قَالَ مُوسَى أَتقُولُونَ لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءكُمْ أَسِحْرٌ هَذَا وَلاَ يُفْلِحُ السَّاحِرُونَ
Kâle mûsâ e tekûlûne lil hakkı lemmâ câekum, e sıhrun hâzâ, ve lâ yuflihus sâhırûn(sâhırûne).
kâle | : dedi |
mûsâ | : Musa (a.s) |
e tekûlûne | : mı söylüyorsunuz, konuşuyorsunuz |
li el hakkı | : hak için, hakkında |
lemmâ câe-kum | : size geldiği zaman |
e sıhrun | : bir sihir mi |
hâzâ | : bu |
ve lâ yuflihu | : ve felâha (kurtuluşa) ermez |
es sâhırûne | : sihir yapanlar (sihirbazlar) |
Diyanet İşleri = Mûsâ: “Size hak gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Mûsâ, size gerçek gelince böyle mi dersiniz dedi, büyü mü bu? Ve büyücüler, kurtulmazlar, muratlarına erişmez onlar.
Abdullah Parlıyan = Musa dedi ki: “Size gerçekler geldiğinde, onun hakkında böyle mi konuşursunuz, hiç büyü olabilir mi bu? Hem de büyücülerin hiçbir şekilde, umduklarına eremedikleri ortada iken.”
Adem Uğur = Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar" dedi.
Ahmed Hulusi = Musa dedi ki: "Size Hak geldiğinde böyle mi değerlendirirsiniz! Bu bir sihir midir? Sihirbazlar asla iflah olmazlar. "
Ahmet Tekin = Mûsâ:'Size hak bir mûcize, doğru bilgiler gelince böyle mi söylüyorsunuz? Bu sihir mi? Sihirbazlar iflâh olmaz, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eremez' dedi.
Ahmet Varol = Musa onlara: 'Gerçek size gelince ona böyle mi diyorsunuz? Bu sihir midir? Oysa sihirbazlar kurtuluşa ermezler' dedi.
Ali Bulaç = Musa: "Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" dedi.
Ali Fikri Yavuz = Musa (onlara): “Size hak (mucize) gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!” dedi.
Ali Ünal = Musa, şöyle cevap verdi: “Size gelmiş bulunan gerçek hakkında mı böyle diyorsunuz? Bu bir büyü ha? Fakat büyücüler asla umduklarına ermez, kurtuluş yüzü görmezler ki!”
Bayraktar Bayraklı = Musa: «Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar» dedi.
Bekir Sadak = Musa: «Size gelen gercege dil mi uzatirsiniz? Bu sihir midir? Sihirbazlar zaten basari kazanamazlar» dedi.
Celal Yıldırım = Musa ; «size hak gelince böyle mi diyorsunuz ? (İnsafla düşünün) bu sihir midir? Oysa sihirbazlar umdukları kurtuluşa ve başarıya erişemezler» dedi.
Cemal Külünkoğlu = Musa (onlara): “Size hak (mucize) gelince, onun hakkında böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar, iflah olmazlar!” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = Musa: 'Size gelen gerçeğe dil mi uzatırsınız? Bu sihir midir? Sihirbazlar zaten başarı kazanamazlar' dedi.
Diyanet Vakfi = Mûsa dedi ki: «Size geldiği zaman hak için bu sihirdir, der misiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki, sahirler felâh bulamazlar.»
Edip Yüksel = Musa onlara dedi ki: “Size gelen hak için böyle mi söylüyorsunuz? Bu bir sihir midir? Sihirbazlar zaten iflâh olmazlar. ”
Elmalılı Hamdi Yazır = Musa: -Size gelen gerçek için mi böyle söylüyorsunuz? Bu sihir midir? Sihirbazlar asla kurtuluşa eremezler, demişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Musa dedi ki: «Size bir gerçek gelince böyle mi konuşuyorsunuz; bu sihir midir?» Halbuki sihirbazlar kurtuluşa erişemezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Musa, onlara; «Size gelen gerçek için böyle mi diyorsunuz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler iflah olmazlar, kurtuluşa eremezler.»
