بَقِيَّةُ اللّهِ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ وَمَا أَنَاْ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍ
Bakıyyetullâhi hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne), ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).
bakıyyetu allâhi | : Allah’ın bakiyesi (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç) |
hayrun | : daha hayırlıdır |
lekum | : sizin için |
in kuntum | : eğer iseniz |
mu’minîne | : mü’minler |
ve mâ ene | : ve ben değilim |
aleykum | : sizin üzerinize |
bi hafîzin | : muhafız, gözleyici |
Diyanet İşleri = “Eğer inanan kimselerseniz Allah’ın bıraktığı helâl kazanç sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin başınızda bir bekçi değilim.”
Abdulbaki Gölpınarlı = İnanmışsanız Allah'ın bıraktığı kâr, daha hayırlıdır size ve ben de size bir bekçi değilim.
Abdullah Parlıyan = Eğer inanan insanlar iseniz, Allah'ın helalinden bıraktığı kâr, sizin için daha hayırlıdır. Bütün bu sınırları kendiniz gözetin, ben sizin üzerinize bir bekçi değilim.”
Adem Uğur = Eğer mümin iseniz Allah'ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bir bekçi değilim.
Ahmed Hulusi = "Eğer iman edenlerseniz, Allâh helali sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin bekçiniz değilim. "
Ahmet Tekin = Eğer mü’minseniz, Allah’ın arınmış nimeti, helâlinden bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde denetim, zabıta görevi yapamam.' dedi.
Ahmet Varol = Eğer mü'minler iseniz Allah'ın bıraktıkları sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinize bir koruyucu değilim.'
Ali Bulaç = "Eğer mü'minseniz, Allah'ın bıraktığı (helal işlerden olan kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim."
Ali Fikri Yavuz = Eğer müminseniz, Allah’ın halâl olarak bırakıldığı kâr, sizin için daha hayırlıdır. Ben de sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim.”
Ali Ünal = “Eğer mü’min iseniz bilin ki, Allah’ın kâr ve kazanç olarak helâlinden size bıraktığı, hakkınızda çok daha hayırlıdır. Ben, (sizin iyiliğinizi düşünerek öğüt veriyorum,) yoksa başınızda bir koruyucu ve gözetleyici değilim.”
Bayraktar Bayraklı = “Eğer mümin iseniz, Allah'ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bekçi değilim.”
Bekir Sadak = «naniyorsaniz, Allah'in geri biraktigi helal kar sizin icin daha hayirlidir. Ben size bekci degilim.»
Celal Yıldırım = İnanmış kişiler iseniz, Allah'ın (helâlinden) bıraktığı kâr daha hayırlıdır. Ve ben sizin üzerinizde koruyucu ve gözetici de değilim.
Cemal Külünkoğlu = “Eğer mü'minseniz, Allah'ın (helalinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici (bekçi) değilim.”
Diyanet İşleri (eski) = 'İnanıyorsanız, Allah'ın geri bıraktığı helal kar sizin için daha hayırlıdır. Ben size bekçi değilim.'
Diyanet Vakfi = Eğer mümin iseniz Allah'ın (helâlinden) bıraktığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. Ben üzerinize bir bekçi değilim.
Edip Yüksel = 'İnanıyorsanız, ALLAH'ın (helal) bıraktığı, sizin için daha iyidir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Allahın halâlinden bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır, eğer mü'min iseniz, mamaafih ben sizin üzerinizde gözcü değilim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'ın helalinden bıraktığı kar, sizin için daha hayırlıdır, eğer iman etmişler iseniz. Fakat ben sizin üzerinizde bir gözcü değilim.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Eğer mümin iseniz, Allah'ın helâlinden size ihsan ettiği kâr sizin için daha hayırlıdır. Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü değilim.»
Gültekin Onan = "Eğer inançlılarsanız Tanrı'nın bıraktığı [helal işlerden olan kazanç] sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim."
Harun Yıldırım = “Eğer mü’min kimselerseniz Allah’ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim.”
Hasan Basri Çantay = «Eğer mü'min kimseler iseniz Allah'ın (halâlınden) bırakdığı (kâr) sizin için daha hayırlıdır. (Bununla beraber) ben sizin üzerinizde bir bekçi de değilim».
Hayrat Neşriyat = 'Eğer mü’min kimseler iseniz, Allah’ın bıraktığı (meşrû' olan kâr) sizin içinhayırlıdır. Ben de sizin üzerinize (her fesâdınıza mâni' olacak) muhâfız değilim. (Vazîfem ancak tebliğdir!)'
İbni Kesir = İman ediyorsanız; Allah'ın geri bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Sonra ben, sizin üzerinizde bir koruyucu da değilim.
Kadri Çelik = “İman etmişseniz Allah'ın baki kıldığı sizin için daha hayırlıdır. Sonra ben, sizin üzerinizde bir koruyucu da değilim.”
Muhammed Esed = Eğer (O'na) inanıyorsanız, Allah'ın bıraktığı şey sizin için en hayırlısıdır! (Bütün bu sınırları kendiniz gözetin,) ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim".
Mustafa İslamoğlu = Allah'ın size bıraktığı sizin için daha hayırlıdır; tabii ki eğer O'na inanıyorsanız. Zira ben sizin korumanız değilim!"
Ömer Nasuhi Bilmen = «Eğer siz imân etmiş kimseler iseniz Allah'ın geri bıraktığı sizin için hayırlıdır ve ben sizin üzerinize bir muhafız değilim.»
Ömer Öngüt = “Eğer inanıyorsanız Allah'ın (helâl olarak) bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinize bekçi değilim. ”
Şaban Piriş = Eğer mümin olursanız Allah’ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin bekçiniz değilim.
Sadık Türkmen = Allah’ın bıraktığı helal şeyler, sizin için daha hayırlıdır, eğer inananlar iseniz! Ben sizin üzerinize gözetici değilim.”
Seyyid Kutub = Eğer mü'min kimseler iseniz, Allah'ın size bıraktığı pay, hakkınızda daha hayırlıdır. Ben sizi gözetlemekle, korumakla görevli değilim.»
Suat Yıldırım = Eğer mümin iseniz, Allah’ın helâlinden bıraktığı kâr, sizin için daha hayırlıdır. Ben sadece sizin iyiliğinizi düşünerek öğüt veriyorum, yoksa sizin üzerinizde bir bekçi değilim."
Süleyman Ateş = "Eğer inanan insanlar iseniz, Allâh'ın bıraktığı (kâr), sizin için daha hayırlıdır. Fakat ben sizin üzerinize bekçi değilim!"
Tefhim-ul Kuran = «Eğer mü'minseniz, Allah'ın bıraktığı (helal işlerden olan kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ben, sizin üzerinizde bir gözetleyici değilim.»
Ümit Şimşek = 'Eğer inanmış kimselerseniz, Allah'ın size bıraktığı kâr daha hayırlıdır. Ben ise sizin başınızda bekçi değilim.'
Yaşar Nuri Öztürk = "Eğer inananlar iseniz, Allah'ın bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinizde bir bekçi değilim."
İskender Ali Mihr = Eğer siz mü’minlerseniz Allah’ın bakiyesi (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ve ben, sizin üzerinize muhafız (gözleyici) değilim.
İlyas Yorulmaz = “Eğer Allah’a inanıyorsanız Allah’ın sizin için hak olarak bıraktığı daha iyidir. Ben sizin üzerinizde denetleyici de değilim” dedi.