وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَهَاجَرُواْ وَجَاهَدُواْ فِي سَبِيلِ اللّهِ وَالَّذِينَ آوَواْ وَّنَصَرُواْ أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَّهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ
Vellezîne âmenû ve hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi vellezîne âvev ve nasarû ulâike humul mu'minûne hakkâ(hakkân), lehum magfiratun ve rızkun kerîm(kerîmun).
ve | : ve |
ellezîne âmenû | : âmenû olan kimseler |
ve hâcerû | : ve hicret ettiler |
ve câhedû | : ve cihad ettiler |
fî sebîli allâhi | : Allah’ın yolunda |
ve | : ve |
ellezîne âvev | : o kimseler ki barındırdılar, himaye ettiler |
ve nasarû | : ve yardım ettiler |
ulâike | : işte onlar |
hum el mu’minûne | : onlar mü’minlerdir |
hakkân | : hak olan, gerçek olan |
lehum | : onlara, onlar için vardır |
magfiratun | : mağfiret |
ve rızkun | : ve rızık (vardır) |
kerîmun | : kerim, bol |
Diyanet İşleri = İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnananlar ve yurtlarından göçenler, Allah yolunda savaşanlar ve bir de bunları yer-yurt sâhibi edenler ve yardımda bulunanlarsa onlardır gerçekten inanmış olanlar. Onların hakkıdır yarlıganmak ve sayısız, tükenmez rızık.
Abdullah Parlıyan = İman edip hicret eden ve Allah yolunda elinden gelen her türlü çabayı sarfeden kimselerle, onlara kol kanat gerip yardım eden kimseler: İşte bunlardır gerçekten inanan kimseler, onlar için bağışlanma ve bereketli rızıklar vardır.
Adem Uğur = İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.
Ahmed Hulusi = Onlar ki iman ettiler, hicret ettiler, Allâh yolunda mücahede ettiler ve onlar ki (hicret edenleri) barındırdılar ve yardım ettiler; işte onlar imanı tam hakkını vererek yaşayan iman edenlerdir! Onlar için bağışlanma ve rızk-u kerîm (bol rızık) vardır.
Ahmet Tekin = İman edip, hicret edenler, Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihâd edenler, muhacirleri bağırlarına basanlar ve yardım edenler, onlar işte onlar hâlis mü’mindirler. Koruma kalkanına alınırlar. Onlara bağışlanma ve bol rızık vardır.
Ahmet Varol = İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret eden mü'minleri) barındırıp onlara yardım edenler işte bunlar gerçek mü'minlerdirler. Onlara mağfiret ve bolca rızık vardır.
Ali Bulaç = İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Ali Fikri Yavuz = İman edip hicret edenler ve Allah yolunda cihad yapanlarla (Muhacirlerle), bir de onları barındırıp yardım edenler (Ensar) var ya, işte onlar, gerçek müminlerdir. Bunlara, bir mağfiret ve kerîm bir rızık vardır.
Ali Ünal = İman edip hicret edenler ve mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenlerle onları barındıran ve onlara yardım edenler, işte onlardır gerçekten mü’min olanlar. Onlar için, (tahmin edemeyeceğiniz mükâfatlarla yüklü) bir mağfiret ve pek hoş, artıp eksilmeyen ve cömertçe takdir buyurulmuş bir rızık (Cennet) vardır.
Bayraktar Bayraklı = İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için af ve bol rızık vardır.
Bekir Sadak = Inanip hicret eden, Allah yolunda savasanlar ve muhacirleri barindirip onlara yardim edenler, iste onlar gercekten inanmis olanlardir. Onlara magfiret ve comertce verilmis riziklar vardir.
Celal Yıldırım = İnanıp hicret edenler ve Allah yolunda savaşanlarla (onları) barındırıp yardımda bulunanlar (var ya), işte onlar gerçekten mü'minlerdir. On lar için mağfiret ve bol bereketli rızık vardır.
Cemal Külünkoğlu = İman edip (Medine'ye) göçenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ile bu göçmenlere barınak sağlayanlar ve yardım edenler var ya; işte bunlar gerçek mü'minlerdir ve onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.
Diyanet İşleri (eski) = İnanıp hicret eden, Allah yolunda savaşanlar ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler, işte onlar gerçekten inanmış olanlardır. Onlara mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır.
Diyanet Vakfi = İman edip de Allah yolunda hicret ve cihad edenler, (muhacirleri) barındıran ve yardım edenler var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.
Edip Yüksel = İnananlar, ALLAH yolunda göç edip çaba gösterenler ve onları barındırıp yardım edenler, işte bunlar gerçek inananlardır. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = O kimseler ki iyman edib hicret ettiler ve Allah yolunda cihada gittiler, ve o kimseler ki iyvâ ettiler, yardıma koştular, işte bunlar hakkâ mü'minlerdir, bunlara bir mağfiret var ve kerîm bir rızk var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihada gidenlerle onları barındırıp yardıma koşanlar, işte onlardır gerçek mü'minler. Onlara bir bağışlama ve bol rızık vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O kimseler ki, iman ettiler, hicret ettiler ve Allah yolunda cihada katıldılar, bir kısımları da onları barındırıp yer, yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular, işte bunlar hakkıyla mümin olanlardır. Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır.
