قَالُواْ أَجِئْتَنَا لِنَعْبُدَ اللّهَ وَحْدَهُ وَنَذَرَ مَا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُنَا فَأْتِنَا بِمَا تَعِدُنَا إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ
Kâlû e ci’tenâ li na’budallâhe vahdehu ve nezere mâ kâne ya’budu âbâunâ, fe’tinâ bi mâ teidunâ in kunte mines sâdıkîn(sâdıkîne).
kâlû | : dediler |
e ci’te-nâ | : bize mi geldin |
li na’bude allâhe | : Allah’a kul olmamız için |
vahde-hu | : onun tek oluşu, tekliği, tek bir Allah |
ve nezere | : ve bırakalım, terkedelim |
mâ kâne | : geçmişte olan, olmuş olan |
ya’budu | : kul oluyorlar, tapıyorlar |
âbâu-nâ | : atalarımız, babalarımız |
fe’ti-nâ | : haydi, artık bize getir |
bi-mâ | : şeyi |
te’idu-nâ | : bize vaadettiğin |
in | : eğer, şayet, ... ise |
kunte min es sâdıkîne | : sen sadıklardan, doğru sözlülerden oldun |
Diyanet İşleri = Onlar, “Sen bize tek Allah’a ibadet edelim, atalarımızın ibadet edegeldiklerini bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin azabı bize getir” dediler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Dediler ki: Sen bize tek Allah'a kulluk etmemizi ve atalarımızın taptıklarını bırakmamızı sağlamak için mi geldin? Doğru söyleyenlerdensen tehdît ettiğin şeyi meydana getir bakalım.
Abdullah Parlıyan = Onlar şöyle cevap verdiler: “Ya! Demek sen, tek Allah'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü biri isen, tehdit ettiğin azabı getir de görelim.”
Adem Uğur = Dediler ki: Sen bize tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğini (azabı) bize getir.
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "TEK olan O Allâh'a kulluk edelim, babalarımızın tapınmakta olduklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğini getir (görelim)!"
Ahmet Tekin = Onlar:'Sen bize, tek Allah’ı ilâh tanımamız, candan müslümanlar olarak Allah’a teslim olmamız, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etmemiz, tek O’nun şeriatına bağlanmamız, O’na boyun eğmemiz, atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer söylediklerinin arkasında isen, söylediklerinde doğru isen, bizi tehdit ettiğin o azâbı getir.' dediler.
Ahmet Varol = Onlar: 'Sen bize, babalarımızın taptığı şeyleri bırakmamız ve yalnız Allah'a kulluk etmemiz için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen bize, tehdit ettiğin şeyi getir' dediler.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarınızı bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım."
Ali Fikri Yavuz = Hûd’a kavminin kâfirleri şöyle dediler: “- Sen, bize yalnız Allah’a ibadet ve itaat etmemiz, bir de babalarımızın tapındıkları putları terk etmemiz için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi korkutup durduğun azabı başımıza getir bakalım.”
Ali Ünal = “Ya!” dediler; “demek sen, sadece Allah’a ibadet edelim ve kendilerine atalarımızın tapageldiği ilâhları bırakalım diye geldin ha? Eğer bu iddianda doğru ve gerçekten doğru sözlü biri isen, getir haydi bizi kendisiyle tehdit ettiğin şu azabı da görelim?”
Bayraktar Bayraklı = Dediler ki: “Sen bize, tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı bize getir.”
Bekir Sadak = «ize yalniz Allah'a kulluk etmemizi, babalarimizin taptiklarini birakmamizi soylemek icin mi geldin? Dogru sozlulerden isen haydi bizi tehdit ettigin azaba ugrat» dediler.
Celal Yıldırım = Onlar, «yalnız Allah'a ibâdet etmemiz ve babalarımızın İbâdet edip taptıklarını terketmemiz için mi geldin ?! Haydi eğer doğrulardan isen bizi tehdîd edip durduğun azabı getir» dediler.
Cemal Külünkoğlu = (Soydaşları ona) dediler ki: “Sen bize tek Allah'a kulluk edelim, atalarımızın taptıkları ilâhları bırakalım diye mi geldin. Eğer söylediklerin doğru ise ilerde çarpılacağımızı söylediğin azabı şimdi başımıza getir de görelim (bakalım).”
Diyanet İşleri (eski) = 'Bize yalnız Allah'a kulluk etmemizi, babalarımızın taptıklarını bırakmamızı söylemek için mi geldin? Doğru sözlülerden isen haydi bizi tehdit ettiğin azaba uğrat' dediler.
Diyanet Vakfi = Dediler ki: Sen bize tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğini (azabı) bize getir.
