وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Ve terâl melâikete hâffîne min havlil arşı yusebbihûne bi hamdi rabbihim, ve kudıye beynehum bil hakkı ve kıylel hamdu lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne).
ve terâ | : ve görürsün |
el melâikete | : melekler |
hâffîne | : kuşatanlar, çevreleyenler |
min | : den |
havli | : etraf |
el arşi | : arş |
yusebbihûne | : tesbih ederler |
bi hamdi | : hamd ile |
rabbi-him | : onların Rabbi |
ve kudıye | : ve hüküm verildi, hükmedildi |
beyne-hum | : onların aralarında |
bi el hakkı | : hak ile |
ve kîle | : ve denildi |
el hamdu | : hamd |
lillâhi (li allâhi) | : Allah için, Allah’a mahsus |
rabbi el âlemîne | : âlemlerin Rabbi |
Diyanet İşleri = Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş’ın etrafını kuşatmış hâlde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve “Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” denilmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve görürsün ki, melekler, Rablerine hamd ederek onu tenzîh edip arşın çevresinde dönmedeler ve aralarında gerçek bir adâletle hükmedilmiştir ve denilmiştir ki: Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a.
Abdullah Parlıyan = Ve meleklerin, Rablerinin yüceliğini hamd ile andıklarını ve arşın çevresinde dönmekte olduklarını görürsün. O gün tüm insanlar arasında, gerçek adaletle hükmolunmuştur ve: “Alemlerin Rabbine hamdolsun” denilecektir.
Adem Uğur = Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve "alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" denilmiştir.
Ahmed Hulusi = Melekleri de; Arş'ın (hükümranlık tahtının - El Esmâ özelliklerinin açığa çıkma/seyri makamının) her yanından kuşatmışlar ve Rablerinin hamdini, münezzeh oluşunu dillendirirlerken görürsün. . . Herkes hakkında Hak olarak hükmolunmuş ve: "Hamd, Rabb-ül âlemîn olan Allâh'a aittir" denilmiştir.
Ahmet Tekin = Ey takva sahibi mutlu mü’min! Melekleri, Rablerini hamd ile tesbih ederek, Arş’ın, sınırsız kudret ve iktidar makamının etrafını kuşatmış vaziyettelerken görürsün. Artık, kulları arasında hakkaniyet ve adâletle muhakeme yapılıp hüküm icra edilmiş ve herkes tarafından:'Âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi Allah’a hamdolsun' denilmiştir.
Ahmet Varol = Meleklerin Arş'ın etrafını çevirmiş olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiş ve: 'Hamd alemlerin Rabb'i olan Allah'adır' denmiştir.
Ali Bulaç = Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin Rabbine hamdolsun" denilmiştir.
Ali Fikri Yavuz = Bir de Melekleri görürsün ki, Rablerini hamd ile tesbih ederek arşın etrafını kuşatmışlardır. (Cennetlik ve cehennemlik olan) o kimseler arasında adaletle hüküm verilmiştir de şöyle denilmektedir: “- Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.”
Ali Ünal = (O gün) melekleri (Allah’ın) Arşı’nın etrafını çevrelemiş, Rabbilerini hamd ile tesbih (O’nu O’na has sıfatlarla anıp över ve Kendisi’ne yaraşmayan her türlü sıfattan tenzih) ederken görürsün. (Mü’minler ve kâfirler) arasında hak ve adaletle hüküm verilmiştir ve söylenecek söz, “Bütün hamd, Âlemlerin Rabbi Allah içindir.” sözüdür.
Bayraktar Bayraklı = Sen, meleklerin de, egemenlik tahtının çevresini kuşatarak, Rabblerini hamd ile övdüklerini görürsün. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve “âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun” denilmiştir.[500]
Bekir Sadak = Melekleri, arsin etrafini cevirmis olduklari halde, Rablerini hamd ile overken gorursun. Artik insanlarin aralarinda adaletle hukum olunmustur. «Ovgu, alemlerin Rabbi olan Allah icindir» denir. *
Celal Yıldırım = Meleklerin, Arş'ın etrafını çevirmiş bir halde Rablarını hamd ile tesbîh ettiklerini görürsün. İnsanlar arasında ise hakk ile hükmolunmuştur. Âlemlerin Rabbına hamd olsun ! denilir.
Cemal Külünkoğlu = Melekleri de (Allah'ın) kudret tahtının çevresinde Rablerinin yüceliğini övgüyle anarken görürsün. O zaman herkes hakkında adaletle hükmedilir ve (şu) sözler telaffuz edilir: “Bütün övgüler âlemlerin Rabbi olan Allah içindir!”
Diyanet İşleri (eski) = Melekleri, arşın etrafını çevirmiş oldukları halde, Rablerini hamd ile överken görürsün. Artık insanların aralarında adaletle hüküm olunmuştur. 'Övgü, Alemlerin Rabbi olan Allah içindir' denir.
Diyanet Vakfi = Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve «alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun» denilmiştir.
