عَسَى رَبُّكُمْ أَن يَرْحَمَكُمْ وَإِنْ عُدتُّمْ عُدْنَا وَجَعَلْنَا جَهَنَّمَ لِلْكَافِرِينَ حَصِيرًا
Asâ rabbukum en yerhamekum, ve in udtum udnâ, ve cealnâ cehenneme lil kâfirîne hasîrâ(hasîren).
asâ | : umulur ki |
rabbu-kum | : sizin Rabbiniz |
en yerhame-kum | : size merhamet etmesi |
ve in udtum(âde) | : ve eğer dönerseniz, döndüyseniz |
udnâ | : biz döndük (Biz döneriz) |
ve cealnâ | : ve kıldık |
cehenneme | : cehennemi |
li el kâfirîne | : kâfirler için, kâfirlere |
hasîren | : kuşatıcı |
Diyanet İşleri = Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rabbinizin size acıyacağı umulur, fakat tekrar kötülüğe dönerseniz biz de döner, cezânızı veririz ve biz, cehennemi kâfirlere bir zindan olarak halkettik.
Abdullah Parlıyan = Rabbinizin size acıyıp esirgemesi, elbette umulabilir. Ama siz günaha geri dönerseniz, biz de azaba geri döneriz ve biz cehennemi, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler için bir zindan yaptık.
Adem Uğur = Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık.
Ahmed Hulusi = Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. . . Eğer dönerseniz, biz de döneriz. . . Cehennemi, hakikat bilgisini inkâr edenler için kuşatıp kayıtlayan bir ortam kıldık.
Ahmet Tekin = Ümit edilir ki, Rabbiniz size merhamet eder. Şayet siz tekrar bozgunculuğa, fesat çıkarmaya başlarsanız, biz de sizi, yine cezalandırırız. Biz cehennemi kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler için hisar-zindan haline getirdik.
Ahmet Varol = Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama eğer siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (cezaya) döneriz. Cehennemi kâfirler için kuşatıcı (bir zindan) yaptık.
Ali Bulaç = Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.
Ali Fikri Yavuz = Olur ki, bu ikinci azabdan sonra tevbe edersiniz de, Rabbiniz size merhamet eder; ve eğer tekrar fesada dönerseniz biz de (size ceza vermeye) döneriz. Biz, cehennem’i, kâfirlere bir zindan yaptık.
Ali Ünal = Olur ki, artık şimdi tevbe edersiniz de, Rabbiniz size merhamet buyurur. Ama tekrar (bozgunculuğa ve büyüklenmeye) dönecek olursanız, Biz de (sizi yine cezalandırmaya) döneriz. Üstelik Cehennem’i de kâfirler için bir zindan kılmışızdır.
Bayraktar Bayraklı = Rabbinizin size merhamet etmesi ihtimal dahilindedir; fakat siz yine bozgunculuğa dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık.
Bekir Sadak = Umulur ki Rabbiniz size acir; ama siz donerseniz Biz de doneriz. Chennemi, inkarcilara bir zindan kilmisizdir.
Celal Yıldırım = Ola ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer dönerseniz, biz de döneriz. Cehennemi de kâfirlere zindan kıldık.
Cemal Külünkoğlu = (Tevbe ederseniz) umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi inkârcılar için bir zindan (hapishane) kıldık.
Diyanet İşleri (eski) = Umulur ki Rabbiniz size acır; ama siz dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi, inkarcılara bir zindan kılmışızdır.
Diyanet Vakfi = Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık.
Edip Yüksel = Rabbiniz size rahmet eder. Siz (bozgunculuk yapmaya) dönerseniz biz de (cezalandırmaya) döneriz. Cehennemi kafirler için kuşatıcı kıldık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ola ki rabbınız size rahmetini göndere, eğer yine dönerseniz biz de döneriz öyle ya biz Cehennemi kâfirlere hısar yapmışız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer dönerseniz Biz de döneriz. Öyle ya, Biz cehennemi kafirlere zindan yapmışız!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Olur ki Rabbiniz size merhamet eder. Ama siz tekrar dönerseniz biz de döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı bir zindan yaptık.
Gültekin Onan = Umulur ki, rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.
