وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
Ve mâ lekum lâ tu’minûne billâh(billâhi), ver resûlu yed’ûkum li tû’minû bi rabbikum ve kad e haze mîsâkakum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
ve mâ lekum | : ve size ne (oluyor) |
lâ tu’minûne | : îmân etmiyorsunuz |
bi allâhi | : Allah’a |
ve er resûlu | : ve resûle |
yed’û-kum | : sizi davet ediyor, çağırıyor |
li tu’minû | : îmân etmeniz için |
bi rabbi-kum | : Rabbinize |
ve kad | : ve olmuştu |
ehaze | : aldı |
mîsâka-kum | : sizin misakiniz |
in | : eğer |
kuntum | : siz oldunuz |
mu’minîne | : mü’minler |
Diyanet İşleri = Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah’a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki (Allah ezelde) sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve ne oluyor size de Allah'a inanmıyorsunuz? Ve Peygamber, Rabbinize inanın diye sizi çağırmada ve andolsun ki sizden söz de almıştı, inanmışsanız.
Abdullah Parlıyan = Ve ne oluyor size de, Allah'a inanmıyorsunuz? Ve peygamber, Rabbinize inanın diye sizi çağırmakta. Halbuki Allah iman etmeniz için, sizden kesin söz de almıştı, eğer inanacaksanız hemen inanın.
Adem Uğur = Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz de almıştı. Eğer inanırsanız.
Ahmed Hulusi = Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a niçin iman etmiyorsunuz? Rasûl, Esmâ'sıyla sizi yoktan var kılan Rabbinize iman etmeniz için davet ederken ve üstelik de sizin mîsakınızı almışken! Eğer iman edenlerseniz!
Ahmet Tekin = Aklınızı, hafızanızı mı kaybettiniz, nerde kaldı, sözünüz, taahhüdünüz? Rasulullah sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet ettiği halde Allah’a iman etmiyorsunuz? Oysa Allah, kulluk sözleşmesinde, kutsal kitaplarınızda sizden, kesinkes iman edeceğinize, kulluk ve sorumluluklarınızı yerine getireceğinize dair söz almıştı. Kulluk sözleşmesindeki iman taahhüdünüzün bilincinde iseniz eğer niçin Muhammed’in İslâm’a davetine koşmuyorsunuz?
Ahmet Varol = Size ne oluyor ki, Peygamber sizi Rabbinize iman etmeniz için çağırırken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa (Allah) sizden kesin söz almıştı. Eğer iman edecekseniz.
Ali Bulaç = Size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).
Ali Fikri Yavuz = Peygamber, sizi, Rabbinize iman edesiniz diye davet edib dururken, size ne oluyor ki, Allah’a iman etmiyorsunuz? Halbuki (bundan önce iman etmeyi gerektiren deliller ortaya koymak suretiyle) Peygamber, sizden kesin söz de almıştı. (Veya Allah, ezelde hepinizden, Allah’ın varlığını tasdikinize dair söz almıştı). Eğer sözünüzde sadık kimselerseniz, (hemen iman etmeniz gerekir)...
Ali Ünal = Rasûl sizi Rabbinize iman etmeye çağırır ve mü’minsiniz diye sizden kesin söz almışken, size ne oluyor da Allah’a gerektiği gibi iman etmiyor, (imanın gerektirdiği itaat ve davranışta bulunmuyor)sunuz?
Bayraktar Bayraklı = Size ne oluyor ki Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa Peygamber sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Allah da önceden sizden söz almıştı. İnanacaksanız şimdi inanınız!
Bekir Sadak = Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya cagirdigi halde, Allah'a nicin inanmazsiniz? Hem O, sizden soz almisti, inanmislar iseniz; bu cagriya kosun.
Celal Yıldırım = Size ne oluyor ki, Peygamber, Rabbınıza imân etmeniz için sizi davet ettiği halde Allah'a imân etmiyorsunuz ? Kaldı ki, O, sizden kesin söz almıştı. Eğer cidden mü'min olmak istiyorsanız (bu davete olumlu cevap verin).
Cemal Külünkoğlu = Size ne oluyor ki, Rabbinize iman etmeniz için Peygamber, sizi davet ettiği halde Allah'a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki O, sizden kesin söz almıştı. Eğer cidden mü'min olmak istiyorsanız (bu davete olumlu cevap verin).
Diyanet İşleri (eski) = Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, Allah'a niçin inanmazsınız? Hem O, sizden söz almıştı, inanmışlar iseniz; bu çağrıya koşun.
Diyanet Vakfi = Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz de almıştı. Eğer inanırsanız.
