فَالْتَقَطَهُ آلُ فِرْعَوْنَ لِيَكُونَ لَهُمْ عَدُوًّا وَحَزَنًا إِنَّ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا كَانُوا خَاطِئِينَ
Feltekatahû âlu fir’avne li yekûne lehum aduvven ve hazenâ(hazenen), inne fir’avne ve hâmâne ve cunûdehumâ kânû hâtıîn(hâtıîne).
feltekata-hû (fe iltekata-hu)(lekata) | : böylece onu bulup aldılar |
âlu | : ailesi |
fir’avne | : firavun |
li | : için, diye |
yekûne | : olsun |
lehum | : onlar için, onlara |
aduvven | : düşman olarak |
ve hazenen | : ve hüzün olarak, dert olarak |
inne | : muhakkak ki |
fir’avne | : firavun |
ve hâmâne | : ve Haman (firavunun veziri) |
ve cunûde-humâ | : ve ikisinin ordusu |
kânû | : oldular |
hâtıîne | : kasten günah işleyenler, suç işleyenler |
Diyanet İşleri = Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kendilerine düşman olması, onları tasalandırması için Firavun'un adamları, onu buldular; şüphe yok ki Firavun ve Hâmân'la askerleri, yanlış hareket etmedeydiler.
Abdullah Parlıyan = Firavun'un taraftarları O'nu suya atılmış sahipsiz bir çocuk olarak bulup, güya kurtardılar, ama ileride kendileri için bir düşman ve üzüntü olacağının farkında değillerdi. Bu çocuğu alıp saraya koymalarında, Firavun, Hâmân ve orduları yanlış hareket etmekteydiler, veya Firavun, Haman ve yandaşları, gerçekten günaha batıp giden kimselerdi.
Adem Uğur = Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak (nehirden) aldı. O, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.
Ahmed Hulusi = Firavun'un ailesi Onu kaybolmuş çocuk olarak bulup aldı. Kendileri için düşman ve hüzün vesilesi olacağı için. . . Muhakkak ki Firavun, Haman ve o ikisinin orduları yanlış işler yapıyordu!
Ahmet Tekin = Nihayet, Firavun ailesi onu buluntu bir çocuk olarak aldı. Sonradan, Mûsâ, onlar için bir düşman, bir üzüntü konusu olacaktı. Belli ki Firavun, Hâmân ve kurmayları yanılıyorladı.
Ahmet Varol = Nihayet Firavun'un adamları, kendilerine bir düşman ve üzüntü (sebebi) olması için onu bulup aldılar. Doğrusu Firavun, Haman ve askerleri yanılgı içindeydiler.
Ali Bulaç = Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.
Ali Fikri Yavuz = Bunun üzerine (Mûsa bir müddet emzirilip Nil nehrine atıldıktan sonra), Firavun’un adamları onu bulup aldılar. Çünkü, ileride kendilerine bir düşman ve bir üzüntü olacaktı. Doğrusu Firavun, (veziri) Hâmân ve askerleri hep günahkârdılar.
Ali Ünal = Firavun’un ailesi O’nu ırmakta bulup aldılar; (bilmiyorlardı ki O,) ileride onlar için bir düşman ve başlarına dert olacak tı. Doğrusu Firavun, Hâmân ve orduları, (bilhassa İsrail Oğulları’na muamelelerinde) çok zalimdiler.
Bayraktar Bayraklı = Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak nehirden aldı. Çocuk, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Çünkü Firavun, Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.[400]
Bekir Sadak = Firavun'un adamlari onu almislardi. Firavun, Haman ve askerleri, suclu olduklarindan, o onlara dusman ve baslarina da dert olacakti.
Celal Yıldırım = Fir'avn'ın ailesinden bir kısmı, kendilerine ileride düşman, üzülmelerine sebep olsun diye (bilmeden) onu suya atılmış sahipsiz bir çocuk olarak kendi himayelerine aldılar. Doğrusu Fir'avn da, Hâmân da, askerleri de hep suçlu günahkârlar idiler,
Cemal Külünkoğlu = Nihayet (annesi Musa'yı Nil Nehri'ne bırakınca) Firavun ailesi kendilerine düşman ve dert kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Haman ve onların askerleri (kendileri için) hata yapıyorlardı.
Diyanet İşleri (eski) = Firavun'un adamları onu almışlardı. Firavun, Haman ve askerleri, suçlu olduklarından, o onlara düşman ve başlarına da dert olacaktı.
Diyanet Vakfi = Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak (nehirden) aldı. O, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.
Edip Yüksel = Nihayet Firavun'un ailesi, kendileri için bir düşman ve üzüntü kaynağı olacak o bebeği aldı. Firavun, Haman ve orduları suçlular idiler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Nihayet Firavun ailesi onu yitik çocuk olarak (nehirden) aldı. O, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Firavun'un ailesi Onu kaybolmuş çocuk olarak bulup aldı. Kendileri için düşman ve hüzün vesilesi olacağı için. . . Muhakkak ki Firavun, Haman ve o ikisinin orduları yanlış işler yapıyordu!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nihayet Firavun ailesi onu yitik olarak aldı. Çünkü o, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.
