وَإِذَآ أَنْعَمْنَا عَلَى الإِنسَانِ أَعْرَضَ وَنَأَى بِجَانِبِهِ وَإِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ كَانَ يَؤُوسًا
Ve izâ en’amnâ alâl insâni a’rada ve neâ bi cânibihî, ve izâ messehuş şerru kâne yeûsâ(yeûsen).
ve izâ en’amnâ | : ve ni’met verdiğimiz (ni’metlendirdiğimiz) zaman |
alâ el insâni | : insana |
a’rada | : yüz çevirdi |
ve neâ | : ve uzaklaştı |
bi cânibi-hi | : yanına (yan çizerek) |
ve izâ | : ve olduğu zaman |
messehu eş şerru | : ona bir şer dokundu |
kâne | : oldu |
yeûsen | : umutsuz, ümitsiz, yeis, üzüntü |
Diyanet İşleri = İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da umutsuzluğa düşer.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnsana nîmet verdik mi yüz çevirir, uzaklaşır, fakat bir şerre uğradı mı ümidini tamâmıyla keser, yeise düşer.
Abdullah Parlıyan = İnsana in'amda bulunduğumuz vakit yüz çevirir ve yan çizer! Kendisine hoşlanmadığı şey isâbet ettiğinde de umutsuzluğa düşer.
Adem Uğur = İnsana nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.
Ahmed Hulusi = İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda da ümitsizliğe kapılır.
Ahmet Tekin = İnsanoğluna nimet verdiğimiz zaman, şükretmez, küstahlık yaparak bize itaatten uzaklaşır. Ona bir zarar ziyan dokunacak olursa da, iyice karamsarlığa düşer.
Ahmet Varol = İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda da ümitsizliğe kapılır.
Ali Bulaç = (Bilhassa o zalim) insana kendisini hiç sıkıntıya uğratmadan nimet verip dursak, kibir ve çalım içinde Allah’ı anmaktan yan çizer ve hiç umursamaz olur; başına bir musibet gelince de hemen ümitsizliğe düşer.
Ali Fikri Yavuz = Biz, insana (sağlık ve genişlik gibi) nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip yan çizer. Ona fenalık dokununca da pek ümitsiz olur, (Allah’ın ihsanından ümidini keser).
Ali Ünal = (Bilhassa o zalim) insana kendisini hiç sıkıntıya uğratmadan nimet verip dursak, kibir ve çalım içinde Allah’ı anmaktan yan çizer ve hiç umursamaz olur; başına bir musibet gelince de hemen ümitsizliğe düşer.
Bayraktar Bayraklı = İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirip yan çizer; ona bir zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.
Bekir Sadak = Insana nimet verdigimiz zaman yuz cevirerek yan cizer; basina bir kotuluk gelince de yese duser.
Celal Yıldırım = İnsana nîmet verdiğimiz zaman yüzçevirir de yançizer. Kendisine kötülük dokunduğu zaman ümitsizliğe kapılır.
Cemal Külünkoğlu = İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine kötülük dokununca da umutsuzluğa düşer.
Diyanet İşleri (eski) = İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer; başına bir kötülük gelince de yese düşer.
Diyanet Vakfi = İnsana nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.
Edip Yüksel = İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer. Kendisine kötülük dokununca da umutsuzluğa düşer
Elmalılı Hamdi Yazır = Öyleya biz insana ni'met verdiğimiz zaman aldırmaz, yan büker, kendisine şer dokunduğu zaman da pek me'yus olur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öyledir, Biz insana nimet verdiğimiz zaman aldırmaz, yan büker; kendisine kötülük dokunduğu zaman da pek umutsuz olur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.
Gültekin Onan = İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer, ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.
Harun Yıldırım = İnsana nimet verdiğimiz zaman (bizden) yüz çevirip yan çizer; ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa iyice karamsarlığa düşer.
Hasan Basri Çantay = İnsana ni'met verdiğimiz zaman (zikrullahdan) yüz çevirip yan çizer. Ona şer dokununca da pek ümidsiz olur.
Hayrat Neşriyat = İnsana ni'met verdiğimiz zaman, (şükürden) yüz çevirip yan çizer. Ona (fakirlik ve hastalık gibi) şer dokunduğu zaman da iyice ümidsiz olur.
İbni Kesir = İnsana nimet verdiğimiz vakit; yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de ümitsiz olur.
Kadri Çelik = İnsana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve uzaklaşır; ona bir şer dokunduğu zaman da ümitsiz olur.
Muhammed Esed = çünkü, Biz insana ne zaman nimet bahşetsek yüz çevirir, (Bizi düşünmekten) küstahça yan çizer; ve kendisine bir kötülük, bir darlık dokunsa hemen mutsuzluğa düşer.
Mustafa İslamoğlu = Zira ne zaman Biz insana nimet ihsan etmişsek, mesafe koydu ve (sorumluluklarından) yan çizdi; ne zaman da başına bir ziyan gelse, tuttu umutsuzluğa kapıldı.
Ömer Nasuhi Bilmen = İnsana nîmet verdiğimiz zaman kaçınır, yan çizer ve ona bir şer isabet edince de pek mey'us olur.
Ömer Öngüt = İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer. Ona bir de zarar ziyan dokunacak olsa, iyice karamsarlığa düşer.
Şaban Piriş = İnsana bir nimet verdiğimiz zaman yüzçevirir ve yan çizer. Başına bir bela gelince de ümitsizliğe düşer.
Sadık Türkmen = Insana bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer! Ona bir şer dokunduğunda ise ümitsizliğe düşer!
Seyyid Kutub = Biz insana nimet verdiğimiz zaman sırt çevirir, bizden uzaklaşır. Başına bir kötülük gelince de umutsuzluğa kapılır.
Suat Yıldırım = İnsana her ne zaman nimet versek, Allah’ı anmaktan yan çizer, umursamaz. Başına bir dert gelince de ümitsizliğe düşer.
Süleyman Ateş = İnsana ni'met verdiğimiz zaman, yüz çevirip yan çizer. Ona bir zarar dokununca da umutsuzluğa düşer.
Tefhim-ul Kuran = İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır.
Ümit Şimşek = Biz ne zaman insana bir nimet bağışlasak, o yüz çevirir, yan çizer. Başına bir kötülük gelince de ümitsizliğe düşer.
Yaşar Nuri Öztürk = İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirip yan çizer. Kendisine şer dokununca da hemen ümitsiz oluverir.
İskender Ali Mihr = Ve insanı ni’metlendirdiğimiz zaman yüz çevirir ve yan çizerek uzaklaşır. Ve ona bir şer dokunduğu zaman yeise düşer.
İlyas Yorulmaz = İnsanlara nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer. Ona bir kötülük isabet ettiğinde hemen ümitsizliğe düşer.