وَامْرَأَتُهُ قَآئِمَةٌ فَضَحِكَتْ فَبَشَّرْنَاهَا بِإِسْحَقَ وَمِن وَرَاء إِسْحَقَ يَعْقُوبَ
Vemraetuhu kâimetun fe dahıket fe beşşernâhâ bi ishâka ve min verâi ishâka ya'kûb(ya'kûbe).
ve emraetu-hu | : ve onun eşi, hanımı (kadını) |
kâimetun | : ayakta, ayakta duran |
fe dahıket | : bunun üzerine güldü, gülümsedi |
fe beşşernâ-hâ | : o zaman onu müjdeledik |
bi ishâka | : İshak ile |
ve min verâi | : ve arkasından |
ishâka | : İshak |
ya’kûbe | : Yâkub |
Diyanet İşleri = Bu arada ayakta durmakta olan karısı güldü. Biz, Ona İshak’ı müjdeledik. İshak’ın ardından da Yakub’u!
Abdulbaki Gölpınarlı = Karısı, ayakta durup sevincinden gülmedeydi ki biz ona, İshak'ı müjdeledik, İshak'tan sonra da Yakup'u.
Abdullah Parlıyan = O esnada ayakta bekleyen İbrahim'in hanımı, bu sözleri duyunca sevincinden güldü. Bizde O'na İshak'ın ve O'nun ardından da torunu Yakub'un doğacağını müjdeledik.
Adem Uğur = O esnada hanımı ayakta idi ve (bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak'ı, İshak'ın ardından da Ya'kub'u müjdeledik.
Ahmed Hulusi = Ayakta durmakta olan karısı, güldü. Biz de ona İshak'ı müjdeledik. İshak'ın ardından da Ya'kûb'u.
Ahmet Tekin = Karısı da ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı, İshak'ın arkasından da Yakub'u müjdeledik.
Ahmet Varol = Karısı da ayaktaydı ve bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı ve İshak'ın ardından da Ya'kub'u müjdeledik.
Ali Bulaç = Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak'ı, İshak'ın arkasından da Yakub'u müjdeledik.
Ali Fikri Yavuz = İbrahim’in hanımı hizmette bulunurken, bu söylenenleri duyunca güldü. Bunun üzerine, biz de ona İshak’ı ve İshak’ın arkasından da torunu Yakub’u müjdeledik.
Ali Ünal = Bu sırada, İbrahim’in hanımı da yanlarında ayakta durmuş, onları dinliyordu. Birden kendinde hayız alâmeti hissetti (ve gülümsedi). Biz de O’nu İshak’la ve İshak’ın peşinden Yakup’la müjdeledik.
Bayraktar Bayraklı = O anda hanımı ayakta idi ve bu sözleri duyunca güldü. Ona da İshâk'ı, İshâk'ın ardından da Ya‘kûb'u müjdeledik.
Bekir Sadak = Bu arada, Ibrahim'in ayakta duran karisi gulunce, «Ona Ishak'i ardindan Yakub'u mujdeleriz» dediler.
Celal Yıldırım = İbrahim'in karısı ayakta idi. güldü. Biz de ona İshâk ve onun ardından Yâkub'u müjdeledik.
Cemal Külünkoğlu = İbrahim'in karısı ayakta idi, güldü. Biz de ona İshak ve onun ardından Yakub'u müjdeledik.
Diyanet İşleri (eski) = Bu arada, İbrahim'in ayakta duran karısı gülünce, 'Ona İshak'ı ardından Yakub'u müjdeleriz' dediler.
Diyanet Vakfi = O esnada hanımı ayakta idi ve (bu sözleri duyunca) güldü. Ona da İshak'ı, İshak'ın ardından da Ya'kub'u müjdeledik.
Edip Yüksel = Ayakta duran karısı (bu habere sevinip) gülünce biz de ona İshak'ı ve İshak'ın ardından Yakub'u müjdeledik.
Elmalılı Hamdi Yazır = Haremi dinliyordu, bunu duyunca güldü, bunun üzerine ona İshakı müjdeledik, İshakın arkasından da Ya'kubu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İbrahim'in zevcesi de ayakta dinliyordu ve bunu duyunca güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İbrahim'in karısı ayakta duruyordu bunun üzerine yüzü güldü. Ona İshak'ı ve İshak'ın arkasından da Ya'kub'u müjdeledik.
