أَفَغَيْرَ دِينِ اللّهِ يَبْغُونَ وَلَهُ أَسْلَمَ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ طَوْعًا وَكَرْهًا وَإِلَيْهِ يُرْجَعُونَ
E fe gayre dînillâhi yebgûne ve lehû esleme men fîs semâvâti vel ardı tav’an ve kerhen ve ileyhi yurceûn(yurceûne).
e fe gayre | : hâlâ başkasını mı |
dîni allâhi | : Allah’ın dîni |
yebgûne | : arıyorlar, istiyorlar |
ve lehû | : ve ona |
esleme | : teslim oldu |
men | : kim varsa |
fî es semâvâti | : semâlarda, göklerde |
ve el ardı | : ve yeryüzünde |
tav’an | : isteyerek |
ve kerhen | : ve istemeyerek |
ve ileyhi | : ve ona |
yurceûne | : geri döndürülecekler |
Diyanet İşleri = Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’na döndürülüp götürülecekken onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?
Abdulbaki Gölpınarlı = Artık Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Göklerde ve yeryüzündekiler, istekleriyle veya zorla ona teslîm olmuşlardır ve her şey de, sonucu, gerisin geriye, dönüp onun tapısına varacaktır.
Abdullah Parlıyan = Şimdi onlar Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde olan herşey, ister istemez O'na boyun eğmiş ve teslim olmuş durumdadır. Çünkü, herşey sonunda O'na döndürülecektir.
Adem Uğur = Göklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim olduğu halde onlar (ehl-i kitap), Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki O'na döndürüleceklerdir.
Ahmed Hulusi = Semâlarda ve arzda (evrenin mânâ ve madde boyutlarında) ne varsa, isteyerek veya istemeyerek O'na teslim olmuş durumda iken, Allâh Dini'nden (İslâm'dan - yaratmış olduğu sistem ve düzenden) başkasını mı arıyorlar. (Oysa) O'na döndürülmektedirler.
Ahmet Tekin = Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıklar ister istemez ona boyun eğip, teslim olarak hükmüne rıza gösterdikleri, tesbih ile zikir halinde kanunlarına, kudretine boyun eğdikleri, İslâm’ı yaşadıkları halde, ehl-i kitap Allah’ın dininden, Allah’ın şerîatından başka din mi, düzen mi, medeniyet mi arıyor? Halbuki, sonuçta O’nun huzuruna götürülüp hesaba çekilecekler.
Ahmet Varol = Onlar Allah'ın dininden başkasını mı arzuluyorlar! Oysa göklerde ve yerde kim varsa ister istemez O'na teslim olmuştur ve O'na dündürüleceklerdir.
Ali Bulaç = Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi ister istemez O’na boyun eğmiştir ve âhirette ona çevrilip götürüleceklerdir.
Ali Ünal = Yoksa onlar, Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, (tamamı tekvinî, pek çoğu da hem tekvinî hem teşriî açıdan,) isteyerek veya istemeyerek Allah’a teslim olmuş durumdadır ve hepsi O’na döndürülüp, götürülmektedir.
Bayraktar Bayraklı = Onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerdeki ve yerdekilerin hepsi, ister istemez O'na teslim olmuştur ve O'na döndürüleceklerdir.
Bekir Sadak = Alah'in dininden baska bir din mi arzu ediyorlar? Oysa goklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmustur, O'na doneceklerdir.
Celal Yıldırım = Hâlâ onlar Allah'ın dininden başkasını mı arzuluyorlar?! Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi de ister istemez O'na teslîm olmuştur ve ancak O'na döndürüleceklerdir.
Cemal Külünkoğlu = Göklerde ve yerde olan her şey, isteyerek veya istemeyerek O'na boyun eğmişken ve O'na döndürülüp götürülecekken, onlar kalkıp Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar?
Diyanet İşleri (eski) = Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmuştur, O'na döneceklerdir.
Diyanet Vakfi = Göklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim olduğu halde onlar (ehl-i kitap), Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki O'na döndürüleceklerdir.
