قَالَ أَفَرَأَيْتُم مَّا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ
Kâle e fe raeytum mâ kuntum ta’budûn(ta’budûne).
kâle | : dedi |
e fe raeytum | : öyleyse siz gördünüz mü |
mâ | : ne, şey |
kuntum | : siz oldunuz |
ta’budûne | : siz tapıyorsunuz |
Diyanet İşleri = (75-76) İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Şimdi gördünüz mü dedi, neye kulluk ediyorsunuz.
Abdullah Parlıyan = İbrahim: “Peki” dedi. “Bu taptığınız şeylere başınızı kaldırıpda, onların ne olduklarına hiç bakmadınız mı,
Adem Uğur = İbrahim dedi ki: İyi ama, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
Ahmed Hulusi = (İbrahim) dedi ki: "Bir düşünün! Neye kulluk ediyorsunuz. . . "
Ahmet Tekin = İbrâhim: 'Neye taptığınızı biraz olsun düşündünüz mü?' dedi.
Ahmet Varol = Dedi ki: 'Şimdi neye taptığınızı gördünüz mü?
Ali Bulaç = (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?"
Ali Fikri Yavuz = (75-76) İbrahim şöyle dedi: “- Şimdi gördünüz mü, o sizin ve geçen atalarınızın taptıklarını?
Ali Ünal = “Öyle de, nelere taptığınıza şöyle bir bakmaz mısınız?” dedi İbrahim.
Bayraktar Bayraklı = (75-83) İbrâhim şöyle demişti: “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum, ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Âhiret gününde, yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve egemenlik ver ve beni iyiler arasına kat!”
Bekir Sadak = (75-83) Ibrahim: «Eski atalarinizin ve sizin nelere taptiklarinizi goruyor musunuz? Dogrusu onlar benim dusmanimdir. Dostum ancak alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, dogru yola eristiren de O'dur. Beni yediren de, iciren de O'dur. Hasta oldugumda bana O sifa verir. Beni ldurecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gununde yanilmalarimi bana bagislamasini umdugum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasina kat.
Celal Yıldırım = (75-76) İbrâhim : «Sizin ve önceki atalarınızın nelere taptıklarını (üzerinde düşünüp onların neler olduklarını iyice) görüp anladınız mı ?
Cemal Külünkoğlu = (75-76) (İbrahim:) “Şimdi gördünüz mü, siz ve geçmişteki atalarınız neye kulluk ediyormuşsunuz?” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = (75-83) İbrahim: 'Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak Alemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Ahiret gününde yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
Diyanet Vakfi = (75-76) İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?
Edip Yüksel = 'Peki,' dedi, 'Tapmakta olduklarınızı gördünüz mü,'
Elmalılı Hamdi Yazır = Şimdi, dedi: gördünüz a o sizin ve eski atalarınızın taptıklarınızı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = (75-76) (İbrahim) dedi ki: «Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (75-76) İbrahim dedi ki: «İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?»
Gültekin Onan = (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?"
Harun Yıldırım = Dedi ki: “Şimdi neye ibadet ettiğinizi gördünüz mü?”
Hasan Basri Çantay = (75-76) (İbrâhîm): «Şimdi gördünüz mü, dedi, gerek sizin, gerek daha evvelki atalarınızın neye tapmakda olduğunuzu»?
Hayrat Neşriyat = (75-76) (İbrâhîm) dedi ki: 'Siz ve önceki atalarınız, artık nelere tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?'
İbni Kesir = O da demişti ki: Neye tapmış olduğunuzu görüyor musunuz?
Kadri Çelik = (İbrahim) Dedi ki: “Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?”
Muhammed Esed = (İbrahim:) "Peki" dedi, "(bu) taptığınız şeylere (başınızı kaldırıp da) hiç bakmadınız mı?
Mustafa İslamoğlu = (İbrahim) "Ne yani" dedi, "taptığınız şeylerin ne olduğuna (bir kez olsun) dönüp bakmadınız mı;
Ömer Nasuhi Bilmen = Dedi ki: «Şimdi neye ibadet eder olduğunuzu görmüş oldunuz mu?»
Ömer Öngüt = Dedi ki: “Nelere taptıklarınızı görüyor musunuz?”
Şaban Piriş = -Şimdi gördünüz mü nelere kulluk ettiğinizi? dedi.
Sadık Türkmen = (İbrahim) dedi ki: “Şimdi neye tapıyor olduğunuzu gördünüz mü?
Seyyid Kutub = İbrahim dedi ki, «Nelere taptığınızı görüyor musunuz?»
Suat Yıldırım = (75-76) İbrahim dedi ki: "Peki, gerek sizin taptığınız, gerek gelip geçmiş babalarınızın taptığı şeyler hakkında biraz olsun düşünmediniz mi?
Süleyman Ateş = "İşte gördünüz mü neye tapıyorsunuz?" dedi.
Tefhim-ul Kuran = (İbrahim) Dedi ki: «Şimdi, neye tapmakta olduklarınızı gördünüz mü?»
Ümit Şimşek = İbrahim dedi ki: 'Gördünüz mü taptıklarınızı?
Yaşar Nuri Öztürk = Dedi: "Gördünüz mü neye ibadet ediyormuşsunuz!"
İskender Ali Mihr = (İbrâhîm A.S): “Öyleyse taptığınız şeylerin ne olduğunu gördünüz mü?” dedi.
İlyas Yorulmaz = İbrahim onlara “Şimdi şu taptıklarınızı görüyor musunuz?”