إِنَّ الَّذِي فَرَضَ عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لَرَادُّكَ إِلَى مَعَادٍ قُل رَّبِّي أَعْلَمُ مَن جَاء بِالْهُدَى وَمَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
İnnellezî farada aleykel kur’âne le râdduke ilâ meâd(meâdin), kul rabbî a’lemu men câe bil hudâ ve men huve fî dalâlin mubîn(mubînin).
inne | : muhakkak |
ellezî | : o ki |
farada | : farz kildi |
aleyke | : senin üzerine, sana |
el kur’âne | : Kur’ân’ı |
le | : elbette |
râddu-ke | : seni döndüren |
ilâ meâdin | : dönülecek yere |
kul | : de |
rabbî | : Rabbim |
a’lemu | : en iyi bilir |
men câe | : gelen kimseyi |
bi el hudâ | : hidayet ile |
ve men | : ve kimseyi |
huve | : o |
fî | : içinde |
dalâlin | : dalâlet |
mubînin | : apaçık |
Diyanet İşleri = Kur’an’ı sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki sana, Kur'ân'ın hükümlerini farz eden, elbette döneceğin yere döndürecek seni. De ki: Rabbim daha iyi bilir, kimdir doğru yola gelen ve kimdir apaçık sapıklıkta kalan.
Abdullah Parlıyan = Ey peygamber! Kur'ân'ı sana indiren ve O'nunla amel etmeyi farz kılan Allah, seni Mekke'den çıkardığı gibi, yine oraya döndürecektir. Hakkı kabule yanaşmayanlara de ki: Kimin doğru yolda yürüdüğünü ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu, en iyi bilen Rabbimdir.
Adem Uğur = (Resûlüm!) Kur'an'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.
Ahmed Hulusi = Kurân'ı (Hakikat bilgisi ve Sünnetullah'a uymayı) sana farz kılan, şüphesiz ki seni nihai hedefine de ulaştıracaktır! De ki: "Rabbim daha iyi bilir kimin Hakikat rehberi olarak geldiğini ve kimin apaçık sapık inanç içinde olduğunu. "
Ahmet Tekin = Rasûlüm, Kur’ân’ı okumayı, öğretmeyi, hükümlerini tebliğ etmeyi, uygulamayı sana farz kılan, ilkelerini sana hayat tarzı haline getiren Allah, elbette seni yine, dönülecek yere, Mekke’ye, ölümden sonra yeni bir hayata döndürecektir.'Rabbim, kimin hak yolu aydınlatan bilgiler getirdiğini, kimin tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içinde olduğunu iyi bilir' de.
Ahmet Varol = Şüphesiz sana Kur'an'ı farz kılan [8] seni dönülecek yere (Mekke'ye) yeniden döndürecektir. De ki: 'Kimin hidayet getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu Rabbim daha iyi bilir.'
Ali Bulaç = Şüphesiz, sana Kur'an'ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki: "Rabbim, hidayetle geleni de, açıkca bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir."
Ali Fikri Yavuz = Muhakkak ki Kur’an’ı sana inzâl eden (Allah), seni (ahirete göçmeden önce, hicret ederek içinden çıktığın) Mekke’ye geri çevirecektir. (Ey Rasûlüm), de ki: Rabbim, hidayetle gelen kimseyi ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.
Ali Ünal = Kur’ân’ın temsil ve tebliğini sana farz kılan Allah, hiç şüphesiz (sözünde sadık olup, seni terketmek zorunda bırakacakları) yere mutlaka (hem de açık bir zaferle) seni geri döndürecektir. De ki: “Rabbim, kimin takip edilmesi gereken doğruyu getirdiğini de, buna karşılık kimin apaçık bir sapkınlık içinde olduğunu da elbette herkesten daha iyi bilmektedir.”
Bayraktar Bayraklı = Şüphesiz ki seni Kur'ân'a uymaya zorunlu kılan Allah, seni vaad ettiği yere ulaştıracaktır. De ki: “Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.”[403]
Bekir Sadak = Kuran'a uymayi sana farz kilan Allah, seni donecegin yere dondurecektir. De ki: «Rabbim kimin dogrulukla geldigini, kimin apacik sapiklikta bulundugunu en iyi bilendir.»
Celal Yıldırım = Şüphesiz ki sana Kur'ân'ı (ondaki hükümlerle amel etmeyi) farz kılan (Allah) seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: Rabbim doğru yol üzere geleni de, açık bir sapıklık içinde bulunanı da daha iyi bilendir,
Cemal Külünkoğlu = Kur'an'ı (okuyup onunla yaşamayı) sana farz kılan Allah, şüphesiz seni dönülecek bir yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni ve apaçık bir sapıklık içinde olanı daha iyi bilir.”
Diyanet İşleri (eski) = Kuran'a uymayı sana farz kılan Allah, seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: 'Rabbim kimin doğrulukla geldiğini, kimin apaçık sapıklıkta bulunduğunu en iyi bilendir.'
Diyanet Vakfi = (Resûlüm!) Kur'an'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.
Edip Yüksel = Muhakkak o zât ki, Senin üzerine Kur'an'ı farz kıldı, elbette seni dönülecek yere iade edecektir. De ki: «Rabbim hidâyetle geleni de ve apaçık bir dalâlette bulunanı da daha iyi bilendir.»
Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde sana o Kur'anı farz kılan seni muhakkak bir meâda kadar geri getirecektir, de ki: rabbım daha iyi bilir! Hidayetle gelen kim? Açık bir dalâl içinde olan kim?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Herhalde o Kur'an'ı sana farz kılan, seni mutlaka bir döndürülecek yere kadar geri getirecektir. De ki: «Rabbim kimin hidayetle geldiğini ve kimin açık bir sapıklıkta bulunduğunu daha iyi bilir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Resulüm!) Kur'ân'ı (okumayı, tebliğ etmeyi ve ona uymayı) sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: «Rabbim, kimin hidayetle geldiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.»
