وَقَالَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ وَيْلَكُمْ ثَوَابُ اللَّهِ خَيْرٌ لِّمَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا وَلَا يُلَقَّاهَا إِلَّا الصَّابِرُونَ
Ve kâlellezîne ûtûl ilme veylekum sevâbullâhi hayrun li men âmene ve amile sâlihâ(sâlihan) ve lâ yulekkâhâ illâs sâbirûn(sâbirûne).
ve kale | : ve dedi |
ellezîne | : onlar |
ûtû | : verildi |
el ilme | : ilim |
veyle-kum | : size yazıklar olsun |
sevâbullâhi | : Allah’ın sevabı |
hayrun | : daha hayırlı |
li | : için |
men | : kim, kimse, kişi |
âmene | : îmân etti |
ve amile sâlihan | : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptı |
ve lâ yulekkâ-hâ | : ve ona mülâki olmaz, kavuşmaz |
illâ | : hariç, ancak |
es sâbirûne | : sabredenler |
Diyanet İşleri = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve kendilerine bilgi verilenlerse yazıklar olsun size dediler, inanan ve iyi işlerde bulunana Allah'ın sevâbı, daha da hayırlıdır ve buna da ancak sabredenler nâil olur.
Abdullah Parlıyan = Kendilerine vahiyden bilgi verilenler ise: “Yazıklar olsun size, iman edip doğru dürüst işler yapanlar için, Allah'ın mükafatı daha hayırlıdır. Bu mükafata da, ancak her türlü güçlüklere göğüs gerebilenler kavuşabilir.”
Adem Uğur = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
Ahmed Hulusi = Kendilerine ilim verilenler ise dedi ki: "Yazıklar olsun size! İman edip imanının gereğini uygulayanlara, Allâh'ın vereceği karşılık daha hayırlıdır. . . Ona da ancak sabredenler kavuşturulur!"
Ahmet Tekin = Kendilerine ilim verilen sorumluluk sahibi âlimler ise:'Yazıklar olsun size, Allah’ın mükâfatı, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler için daha hayırlıdır. Ona da ancak sabrederek mücadeleye devam edenler kavuşabilir.' dediler.
Ahmet Varol = Kendilerine ilim verilenler ise şöyle dediler: 'Yazık size! Allah'ın sevabı iman edip salih amel işleyen için daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşturulurlar.'
Ali Bulaç = Kendilerine ilim verilenler ise: "Yazıklar olsun size, Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz" dediler.
Ali Fikri Yavuz = Kendilerine (ahiret ahvali hakkında) ilim verilenler de şöyle dedi: “- (Ey Karûn gibi, dünyayı istiyenler), yazıklar olsun size! İman edip salih amel işliyen için, Allah’ın (cennetteki) sevabı daha hayırlıdır. Ona (cennete ve sevaba ise) ancak ibadet üzerine sabredenler kavuşur.”
Ali Ünal = Fakat kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar, “Yazıklar olsun size!” dediler. İman edip doğru, yerinde, sağlam ve ıslaha yönelik işler yapanlar için Allah’ın hazırlamış olduğu mükâfat çok daha hayırlıdır. Ama ona kavuşturulacak olanlar, ancak (dünyada musibetler ve nefisle şeytanın günaha teşvikleri karşısında, bir de Allah’a itaatte) gerekli sabrı gösterebilenlerdir.”
Bayraktar Bayraklı = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: “Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın sevabı/nimeti daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.”
Bekir Sadak = Kendilerine ilim verilmis olanlar ise: «Size yaziklar olsun; Allah'in mukafati, inanip yararli is isleyenler icin daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavusabilir» demislerdi.
Celal Yıldırım = Kendilerine ilim verilenler ise, «yazıklar olsun size ! Allah'ın sevabı, dosdoğru imân edip iyi-yararlı amelde bulunan için daha hayırlıdır. Buna da ancak sabredenler kavuşabilir,» dediler.
Cemal Külünkoğlu = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: “Yazıklar olsun size! İman edip de iyi işler yapanlara Allah'ın vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur” dediler.
Diyanet İşleri (eski) = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: 'Size yazıklar olsun; Allah'ın mükafatı, inanıp yararlı iş işleyenler için daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir' demişlerdi.
Diyanet Vakfi = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
Edip Yüksel = Kendilerine bilgi verilmiş olanlar, 'Yazık size, inanan ve erdemli davranan için ALLAH'ın ödülü daha iyidir,' dediler. Buna ancak sabredenler kavuşturulur.
Elmalılı Hamdi Yazır = Kendilerine ılim verilmiş olanlar ise yazıklar olsun size dediler: Allahın sevâbı iyman edip salâh ile çalışan kimseler için daha hayırlıdır, ona ise ancak sabredenler kavuşdular
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: «Yazıklar olsun size! Allah'ın sevabı, iman edip iyi işler yapanlar için daha hayırlıdır. Ona ise sadece sabredenler kavuşturulur.» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, şöyle dediler: «Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükafatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.»