Edip Yüksel = Melekleri, yönetim merkezinin etrafını çevirmiş halde Rab'lerini överek yüceltirken görürsün. Aralarında gerçeğe göre hüküm verilmiştir ve 'Evrenin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun,' denir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Melâikeyi de görürsün Arşı etrafından donatmışlar rablarına hamd ile tesbih ediyorlardır ve halk arasında hakk ile huküm icra edilip denilmektedir: «elhamdulillahi rabbil alemîn»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Melekleri de Arş'ı etrafından donatmış olarak Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Halk arasında adaletle hüküm verilmekte ve «alemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun!» denilmektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Artık halk arasında hak ile hüküm icra edilip «âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun» denilmektedir.
Gültekin Onan = Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: "Alemlerin rabbine hamdolsun" denilmiştir.
Harun Yıldırım = Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve "alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun" denilmiştir.
Hasan Basri Çantay = Melekleri, görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbîh ederek arşın etrafını kuşatmışlardır. Aralarında hak (ve adalet) le hükmolundu ve (ehl-i cennet tarafından). «Âlemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun» denildi.
Hayrat Neşriyat = Melekleri de arşın etrâfını (tavaf eden) kuşatıcılar olarak, Rablerine hamd ile (O’nu)tesbîh ediyorlar görürsün. Artık (mahlûkatın) aralarında hak ile hüküm verilmiş ve: 'Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur!' denilmiştir.
İbni Kesir = Görürsün ki; melekler de Rabblarına hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık onların arasında hak ile hükmolunmuştur ve denildi ki: Hamd olsun alemlerin Rabbı Allah'a.
Kadri Çelik = Melekleri, egemenlik tahtının etrafını çevirmiş oldukları halde rablerini hamd ile tesbih ederken görürsün. Artık insanların aralarında hak ile hükmedilmiştir. “Bütün övgüler, âlemlerin Rabbi olan Allah içindir” denir.
Muhammed Esed = Ve meleklerin (Allah'ın) kudret tahtının çevresinde toplanıp Rablerinin yüceliğini hamd ile andıklarını göreceksin. (Ölen) herkes hakkında adaletle hükmedilecek ve (şu) sözler telaffuz edilecektir: "Bütün övgüler alemlerin Rabbi olan Allah içindir!"
Mustafa İslamoğlu = Ve sen, meleklerin Allah'ın hükümranlık makanı çevresinde halkalanıp hamd ile Rablerinin sonsuz yüceliğini dile getirdiklerini görürsün. Ki (o gün) herkes hakkında adaletle hüküm verilmekte ve şöyle denilmektedir: "Hamd olsun alemlerin Rabbi olan Allah'a!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve melekleri görürsün ki, Arş'ı etrafından kuşatmışlardır. Rablerine hamd ile tesbihte bulunurlar ve aralarında hak ile hükmolunmuştur. «Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun» denilmiştir.
Ömer Öngüt = Melekleri görürsün ki, Rablerini hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve: "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun!" denilmiştir.
Şaban Piriş = Orada meleklerin Arşın etrafında Rab’lerini hamd ile tesbih ederek döndüklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiş ve: -Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur, denilmiştir.
Sadık Türkmen = Ve arş’ın çevresinde dönen melekleri görürsün; Rablerini övgü ile tesbih ederler. Aralarında adaletle hüküm verilmiştir. Ve şöyle denilmiştir: “En güzel övgüler, Evrenin/Alemlerin Sahibi olan Allah’a yapılır.”
Seyyid Kutub = Melekleri, arş'ın etrafını çevirmiş oldukları halde, Rabb'lerini hamd ile överken görürsün. Artık insanların aralarında adaletle hükmedilmiştir. «Övgü, alemlerin Rabb'i olan Allah içindir» denir.
Suat Yıldırım = Sen o gün melekleri de Arş’ın etrafını çevrelemiş Rablerine zikir, tenzih ve hamd eden vaziyette görürsün. Derken, aralarında adaletle hükmolunur ve "Hamd-ü senalar Rabbülâlemin olan Allah’a mahsustur." diye bitirilir.
Süleyman Ateş = Meleklerin de Arşın çevresinde dönerek Rablerini övgü ile andıklarını görürsün. İnsanlar arasında hak ile hükmedilmiş ve: "Hamd âlemlerin Rabbine mahsustur" denilmiştir.
Tefhim-ul Kuran = Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Aralarında hak ile hüküm verilmiştir ve: «Alemlerin Rabbine hamdolsun» denilmiştir.
Ümit Şimşek = Melekleri de görürsün ki, Arş'ın etrafını kuşatmış, Rablerini hamd ile tesbih etmektedirler. Artık aralarında adaletle hükmedilmiş ve 'Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun' denmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk = Melekleri de arşın çevresini kuşatarak Rablerinin hamdiyle tespih eder halde görürsün. Aralarında hakla hüküm verilmiştir. Nihayet şöyle denir: "Hamd alemlerin Rabbi'ne özgüdür!"
İskender Ali Mihr = Ve görürsün ki, arşın etrafında onu kuşatan melekler, Rab’lerini hamd ile tesbih ederler. Ve onların (cennetliklerin) aralarında hak ile hüküm verildi. Ve (cennetlikler tarafından): "Âlemlerin Rabbine hamdolsun." denildi.
İlyas Yorulmaz = Kullarının arasında hak ve adaletle hüküm verilmiş olduğu için, o gün Meleklerin Rabbinin arşının etrafında toplanıp onu yücelterek övdüklerini görürsün. Bundan dolayı “Âlemlerin Rabbi Allah, bütün övgü ve yüceltmelere layık olandır” denilir.