Edip Yüksel = Rabbinize inanmanız için elçi sizi çağırdığı halde size ne oluyor ki hâlâ ALLAH'a inanmıyorsunuz? Hem O, sizden söz almıştı, eğer inanıyor iseniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem neye iyman etmiyesiniz Allaha ki Peygamber sizi Rabbınıza iyman edesiniz diye da'vet edip duruyor, hal bu ise mîsakınızı da aldı? Gerçek mü'min olacaksanız?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ne diye Allah'a iman etmiyorsunuz ki, peygamber sizi Rabbinize iman edesiniz diye davet edip duruyor?! Oysa sizden kesin söz de almıştı; eğer gerçek müminler olacaksanız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbinize inanmanız için davet ettiği halde Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almıştı. Eğer inanacaksanız.
Gültekin Onan = Size ne oluyor ki, elçi sizi rabbinize inanmaya çağırıp dururken Tanrı'ya inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer inançlı iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).
Harun Yıldırım = Size ne oluyor ki, Rasul sizi Rabbinize iman etmeye çağırırken Allah’a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü’min iseniz.
Hasan Basri Çantay = Peygamber, Rabbinize îman etmeniz için sizi da'vet edib dururken, size ne oluyor ki Allaha îman etmiyorsunuz? Halbuki O, sizden kat'î te'mînat da almışdı. Eğer Ona îman edeceklerseniz (hemen buna koşun).
Hayrat Neşriyat = Peygamber sizi Rabbinize îmân etmeniz için da'vet ettiği hâlde, size ne oluyor ki Allah’a îmân etmiyorsunuz? Hâlbuki (Allah, ruhlar âleminde sizden) sağlam sözünüzü almıştı; eğer (gerçek) mü’minler oldu iseniz (ahdinize uyun ve samîmâne îmân edin)!
İbni Kesir = Peygamber; sizi Rabbınıza iman etmeye çağırdığı halde, niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz almıştı. Eğer inanacaklardan iseniz.
Kadri Çelik = Size ne oluyor da resul sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Eğer mümin iseniz O sizden kesin bir söz almıştı!
Muhammed Esed = Elçi, sizi Rabbiniz (olan Allah)a inanmaya çağırdığı ve O sizden bir taahhüt almış bulunduğu halde neden Allah'a inanmazsınız? (Herhangi bir şeye) inanabildiğiniz halde (O'na neden inanmıyorsunuz)?
Mustafa İslamoğlu = Neden siz Allah'a inanınp güvenmeyesiniz; üstelik Rasul sizi Rabbinize inanıp güvenmeye çağırdığı, O da sizden söz almış olduğu halde? Tabi ki eğer inanmaya (gönüllü) iseniz?
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve sizin için ne var ki, Allah'a imân etmeyesiniz? Halbuki, Peygamber Rabbinize imân etmeniz için dâvet ediyor ve muhakkak ki, (Allah Teâlâ) sizden misak da almıştır, eğer mü'minler oldunuz iseniz?
Ömer Öngüt = Peygamber sizi Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde ne diye Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almıştı. Eğer mümin iseniz!
Şaban Piriş = Ne diye Allah’a ve peygamberine inanmıyorsunuz? O, sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Eğer, iman ettiyseniz, o sizden kesin söz almıştı.
Sadık Türkmen = Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyar da Allah’a iman etmiyorsunuz? Ki vicdanınız, varlığını haykırdığı halde!.. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).
Seyyid Kutub = Peygamber sizi Allah'a inanmaya çağırdığı halde niçin O'na inanmıyorsunuz? Oysa o bu konuda sizden söz almıştı. Eğer inanacaksanız ne duruyorsunuz?
Suat Yıldırım = Size ne oluyor ki, Resulullah da sizi Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde, Allah’a inanmıyorsunuz. Oysa Allah sizden bu hususta kesin söz almıştı, eğer imana gelecekseniz bu yeter.
Süleyman Ateş = Elçi sizi Rabbinize inanmağa (güvenmeğe) çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde inananlar iseniz neden Allah'a güvenmiyorsunuz?
Tefhim-ul Kuran = Size ne oluyor ki, Rasul sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).
Ümit Şimşek = Peygamber sizi Rabbinize iman etmek için çağırıp dururken size ne oluyor ki Allah'a inanmayacakmışsınız? Üstelik O sizden ahit de almıştı. İman edecekseniz ne duruyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk = İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysaki Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır.
İskender Ali Mihr = Ve size ne oluyor ki, Allah’a inanmıyorsunuz. Ve resûl, sizi Rabbinize îmân etmeniz için çağırıyor. Eğer siz inananlarsanız Allah, sizin (daha önce Rabbinizi tasdik etmiş olduğunuz) misakinizi almıştı.
İlyas Yorulmaz = Elçi sizi Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, size ne oluyor ki Allah’a inanmıyorsunuz? Hâlbuki eğer inananlardan iseniz, daha önceden de sizden sağlam bir söz almıştı.