وَمَا ظَلَمْنَاهُمْ وَلَكِن كَانُوا هُمُ الظَّالِمِينَ
Ve mâ zalemnâhum ve lâkin kânû humuz zâlimîn(zâlimîne).
ve mâ zalemnâ-hum | : ve biz onlara zulmetmedik |
ve lâkin | : ve fakat, lâkin |
kânû | : oldular |
hum | : onlar |
ez zâlimîne | : zalimler |
Diyanet İşleri = Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve biz zulmetmedik onlara ve fakat onlar zulmettiler kendi kendilerine.
Abdullah Parlıyan = Onlara haksızlık yapacak olanlar biz değiliz, onlardır kendilerine haksızlık yapanlar.
Adem Uğur = Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.
Ahmed Hulusi = Biz onlara zulmetmedik. . . Ne var ki onlar nefslerine zulmedenlerdendi!
Ahmet Tekin = Biz onlara, haksızlık etmedik, zulmetmedik. Fakat onlar, inkârı, isyanı, küfrü alışkanlık haline getiren, baskı, zulüm ve işkenceyle, temel hak ve hürriyetleri kısıtlayan, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimlerdir.
Ahmet Varol = Biz onlara zulmetmedik, ama onlar kendileri zalimlerdi.
Ali Bulaç = Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.
Ali Fikri Yavuz = Biz, onlara zulüm etmedik; fakat kendileri zalim idiler.
Ali Ünal = Biz onlara asla haksızlıkta bulunmuş değiliz; kendilerine zulmedenler bizzat kendileridir.
Bayraktar Bayraklı = Biz onlara zulmetmedik; onlar kendilerine zulmetmişlerdir.
Bekir Sadak = Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalim kimselerdi.
Celal Yıldırım = Biz onlara zulmetmedik, ama onlar kendileri zâlimlerdir.
Cemal Külünkoğlu = Onlara biz zulmetmedik, onlar (inkâr etmek ve Allah'ın dinini alaya almak yoluyla cehennemi hak ederek) kendilerine zulmettiler.
Diyanet İşleri (eski) = Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalim kimselerdi.
Diyanet Vakfi = Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zalim kimselerdir.
Edip Yüksel = Biz onlara haksızlık etmedik, onlar kendi kendilerine haksızlık ettiler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve biz onlara zulmetmemişizdir ve lâkin kendileri zalim idiler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz onlara zulmetmemişizdir, fakat kendileri zalim idiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.
Gültekin Onan = Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.
Harun Yıldırım = Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.
Hasan Basri Çantay = Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendileri zaalimdiler.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki (biz) onlara zulmetmedik; fakat onlar (kendi nefislerine) zulmeden kimseler oldular.
İbni Kesir = Biz onlara zulmetmedik, ama onlar zalimlerin kendileridir.
Kadri Çelik = Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.
Muhammed Esed = Onlara haksızlık yapacak olan Biz değiliz, ama onlardır kendi kendilerine haksızlık yapanlar.
Mustafa İslamoğlu = Ne ki, onlara haksızlık eden Biz değiliz, fakat asıl onlar kendi kendilerine haksızlık ediyorlar-
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve Biz onlara zulmetmedik. Velâkin onlar zalimler oldular.
Ömer Öngüt = Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlim kimselerdi.
Şaban Piriş = Onlara biz zulmetmedik, fakat onlar kendi kendilerine zulmettiler.
Sadık Türkmen = Biz onlara zulmetmedik, fakat kendilerine zulmediyorlardı.
Seyyid Kutub = Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zalim idiler
Suat Yıldırım = Böyle yapmakla Biz onlara haksızlık etmedik, ama asıl kendileri öz canlarına zulmettiler.
Süleyman Ateş = Biz onlara zulmetmedik; fakat onlar kendileri zâlim idiler.
Tefhim-ul Kuran = Biz onlara zulmetmedik; ancak onların kendileri zalimlerdir.
Ümit Şimşek = Biz onlara zulmetmedik ki! Onlar kendilerine yazık ettiler.
Yaşar Nuri Öztürk = Biz onlara zulmetmedik; onlar zalimlerin ta kendileriydi.
İskender Ali Mihr = Ve Biz onlara zulmetmedik. Ve lâkin onlar zalimler oldular.
İlyas Yorulmaz = Biz onlara haksızlık yapmadık, onlar dünyada iken kendilerine zulmedip haksızlık yaptılar.