Edip Yüksel = Yoksa Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa; ister istemez O'na teslim olmuştur. Ve O'na döndürüleceklerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O'na teslim olmuştur ve O'na döneceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar Allah'a imandan başka bir itikat mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yeryüzünde olan her şey isteyerek veya istemeyerek O'na boyun eğer, çünkü her şey (sonunda) O'na dönecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na döndürülüp götürüleceklerdir.
Gültekin Onan = Artık Allah Teâlâ'nın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki O'na göklerde olanlar da, yerde olanlar da isteyerek ve istemiyerek munkat olmuşlardır. Ve O'na döndürüleceklerdir.
Harun Yıldırım = Şimdi onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez O'na teslim olmuşlardır, nihayet de O'na döndürüleceklerdir.
Hasan Basri Çantay = Allah’ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa, göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez O’na teslim olmuştur. O’na döneceklerdir.
Hayrat Neşriyat = O hâlde Allah’ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Hâlbuki göklerde ve yerde kim varsa, isteyerek veya istemeyerek O’na teslîm olmuştur ve ancak O’na döndürüleceklerdir.
İbni Kesir = Yoksa Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa; ister istemez O'na teslim olmuştur. Ve O'na döndürüleceklerdir.
Kadri Çelik = Göklerde ve yerde bulunan kim varsa, gerek isteyerek, gerek istemeyerek Allah’a itaat ederken, hepsi döndürülüp O’na götürülürken, onlar kalkıp Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar?
Muhammed Esed = Allâh'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez, O'na teslim olmuştur ve O'na döndürüleceklerdir.
Mustafa İslamoğlu = Yoksa onlar, Allah'ın dininden gayrı (bir inanç sistemi) mi arıyorlar? Oysa ki bütün göktekiler ve yerdekiler ister istemez O'na teslim oldular: Çünkü hepsi (sonunda) O'na varacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Yoksa onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi ister istemez Ona teslim olmuştur ve hepsi de Ona döndürülecektir.
Ömer Öngüt = Şimdi onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez O'na teslim olmuşlardır, nihayet de O'na döndürüleceklerdir.
Şaban Piriş = Allah’ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa, göklerde ve yerde olanların hepsi ister istemez O’na teslim olmuştur. O’na döneceklerdir.
Sadık Türkmen = Göklerdeki ve yerdeki herkes ister istemez O’na boyun eğmişken ve O’nun huzuruna döndürülüp götürülecekken, onlar Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar?
Seyyid Kutub = Yoksa onlar Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde bulunanların tümü ister- istemez O'na teslim olmuşlardır ve O'nun huzuruna döndürüleceklerdir.
Suat Yıldırım = Göklerde ve yerde bulunan kim varsa, gerek isteyerek, gerek istemeyerek Allah’a itaat ederken, hepsi döndürülüp O’na götürülürken, onlar kalkıp Allah’ın dininden başka bir din mi arıyorlar?
Süleyman Ateş = Allâh'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde olanların hepsi, ister istemez, O'na teslim olmuştur ve O'na döndürüleceklerdir.
Tefhim-ul Kuran = Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler.
Ümit Şimşek = Yoksa onlar Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi ister istemez Ona teslim olmuştur ve hepsi de Ona döndürülecektir.
Yaşar Nuri Öztürk = Hâlâ Allah'ın dininden gayrısını mı arıyorlar? Oysaki, göklerdeki şuurlulur da, yerdekiler de ister istemez O'na teslim olmuşlardır ve yalnız O'na döndürüleceklerdir.
İskender Ali Mihr = Onlar, hâlâ Allah’ın dîninden başkasını mı arıyorlar? Halbuki göklerde ve yerde kim varsa, hepsi tav’an ve kerhen (isteyerek ve istemeyerek) O’na teslim oldular ve onlar, O’na (Allah’a), geri döndürülecekler.
İlyas Yorulmaz = Allah’ın dinin den başka din mi arıyorlar? Göklerde ve yerde olan her şey, isteyerek veya istemeyerek O na teslim olmuşlardır. Dönüş de O nadır