tekisiniz!»
Cemal Külünkoğlu = (86-87) Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortakları gördüklerinde: “Ey Rabbimiz, seni bırakıp kendilerine yalvardığımız ortaklar bunlardı” diyecekler. Koşulan ortaklar ise: “Sizler kesinlikle yalancısınız” diye cevap verecekler. (Böylelikle) onlar o gün Allah'a teslim olurlar ve uydurdukları şeyler de onları yüzüstü bırakıp kaybolur.
Diyanet İşleri (eski) = Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortakları gördüklerinde: 'Rabbimiz! Seni bırakıp yalvardığımız ortaklarımız bunlardır' derler. Koştukları ortaklar: 'Doğrusu siz yalancısınız' diye söz atarlar.
Diyanet Vakfi = (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: «Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır.» Onlar da bunlara: «Siz mutlaka yalancılarsınız» diye söz atarlar.
Edip Yüksel = Ortak koşanlar, ortak koştukları kimseleri gördükleri zaman, 'Rabbimiz, senden başka çağırdığımız ortaklarımız işte bunlardır,' derler. (Onlar da), 'Siz yalancılarsınız (biz sizin bu suçunuza hiç bir zaman ortak olmadık),' diye karşılık verirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve o müşrikler şeriklerini gördükleri vakıt «Ya rabbenâ! işte şunlar seni bırakıp da kendilerine taptığımız şerikler diyecekler, onlar da şu sözü fırlatacaklar: her halde siz kat'iyen yalancılarsınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'a ortak koşanlar, ortaklarını gördüklerinde: «Ey Rabbimiz, işte bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır.» diyecekler. Onlar da kendilerine: «Siz kesinlikle, yalancılarsınız!» sözünü fırlatacaklardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve o Allah'a ortak koşanlar, ortak koştuklarını (putları) gördükleri zaman: «Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır» diyecekler. Koştukları ortaklar da onlara; «Siz mutlaka yalancılarsınız» diye söz atarlar.
Gültekin Onan = O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: "Rabbimiz, seni bırakıp bizim taptığımız ortaklarımız bunlardır" diyecekler. (Onlar da bunlara:) "Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz" diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.
Harun Yıldırım = (Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.
Hasan Basri Çantay = Allaha eş tutanlar ortakları (olan putları) nı görünce: «Ey Rabbimiz, bunlar Seni bırakıb tapmakda devam etdiğimiz ortaklarımızdır» diyecekler, bunlar da onlar (ın suratların) a şu sözü fırlatacaklardır: «Siz hiç şübhe yok ki kat'iyyen yalancılarsınız».
Hayrat Neşriyat = (Allah’a) ortak koşanlar da (koştukları) ortaklarını gördükleri zaman: 'Rabbimiz! Seni bırakıp (kendilerine) yalvarmakta olduğumuz ortaklarımız, işte bunlardır!' derler. Bunun üzerine (onlar da): 'Şübhesiz ki siz gerçekten yalancı kimselersiniz!' diye o sözü(reddederek) kendilerine atarlar.
İbni Kesir = Allah'a şirk koşanlar; şirk koştuklarını gördüklerinde derler ki: Rabbımız; işte şunlar, seni bırakıp da kendilerine yalvardığımız şeriklerimizdir. Bunlar da onlara: Doğrusu siz yalancılarsınız, diyerek söz atarlar.
Kadri Çelik = O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman, “Rabbimiz! Seni bırakıp bizim tapmakta olduğumuz ortaklarımız bunlardır” derler. (Onlar da bunlara,) “Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz” diye söz atarlar.
Muhammed Esed = Ve Allah'tan başkalarına tanrılık yakıştıranlar, (Hesap Günü) bu tanrı yerine koydukları (düzmece) varlıkları karşılarında bulduklarında, "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "(Evet) bunlar bizim sana ortak tanrılar olarak gördüğümüz ve seni bırakıp kendilerine yalvarıp yakardığımız varlıklardır!" Bunun üzerine (o varlıklar, onların hak ettikleri) sözü yüzlerine çarparlar: "Sizler (bu konuda birbirine) düpedüz yalan söyleyen kimselerdiniz!"