Gültekin Onan = Karısı ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz ona İshak'ı, İshak'ın arkasından da Yakub'u müjdeledik.
Harun Yıldırım = Eşi de ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak’ı ve İshak’ın ardından Yakub’u müjdeledik.
Hasan Basri Çantay = (İbrâhîmin) karısı (hizmet için) ayakda idi. (Bu söz üzerine) güldü. Biz de ona İshakı, İshakın ardından da (torunu) Ya'kubu müjdeledik.
Hayrat Neşriyat = Bu sırada (İbrâhîm’in) zevcesi (Sâre) ayakta idi; (bu zâlim kavmin helâk edileceği müjdesini duyunca) bundan dolayı güldü; (biz) de ona İshâk’ı müjdeledik; İshâk’ın ardından da (bir torun olarak) Ya'kub’u!
İbni Kesir = Hanımı ayakta idi. Bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı, İshak'ın ardından Ya'kub'u müjdeledik.
Kadri Çelik = Ayakta duran karısı o esnada adet gördü. Böylece ona İshak'ı, İshak'ın ardından da Yakub'u müjdeledik.
Muhammed Esed = Ve (yanlarında) ayaküstü bekleyen karısı, orada öyle (sevinçle) gülümsüyordu; işte bu haldeyken o'na İshak'ı(n doğumunu) müjdeledik ve İshak'ın ardından da (o'nun oğlu) Yakub(un doğumunu).
Mustafa İslamoğlu = Karısı ise ayakta duruyordu; derken hayız alameti hissetti. İşte bu şekilde Biz o kadına İshak'ı müjdeledik; üstelik İshak'ın ardından da (onun oğlu) Yakub'u (müjdeledik).
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve O'nun refikası ayakta bulunuyordu, gülüverdi. Artık onu İshak ile ve İshak'ın ardından da Yâkub ile müjdeledik
Ömer Öngüt = O esnada karısı ayakta idi ve güldü. Biz de ona İshak'ı, İshak'ın ardından da (torunu) Yakub'u müjdeledik.
Şaban Piriş = Bu arada ayakta durmakta olan karısı güldü. Biz, Ona İshak’ı müjdeledik. İshak’ın ardından da Yakub’u!
Sadık Türkmen = Karısı da ayakta idi. Bunun üzerine gülümsedi. Biz de ona İshak’ı müjdeledik; İshak’ın ardından da (torunu) Yakub’u...
Seyyid Kutub = O sırada ayakta duran İbrahim'in karısı bu haberi duyunca güldü. Biz de ona o elçiler aracılığı ile oğlu İshak'ın ve İshak'ın arkasından da torunu Yakub'un müjdesini ilettik.
Suat Yıldırım = Bu sırada hanımı da, hizmet için ayakta durmuş, onları dinliyordu. Bunu işitince gülümsedi. Biz de onu İshak’ın, onun peşinden de Yâkub’un doğumu ile müjdeledik.
Süleyman Ateş = Ayakta durmakta olan karısı, güldü. Biz de ona İshak'ı müjdeledik. İshak'ın ardından da Ya'kûb'u.
Tefhim-ul Kuran = Karısı da ayaktaydı, bunun üzerine güldü. Biz de ona İshak'ı, İshak'ın arkasından da Yakub'u müjdeledik.
Ümit Şimşek = Ayakta onları dinleyen İbrahim'in hanımı buna güldü. Biz de onu İshak ile, İshak'ın ardından da Yakub ile müjdeledik.
Yaşar Nuri Öztürk = Orada dikilmekte olan karısı güldü. Bunun üzerine ona İshak'ı müjdeledik, İshak'ın arkasından da Yakub'u.
İskender Ali Mihr = Ve ayakta duran hanımı, bunun üzerine gülümsedi. O zaman onu, İshak ile ve İshak’ın arkasından Yâkub ile müjdeledik.
İlyas Yorulmaz = Yanlarında ayakta duran karısı (Kendi kavimlerini yok etmeye gelmeyişlerine sevinip) gülmüştü. Bunun ardından da İbrahim’in karısına İshak’ı müjdeledik ve İshak’ın arkasından da Yakup’u (doğuracağını) müjdeledik.