Gültekin Onan = Şüphesiz sana Kuran'ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki: "Rabbim, hidayetle geleni de, açıkca bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir."
Harun Yıldırım = Kur'an'ı sana farz kılan Allah, elbette seni (yine) dönülecek yere döndürecektir. De ki: Rabbim, kimin hidayeti getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.
Hasan Basri Çantay = Her halde o Kur'ânı (n tilâvetini, teblîğını ve mucibince amel etmeni) senin üzerine farz kılan (Allah) seni (yine) dönülecek yere döndürecekdir. De ki: «Hidâyetle gelen kim, o apaçık bir sapıklık içinde olan kim, Rabbim çok iyi bilendir».
Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) Şübhesiz ki Kur’ân’ı (tebliğ ve onunla amel etmeyi) sana farz kılan(Allah), elbette seni dönülecek yere (Mekke’ye) iâde edicidir. De ki: 'Rabbim kimin hidâyetle geldiğini ve kimin apaçık bir dalâlet içinde olduğunu en iyi bilendir.'
İbni Kesir = Kur'an'ı senin üzerine farz kılan Allah; elbette seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: Kimin doğrulukla geldiğini, kimin apaçık sapıklıkta bulunduğunu en iyi bilen Rabbımdır.
Kadri Çelik = Hiç şüphesiz sana (amel etme noktasında) Kur'an'ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki: “Rabbim, hidayetle geleni de açıkça bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir.”
Muhammed Esed = (Ey inanan kişi,) apaçık bir üslupla bu Kuran'ı sana vaz'eden (Allah), şüphe yok ki, seni (ölümden sonra) yeni bir hayata döndürecektir. (Hakkı kabule yanaşmayanlara) de ki: "Kimin doğru yolda yürüdüğünü ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilen Rabbimdir!"
Mustafa İslamoğlu = (Ey bu vahyin muhatabı!) Senin hayatına Kur'an'ın kuşatıcı mesajıyla (istikamet) tayin eden (Allah), elbet seni yapyeni bir hayata kavuşturacaktır. (Şu halde) de ki: "Kimin hidayete erdiğini ve apaçık bir sapıklığa gömülenin de kim olduğunu asıl bilen Rabbimdir."
Ömer Nasuhi Bilmen = Muhakkak o zât ki, Senin üzerine Kur'an'ı farz kıldı, elbette seni dönülecek yere iade edecektir. De ki: «Rabbim hidâyetle geleni de ve apaçık bir dalâlette bulunanı da daha iyi bilendir.»
Ömer Öngüt = Resulüm! Kur'an'ı sana farz kılan Allah, elbette seni yine döneceğin yere döndürecektir. De ki: “Rabbim hidayetle geleni de ve apaçık sapıklıkta bulunanı da en iyi bilendir. ”
Şaban Piriş = Kur’an’ı (okumayı) sana farz kılan, seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: -Kimin doğru yolda, kimin de apaçık sapıklıkta olduğunu en iyi Rabb’im bilir.
Sadık Türkmen = (ey inanan KİŞİ!) Şüphesiz; Kur’an’a uymayı sana farz kılan/emir kılan, seni dönülecek yere döndürecektir. De ki: “Rabbim kimin doğru yolda olduğunu ve kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir.”
Seyyid Kutub = Ey Muhammed! Kur'an'ı sana indiren ve onu okumayı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere döndürecek. De ki; «Rabbim kimin hidayet getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde bulunduğunu bilir.»
Suat Yıldırım = Kur’ân’ı sana indirip onu okumanı, tebliğ etmeni ve muhtevasına göre hareket etmeni farz kılan Allah, elbette seni varılacak yere döndürecektir. De ki: "Kimin hidâyet getirdiğini, kimin besbelli sapıklık içinde olduğunu Rabbim pek iyi bilmektedir."
Süleyman Ateş = Kur'ân'ı sana (indiren ve) gerekli kılan (Allâh), elbette seni varılacak yere döndürecektir. De ki: "Rabbim kimin hidâyet getirdiğini ve kimin apaçık bir sapıklık içinde bulunduğunu bilir."
Tefhim-ul Kuran = Hiç şüphesiz, sana Kur'an'ı farz kılan, seni dönülecek yere elbette döndürecektir. De ki: «Rabbim, hidayetle geleni de, açıkça bir sapıklık içinde olanı da daha iyi bilmektedir.»
Ümit Şimşek = Kur'ân'ı sana farz kılan Allah, elbette seni varılacak yere döndürecektir. De ki: Hidayeti getirenin kim, apaçık sapıklık içinde bulunanın kim olduğunu en iyi Rabbim bilir.
Yaşar Nuri Öztürk = Bu Kur'an'ı sana farz kılan, elbette ki seni vaat edilen yere/belirlenen sona götürecektir. De ki: "Hidayeti getireni de açık bir sapıklık içinde olanı da en iyi Rabbin bilir."
İskender Ali Mihr = Muhakkak ki Kur’ân’ı sana farz kılan, elbette seni dönülecek yere döndürecek olandır. De ki: "Kimin hidayet ile geldiğini ve kimin apaçık dalâlette olduğunu, Rabbim daha iyi bilir."
İlyas Yorulmaz = Elbette ki sana Kur’an’ın emirlerini farz kılan Allah, sana vaat edilen yere seni döndürecektir. Deki “Benim Rabbim doğru yola girip yaşamış olarak huzuruna gelenleri de bilir, doğru yoldan sapıp, açıkça suçlu olarak huzuruna gelenleri de bilir.