Mustafa İslamoğlu = Allah'a ait nitelikleri başkalarına yakıştıranlar ise, (Allah'a) yakıştırdıkları ortakları karşılarında görünce; "Rabbimiz! İşte sana ortak koştuklarımız; Seni bırakıp da kendilerine yalvarıp durduğumuz kimseler bunlardı!" der demez, hemen berikiler onların sözlerini ağızlarına tıkayacaklar: "Sizi gidi yalancılar sizi!.."
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve müşrikler ortak tutmuş olduklarını görünce diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bunlar senden başka bizim kendilerine tapınmış olduğumuz şeriklerimizdir.» Bunlar da onlara redden diyeceklerdir ki: «Muhakkak siz yalancılarsınızdır.»
Ömer Öngüt = Şirk koşanlar, şirk koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: “Rabbimiz! İşte bunlar seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır. ” Onlar da bunlara: “Doğrusu siz yalancılarsınız!” diye lâf atarlar.
Şaban Piriş = Allah’a şirk koşanlar, koştukları ortakları görünce: -Rabbimiz, seni bırakıp, kendilerine dua ettiğimiz ortak koştuklarımız işte bunlardı.” derler. Onlar da: - Siz, kuşkusuz yalancısınız” diye laf atarlar.
Sadık Türkmen = Ortak koşanlar, ortaklarını gördükleri zaman, dediler ki: “Rabbimiz! Senin yerine yalvarmış olduğumuz ortaklarımız işte bunlardır!” Ama onlar da kendilerine şu sözü söyleyecekler: “Şüphesiz siz yalancılarsınız!”
Seyyid Kutub = Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortakları gördüklerinde «Ey Rabbimiz, seni bırakıp kendilerine yalvardığımız ortaklar bunlardı» derler. Koşulan ortaklar ise onlara «Sizler kesinlikle yalancısınız» diye hemen cevap yetiştirirler.
Suat Yıldırım = Müşrikler orada şeriklerini görünce: "Yüce Rabbimiz! Ha işte Senden başka yalvardığımız, Sana ortak saydığımız putlarımız. Onlar yok mu onlar, işte onlar bizi şaşırttılar!" der, onlarsa bunların suratlarına şu sözü çarparlar: "Yalancının tekisiniz siz!"
Süleyman Ateş = Ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman: "Rabbimiz, işte senden başka yalvar(ıp tap)dığımız ortaklarımız!" derler. (Onlar da bunlara): "Siz tamamen yalancılarsınız!" diye söz atarlar.
Tefhim-ul Kuran = O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: «Rabbimiz, seni bırakıp bizim tapmakta olduğumuz ortaklarımız bunlardır» diyecekler. (Onlar da bunlara:) «Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz» diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.
Ümit Şimşek = Allah'a ortak koşanlar, şeriklerini gördüklerinde, 'Ey Rabbimiz,' derler. 'İşte şunlar, Senden gayrı dua ettiğimiz şeriklerimiz.' Şerikleri ise onların sözünü reddeder, 'Siz yalancısınız' derler.
Yaşar Nuri Öztürk = Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: "Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız." Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: "Siz, yalancılarsınız, yalancılar!"
İskender Ali Mihr = (Allah’a) şirk (ortak) koşanlar, şirk (ortak) koştukları şeyleri (putları) gördükleri zaman: “Rabbimiz! İşte bunlar, senden başka dua etmiş olduğumuz ortaklarımız.” dediler. O zaman onlar da (putlar da): “Muhakkak ki siz, gerçekten yalan söyleyenlersiniz.” diye onlara söz attılar (söylediler).
İlyas Yorulmaz = Yine Allah’a ortak koşanlar, kendilerini Allah’a ortak koştukları kimseleri gördüklerinde “Ey Rabbimiz! Seni bırakıp da, kendilerinden yardım talep (dua) ettiklerimiz işte bunlar” derler ve onlara “Sizler gerçekten yalancılarmışsınız” diye laf atarlar.