Gültekin Onan = Kendilerine ilim verilenler ise: "Yazıklar olsun size, Tanrı'nın sevabı inanan ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz" dediler.
Harun Yıldırım = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise şöyle dediler: Yazıklar olsun size! İman edip iyi işler yapanlara göre Allah'ın mükâfatı daha üstündür. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
Hasan Basri Çantay = Kendilerine ilim verilenler de (şöyle) dedi: «Yazıklar olsun size. Allahın sevabı îman ve iyi amel (ve hareket) eden kimseler için daha hayırlıdır. Buna da sabr (ve sebat) edenlerden başkası kavuşdurulamaz».
Hayrat Neşriyat = Kendilerine ilim verilenler ise dedi ki: 'Yazıklar olsun size! Îmân edip sâlih amel işleyen bir kimse için, Allah’ın sevâbı daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur.'
İbni Kesir = Kendilerine bilgi verilmiş olanlar da şöyle demişti: Yazıklar olsun size Allah'ın mükafatı, iman edip salih amel işleyenler için daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
Kadri Çelik = Kendilerine ilim verilenler ise, “Yazıklar olsun size! Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz” dediler.
Muhammed Esed = Kendilerine doğru, güvenilir bilgi bahşedilmiş olanlarsa: "Yazıklar olsun size!" derlerdi, (Bilmiyor musunuz ki,) gerçekten inanmış olan, dürüst ve erdemli davranışlarda bulunan kimseler için Allah'ın tasvip ettiği şeyler daha hayırlıdır; ama şüphesiz, böyle bir nimete güçlüklere göğüs geren kimselerden başkası erişemez".
Mustafa İslamoğlu = Fakat bilgi ve bilginin amacını kavrama yeteneğiyle donatılmış olanlar da; "Yazıklar olsun size! İman eden ve Allah'ın razı olduğu iş işleyen kimselere Allah'ın verdiği ödül daha hayırlıdır; ama ona sabredenlerden başkası kavuşamaz!" derlerdi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise dedi ki: «Yazıklar olsun size! Allah'ın sevabı, imân eden ve sâlih amelde bulunanlar için daha hayırlıdır. Ona ise ancak sabredenler kavuşurlar.»
Ömer Öngüt = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise: “Yazıklar olsun size!” dediler. Allah'ın mükâfâtı, iman edip sâlih amel işleyenler için daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşabilir.
Şaban Piriş = Kendilerine ilim verilenler ise: -Yazıklar olsun size, iman eden ve doğruları yapanlar için Allah’ın sevabı daha iyidir. Ona da ancak sabredenler kavuşur, demişlerdi.
Sadık Türkmen = Gerçek ilim adamları, dediler ki: “Yazık size! İman eden ve faydalı bir işi en iyi şekilde yapan kimse için, Allah‘ın ödüllendirmesi daha iyidir. Buna da sabredenler dışında kimse kavuşturulmaz.”
Seyyid Kutub = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise; «Size yazıklar olsun, inanan ve yararlı iş yapanlar için Allah'ın sevabı daha hayırlıdır. Buna ancak sabredenler kavuşur» dediler.
Suat Yıldırım = Âhirete dair ilimden nasibi olanlar ise: "Yazıklar olsun size! Bu dünyalıkların böylesine peşine düşmeye değer mi? Oysa iman edip güzel ve makbul işler yapanlara Allah’ın cennette hazırladığı mükâfat elbette daha hayırlıdır. Buna da ancak sabredenler nail olur."
Süleyman Ateş = Kendilerine bilgi verilmiş olanlar ise: "Yazık size, dediler, inanan ve iyi iş yapan kimse için Allâh'ın sevâbı daha hayırlıdır. Buna ancak sabredenler kavuşturulur."
Tefhim-ul Kuran = Kendilerine ilim verilenler ise: «Yazıklar olsun size, Allah'ın sevabı, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayırlıdır; buna da sabredenlerden başkası kavuşturulmaz» dediler.
Ümit Şimşek = Kendilerine ilim verilmiş olanlar ise, 'Yazık size,' dediler. 'İman eden ve güzel bir iş yapan kimse için Allah'ın vereceği ödül daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşur.'
Yaşar Nuri Öztürk = Kendilerine ilim verilmiş olanlar şöyle demişti: "Yazıklar olsun size! İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapan kişi için Allah'ın vereceği karşılık daha üstündür. Ama buna, sadece sabredenler ulaştırılır."
İskender Ali Mihr = Ve ilim verilenler: "Size yazıklar olsun! Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar için Allah’ın sevabı daha hayırlıdır. Buna (hayırlı sevaba), sabredenlerden başkası mülâki olmaz (kavuşturulmaz)." dediler.
İlyas Yorulmaz = Kendilerine ilim verilenler “Yazıklar olsun size. Allah’ın iman edip doğru işler yapanlara verdiği karşılık daha hayırlıdır. Ona ancak sabredenler kavuşur.