Gültekin Onan = Nihayet Firavunun ailesi, onu (ileride bilmeksizin) bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.
Harun Yıldırım = Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun, Haman ve askerleri bir yanılgı içindeydi.
Hasan Basri Çantay = Bunun üzerine (Mûsa bir müddet emzirilip Nil nehrine atıldıktan sonra), Firavun’un adamları onu bulup aldılar. Çünkü, ileride kendilerine bir düşman ve bir üzüntü olacaktı. Doğrusu Firavun, (veziri) Hâmân ve askerleri hep günahkârdılar.
Hayrat Neşriyat = Firavun’un ailesi O’nu ırmakta bulup aldılar; (bilmiyorlardı ki O,) ileride onlar için bir düşman ve başlarına dert olacak tı. Doğrusu Firavun, Hâmân ve orduları, (bilhassa İsrail Oğulları’na muamelelerinde) çok zalimdiler.
İbni Kesir = Firavun'un adamları bunun üzerine onu aldılar. Çünkü o, sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Zira Firavun, Haman ve askerleri gerçekten suçlu idiler.
Kadri Çelik = Firavun'un adamlari onu almislardi. Firavun, Haman ve askerleri, suclu olduklarindan, o onlara dusman ve baslarina da dert olacakti.
Muhammed Esed = Ve (sonunda) Firavun ailesi(nden biri) o'nu buldu (ve kurtardı): çünkü (Biz) o'nun ileride, Firavun'un, Haman'ın ve onların maiyetindekilerin gerçekten yanlış yolda olduklarını görerek karşılarına bir düşman ve bir üzüntü (kaynağı) olarak çıkmasını (dilemiştik)!
Mustafa İslamoğlu = Derken, Firavun'un ailesi onu buldu; sonunda kendileri için bir düşman ve bir hüzün kaynağı olacak (bu bebeği) sahiplendiler. Belli ki Firavun, Haman ve onların askerleri yanılgı içindeydiler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık O'nu Fir'avun'un adamları bulup aldılar, tâ ki, kendileri için bir düşman ve bir üzüntü olsun. Şüphe yok ki Fir'avun ile Haman ve orduları, hata eden kimseler olmuşlardı.
Ömer Öngüt = Firavun âilesi onu yitik olarak aldı. Sonunda o kendileri için bir düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz ki Firavun, Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.
Şaban Piriş = Firavun ailesi onu bulup aldılar. Sonunda onlara düşman ve başlarına dert olacaktı. Çünkü Firavun, Haman ve orduları suçlu idiler.
Sadık Türkmen = Nihayet firavun ailesi onu aldı; kendilerine karşı çıkan biri ve üzüntü veren biri olabilir, diye düşünmediler. Gerçekten Firavun, Hâman ve ikisinin orduları, hata yaparak yanılanlar idiler!
Seyyid Kutub = Nihayet Firavun ailesi onu buldu ve aldı. Çünkü o, sonunda kendileri için bir düşman ve dert olacaktı. Şüphesiz Firavun, Haman ve askerleri suçlu oldukları için yanılıyorlardı.
Suat Yıldırım = Firavun’un ailesi onu, kendilerine ileride bir düşman ve başlarına bir dert olması için ırmakta bulup yanlarına aldılar. Doğrusu Firavun da, Haman da, askerleri de yanılıyorlardı.
Süleyman Ateş = Nihâyet onu Fir'avn âilesi aldı ki, kendilerine bir düşman ve başlarına derd olsun. Gerçekten Fir'avn, Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.
Tefhim-ul Kuran = Nihayet Firavun'un ailesi, onu (ileride bilmeksizin) kendileri için bir düşman ve üzüntü konusu olsun diye sahipsiz görüp aldılar. Gerçekte Firavun da Hâmân da ve askerleri de bir yanılgı içindeydi.
Ümit Şimşek = Derken onu, kendilerine düşman etmek ve başlarına dert açmak için Firavun'un adamları buldu. Doğrusu Firavun da, Hâmân da, askerleri de günahkâr kimselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk = Nihayet, Firavun ailesi onu kayıp bir şey olarak bulup aldı. O, kendileri için bir düşman ve tasa olacaktı. Gerçek olan şu ki Firavun, Hâman ve bunların orduları yanlış yoldaydılar.
İskender Ali Mihr = Böylece firavun ailesi onu, onlara düşman ve başlarına dert olarak bulup aldı. Muhakkak ki firavun, Haman ve o ikisinin ordusu, kasten suç işleyenlerdi.
İlyas Yorulmaz = Firavun’un ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak o çocuğu alıp sudan kurtarmakla, Firavun, Haman ve ikisinin ordusu (bilmeden) hata etmişlerdi.