Harun Yıldırım = Belki Rabbiniz size merhamet eder; fakat siz eğer yine (fesatçılığa) dönerseniz, biz de sizi yine cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için bir hapishane yaptık.
Hasan Basri Çantay = (Tevbe ederseniz) Rabbinizin sizi esirgeyeceğinizi umabilirsiniz. (Eğer tekrar fesada) dönerseniz biz de (sizi cezâlandırmıya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapdık.
Hayrat Neşriyat = '(Eğer tevbe ederseniz) umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Fakat tekrar(fesâda) dönerseniz, (biz de cezâya) döneriz. Ve (biz) Cehennemi, kâfirler için bir zindan yaptık.'
İbni Kesir = Belki Rabbınız size merhamet eder. Eğer dönerseniz; Biz de döneriz ve Biz, cehennemi kafirler için bir zindan kılmışızdır.
Kadri Çelik = Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder. Eğer siz (bozgunculuğa) dönerseniz, biz de (sizi cezalandırmaya) döneriz. Biz cehennemi, küfre sapanlar için bir kuşatma yeri kıldık.
Muhammed Esed = Rabbinizin size acıyıp esirgemesi elbette umulabilir; ama eğer siz (günaha) geri dönerseniz, Biz de (azaba) geri döneriz. Ve (unutmayın ki,) Biz cehennemi hakkı inkar edenleri kuşatacak (bir hisar) kılmışızdır.
Mustafa İslamoğlu = Tabii ki Rabbinizin size rahmetiyle muamele etmesi umulabilir; ama eğer siz (günaha) dönerseniz, Biz de (cezaya) döneriz. Zira Biz cehennemi nankörleri çepeçevre kuşatan bir hisar kılmışızdır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Umulur ki, Rabbiniz size merhamet buyura ve eğer yine dönerseniz Biz de döneriz. Ve Biz cehennemi kâfirler için bir hisar (bir zindan) kılmışızdır.
Ömer Öngüt = Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder, acır. Eğer dönerseniz, biz de döneriz. Cehennemi kâfirlere bir zindan kılmışızdır.
Şaban Piriş = Rabbinizin size acıması umulur, eğer yine dönerseniz, biz de döneriz. Cehennemi kafirler için zindan yaptık
Sadık Türkmen = (bundan sonra) belki Rabbiniz size acır. Eğer siz dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi kâfirler için yapmışız, kuşatıcı bir zindan!”
Seyyid Kutub = Bundan sonra rabbiniz size merhametli davranır. Fakat eğer kargaşaya dönerseniz, biz de sizi tekrar cezalandırırız. Biz cehennemi kâfirler için içinden çıkılmaz bir kale yaptık.
Suat Yıldırım = Olur ki tövbe edersiniz de Rabbiniz size merhamet eder. Eğer tekrar bozgunculuğa dönerseniz, Biz de size ceza vermeye döneriz. Zaten cehennemi kâfirlere zindan kılmışız.
Süleyman Ateş = (Bundan sonra) Belki Rabbiniz size acır, ama siz (bozgunculuk yapmaya) dönerseniz, biz de (sizi cezâlandırmağa) döneriz. Cehennemi, kâfirler için kuşatıcı (bir zindan) yapmışızdır!
Tefhim-ul Kuran = Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kâfirler için bir kuşatma yeri kıldık.
Ümit Şimşek = Bakarsınız, Rabbiniz size merhamet eder. Fakat dönerseniz Biz de döneriz. Cehennemi ise kâfirler için bir zindan yapmışızdır.
Yaşar Nuri Öztürk = Rabbiniz size belki rahmet eder. Ve eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de döneriz. Ve biz, cehennemi, küfre batanlar için çepeçevre kuşatan bir zından yapmışızdır.
İskender Ali Mihr = Rabbinizin size rahmet (merhamet) etmesi umulur. Ve şâyet siz (fesada) dönerseniz, Biz de (cezalandırmaya) döneriz. Ve cehennemi, kâfirler için kuşatıcı kıldık.
İlyas Yorulmaz = Rabbinizin size merhamet etmesi umulur. Eğer siz (Allah’a karşı gelmekten) dönerseniz Bizde (size ceza vermekten) döneriz. Cehennemi inkârcılar için kalacak yer yaptık.