Gültekin Onan = İnananlar, hicret edenler ve Tanrı yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek inançlılar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Harun Yıldırım = İman edip hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile, barındırıp yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.
Hasan Basri Çantay = İman edib de Allah yolunda hicret ve cihâd edenler, barındıranlar, yardım edenler: İşte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Mağfiret ve uçsuz bucaksız rızık da onlarındır.
Hayrat Neşriyat = Îmân edip hicret edenler ve Allah yolunda cihâd eden (Muhâcir)ler ve (onları)barındırıp yardım edenler (Ensâr) var ya, işte gerçek mü’minler, ancak onlardır! Kendileri için (Rablerinden) bir mağfiret ve dâimî bir rızık vardır.
İbni Kesir = İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler, barındıranlar ve yardım edenler; işte onlar, gerçek mü'minlerdir. Onlar için mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır.
Kadri Çelik = İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda savaşanlar ve hicret edenleri barındıranlar ve onlara yardım edenler (var ya), işte onlar gerçekten iman etmiş olanlardır. Onlar için bir bağışlanma ve yüce bir rızık vardır.
Muhammed Esed = Ve o imana erişen, zulmün hüküm sürdüğü diyardan göç eden ve Allah yolunda elinden gelen her türlü çabayı gösteren kimselerle (onlara) kol kanat gerip yardım eden kimseler; işte bunlardır, gerçekten inanan kimseler! Günahlarından bağışlanma ve çok kutlu bir rızık beklemektedir onları.
Mustafa İslamoğlu = Hani o imanda sebat eden, zulüm diyarından göç eden, Allah yolunda var gücüyle çaba gösteren ve onlara kucak açıp yardım edenler var ya: onlar gerçek birer mü'mindirler: Onları, engin bir bağış ve görkemli bir rızık beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kimseler ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah yolunda cihada atıldılar. Ve o kimseler ki, (muhacirleri) barındırdılar ve yardım ettiler. İşte bihakkın mü'min olanlar onlardır. Onlar için bir mağfiret vardır ve bir kerîm rızık vardır.
Ömer Öngüt = İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler, muhacirleri barındıranlar var ya, işte gerçek müminler onlardır. Onlar için mağfiret ve cömertçe verilmiş bir rızık vardır.
Şaban Piriş = İman edip, hicret eden, Allah yolunda cihat eden, barındıran ve yardım edenler, işte onlar gerçek müminlerdir. Onlara bağış ve bol rızıklar vardır.
Sadık Türkmen = Iman edip hicret eden ve Allah yolunda (saldırganlara karşı) cihat edenler ve (muhacirleri) barındırıp (onlara) yardım edenler var ya; işte onlar, gerçek müminlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık vardır.
Seyyid Kutub = İman edip Medine'ye göçenler ve Allah yolunda malları ile, canları ile cihad edenler ile bu göçmenlere barınak sağlayanlar ve yardım edenler var ya, işte bunlar gerçek mü'minlerdir, onları bağışlanma ve bol rızık beklemektedir.
Suat Yıldırım = İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenlerle onlara kucak açıp yardım eden Ensar var ya, İşte gerçek müminler bunlardır. Bunlara bir mağfiret, pek değerli bir nasip vardır.
Süleyman Ateş = Onlar ki, inandılar, hicret ettiler, Allâh yolunda savaştılar ve onlar ki, (göçmenleri) barındırdılar ve (onlara) yardım ettiler, işte gerçek mü'minler onlardır. Onlar için bağış ve bol rızık vardır.
Tefhim-ul Kuran = İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü'min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
Ümit Şimşek = İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihad edenler ve onları barındırıp onlara yardım edenler-işte onlar hakkıyla mü'min olanlardır. Onlar için bir bağışlanma ve pek bol bir rızık vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = O inanıp hicret edenler, Allah yolunda didinenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var.
İskender Ali Mihr = Ve âmenû olanlar ve hicret (göç) eden kimseler ve Allah’ın yolunda cihad (savaş) eden kimseler ve barındıran (himaye eden) ve yardım eden kimseler, işte onlar, onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için mağfiret ve kerim rızık vardır.
İlyas Yorulmaz = İman edenler, hicret edip yurtlarını terk edenler ve Allah yolunda mücadele edenlerle, (muhacirlere) sığınma hakkı verip onlara yardım edenler var ya, işte gerçekten iman etmiş olanlar onlardır. Onlar için (ahirette Rablerinden) bağışlanma ve tertemiz rızıklar var.