Edip Yüksel = Dediler ki: 'Sadece ALLAH'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını terkedelim diye mi bize geldin? Doğru sözlü isen bizi kendisiyle tehdit ettiğin şeyi getir bakalım.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya, dediler: sen bize yalnız Allaha tapalım atalarımızın tapageldiklerini bırakalım diyemi geldin, eğer sadıklardan isen haydi bizi tehdid edib durduğun o azâbı başımıza getir görelim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sen bize yalnız Allah'a tapalım ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakalım diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi korkuttuğun o azabı başımıza getir de görelim! dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Dediler ki: «Ya, demek sen tek Allah'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi (bize) geldin? Eğer doğrulardan isen bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir!»
Gültekin Onan = Dediler ki: Sen bize yalnızca Tanrı'ya kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru isen, bize vadettiğin şeyi getir bakalım.
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Sen bize yalnızca Allah’a ibadet etmemiz ve atalarımızın ibadet etmekte olduklarını terketmemiz için mi geldin? O halde doğru kimselerden isen bize vaad ettiğin şeyi getir!”
Hasan Basri Çantay = Dediler: «Sen bize yalınız Allaha kulluk etmemiz, atalarımızın tapmakda olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde doğruculardan isen bizi tehdid etmekde olduğun şey'i (azabı) getir bize».
Hayrat Neşriyat = Dediler ki: '(Sen) bize, 'Bir olan Allah’a ibâdet edelim ve atalarımızın tapageldiklerini bırakalım’ diye mi geldin? Eğer (iddiânda) doğru kimselerden isen, haydi bizi (kendisiyle) tehdîd etmekte olduğun (azâb)ı bize getir!'
İbni Kesir = Dediler ki: Sen, bize; yalnız Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Şayet sadıklardan isen; tehdit ettiklerini getir bize.
Kadri Çelik = “Bize yalnız Allah'a ibadet etmemizi ve de babalarımızın taptıklarını bırakmamızı söylemek için mi geldin? Eğer gerçekten doğru sözlülerden isen, bize vaat ettiğin şeyi getir” dediler.
Muhammed Esed = Şöyle cevap verdiler: "Bir tek Allaha kulluk edelim de atalarımızın kulluk edegeldiği bütün öteki tanrıları bırakalım diye mi geldin bize? Eğer doğru sözlü biriysen, haydi getir (de görelim) bizi tehdit edip durduğun azabı!"
Mustafa İslamoğlu = Onlar dediler ki: "Sen bize bir tek Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapa geldiği şeyleri bırakmamız için mi geldin? Tamam, eğer sözünün arkasındaysan haydi getir bizi tehdit edip durduğun azabı!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Sen bize geldin mi ki, yalnız bir tanrıya tapalım ve babalarımızın tapar olduklarını terkeyleyelim! Haydi, eğer sen doğru sözlü kimselerden isen bizi korkutur olduğun şeyi bize getir bakalım.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın taptıklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru sözlülerden isen hadi bizi tehdit edip durduğun azabı başımıza getir. ”
Şaban Piriş = -Bir tek ilaha kulluk etmemiz ve atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamız için mi bize geldin? Bizi tehdit ettiğin azabı haydi başımıza getir. Doğru söyleyenlerden isen! dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Tek Allah’a kulluk edelim ve atalarımızın ibadet ediyor olduklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğrulardan isen bize vadettiğin şeyleri getir.”
Seyyid Kutub = Soydaşları ona dedi ki: Sen bize tek Allah'a kulluk edelim, atalarımızın taptıkları ilâhları bırakalım diye mi geldin. Eğer söylediklerin doğru ise ilerde çarpılacağımızı söylediğin azabı şimdi başımıza getir, bakalım.
Suat Yıldırım = "Yâ!" dediler "Sen bize yalnız Allah’a ibadet edelim, atalarımızın taptıklarını ise bırakalım diye mi geldin?Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi, bizi tehdit edip durduğun o felaketi başımıza getir de görelim!"
Süleyman Ateş = Dediler ki; "Ya, demek sen, tek Allah'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi bize geldin? Eğer doğrulardan isen bizi tehdid ettiğin(o azâb)ı bize getir!"
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru sözlülerden isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım.»
Ümit Şimşek = Onlar 'Yoksa sen atalarımızın taptıklarını bırakıp da yalnız Allah'a kulluk edelim diye mi bize geldin?' dediler. 'Eğer doğru söylüyorsan, bize vaad ettiğin azabı getir de görelim.'
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim diye mi bize geldin? Eğer doğru sözlü isen hadi bize bizi tehdit ettiğini getir."
İskender Ali Mihr = Dediler ki: “Tek bir Allah’a kul olmamız için ve babalarımızın ibadet ettiği şeyleri terketmemiz için mi bize geldin? Eğer sen sadıklardan isen bize vaadettiğin şeyi (azabı) artık bize getir.”
İlyas Yorulmaz = Dediler ki “Atalarımızın taptıklarını bırakıp ta, yalnızca Allah’a kulluk edelim diye mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, bize vaat ettiklerini başımıza getir. ”