Gültekin Onan = Musa: "Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler" dedi.
Harun Yıldırım = Musa: “Size hak geldiğinde mi söylersiniz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar kurtuluşa eremezler.” dedi.
Hasan Basri Çantay = Musa: «Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler» dedi.
Hayrat Neşriyat = Mûsâ: 'Size hak gelince, onun için böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Hâlbuki sihirbazlar kurtuluşa ermez!' dedi.
İbni Kesir = Mûsa dedi ki: "Gerçek size ulaştığında böyle mi konuşuyorsunuz? Büyü müdür bu? Büyücülerin kurtuluşu yoktur."
Kadri Çelik = Musa, “Size gerçek gelince, “Sihir” mi dersiniz? Oysa sihirbazlar asla kurtuluşa ermezler” dedi.
Muhammed Esed = Musa: "Size hak geldiğinde hakkında böyle mi konuşursunuz?" dedi, hiç büyü olabilir mi, bu? Hem de, büyücülerin mutlu sona asla ulaşamayacakları ortadayken!"
Mustafa İslamoğlu = Musa dedi ki: "Siz (ayağınıza) gelen hakikat hakkında (hep) bu tarz mı düşünürsünüz? Ne yani, şimdi bu da mı sihir? İyi ama, sihirbazlar (bunu) başaramaz ki!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Mûsa dedi ki: «Size geldiği zaman hak için bu sihirdir, der misiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki, sahirler felâh bulamazlar.»
Ömer Öngüt = Musa onlara dedi ki: “Size gelen hak için böyle mi söylüyorsunuz? Bu bir sihir midir? Sihirbazlar zaten iflâh olmazlar. ”
Şaban Piriş = Musa: -Size gelen gerçek için mi böyle söylüyorsunuz? Bu sihir midir? Sihirbazlar asla kurtuluşa eremezler, demişti.
Sadık Türkmen = Musa dedi ki: “Size gerçek gelince böyle mi diyorsunuz? Bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar umduklarına eremezler.”
Seyyid Kutub = Mûsâ, size gerçek gelince böyle mi dersiniz dedi, büyü mü bu? Ve büyücüler, kurtulmazlar, muratlarına erişmez onlar.
Suat Yıldırım = Mûsâ dedi ki: "Size gelen gerçeği böyle mi nitelendiriyorsunuz?İnsaf edin, sihir midir bu?Şu bir gerçektir ki büyücüler iflah olmazlar."
Süleyman Ateş = Musa: "Size hak geldiğinde onun için (hep böyle) mi dersiniz? Bu bir sihir midir? Halbuki sihirbazlar iflâh olmazlar" dedi.
Tefhim-ul Kuran = Musa: «Size hak geldiğinde (böyle) mi söylersiniz? Bu bir büyü müdür? Oysa büyücüler, kurtuluşa ermezler» dedi.
Ümit Şimşek = Mûsâ:'Size hak bir mûcize, doğru bilgiler gelince böyle mi söylüyorsunuz? Bu sihir mi? Sihirbazlar iflâh olmaz, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eremez' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk = Musa onlara: 'Gerçek size gelince ona böyle mi diyorsunuz? Bu sihir midir? Oysa sihirbazlar kurtuluşa ermezler' dedi.
İskender Ali Mihr = Musa (A.S) şöyle dedi: “Size hak geldiği zaman onun hakkında mı konuşuyorsunuz, bu bir sihir midir? Ve (oysa) sihirbazlar (sihir yapanlar) felâha ermez.”
İlyas Yorulmaz = Musa onlara “Size hak (gerçekler) geldiğinde, gerçeklere mi (bu sihirdir) diyorsunuz. Bu hakikatler sihir midir? Sihirle uğraşanlar asla kurtuluşa eremezler” dedi.