يَا أَيُّهَا الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
Yâ eyyuhâllezîne keferû lâ ta’tezirûl yevm(yevme), innemâ tuczevne mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
yâ eyyuhâ | : ey |
ellezîne keferû | : inkâr edenler |
lâ ta’tezirû | : özür beyan etmeyin |
el yevme | : o gün |
innemâ | : sadece, yalnız |
tuczevne | : cezalandırılırsınız, cezalandırılacaksınız |
mâ | : şeyler |
kuntum | : siz oldunuz |
ta’melûne | : siz yapıyorsunuz |
Diyanet İşleri = Ey inkâr edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ey kâfir olanlar, bugün özür getirmeyin; ancak ne yaptıysanız onun karşılığıyla cezâlanacaksınız.
Abdullah Parlıyan = Cehenneme giren, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlere denilir ki: “Ey kâfirler! Bugün özürler beyan etmeyin. Çünkü ne yaptınızsa ancak onunla cezalandırılıyorsunuz.”
Adem Uğur = Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).
Ahmed Hulusi = (Zebânîlerden hitap şudur): "Ey hakikat bilgisini inkâr edenler! Bugün mazerete yer yoktur! Siz yalnızca yaptıklarınızın sonucunu yaşıyorsunuz!"
Ahmet Tekin = Ey kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, küfre saplananlar, bu gün boş yere özür dilemeyin. Siz, kesinlikle işlediğiniz amellerin cezasını çekeceksiniz.
Ahmet Varol = 'Ey inkâr edenler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.'
Ali Bulaç = Ey inkâr edenler! Bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
Ali Fikri Yavuz = (Kâfirler ateşi gördükleri zaman, kendilerine şöyle denilir): “- Ey kâfirler! Bugün (nafile) özür dilemeyin; siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.”
Ali Ünal = “Ey küfre batmış olanlar! Bugün boşuna mazeret ileri sürmeyin! (Dünyada iken) ne yapmışsanız, ancak onun karşılığını görüyorsunuz!”
Bayraktar Bayraklı = “Ey inkâr edenler! Bugün özür dilemeyiniz. Size ancak yaptıklarınızın karşılığı verilecektir.”
Bekir Sadak = «Ey inkar edenler! Bugun ozur beyan etmeyin, ancak islediklerinizin karsiligini gormektesiniz» denir. *
Celal Yıldırım = Ey küfre sapanlar! Bugün özür dilemeye heveslenmeyin. Çünkü ancak yapageldiğinize karşılık cezalandırılacaksınız..
Cemal Külünkoğlu = (Yaptıkları yüzünden ateşi hak edenlere:) Ey inkârcılar! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak yaptıklarınızın karşılığını görüyorsunuz (denilir).
Diyanet İşleri (eski) = 'Ey inkar edenler! Bugün özür beyan etmeyin, ancak işlediklerinizin karşılığını görmektesiniz' denir.
Diyanet Vakfi = Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).
Edip Yüksel = Ey inkarcılar, bugün özür beyan etmeyin. Siz, ancak yapmış olduklarınızın karşılığını görmektesiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ey o küfredenler! O gün özür dilemeğe kalkmayın çünkü hep yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ey kâfirler o gün özür dilemeye kalkışmayın, çünkü siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (İnkâr edenlere): «Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz.» (denilir.)
Gültekin Onan = Ey küfredenler, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yaptıklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
Harun Yıldırım = Ey küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edenler! Bugün özür beyan etmeyin. Size ancak yaptıklarınızın karşılığı verilecektir.
Hasan Basri Çantay = (Cehenneme giderlerken onlara:) «Ey kâfirler, bu gün (bîhûde) özür dilemeyin. Siz ancak yapmakda olduğunuzun cezasını çekeceksiniz» (denilir).
Hayrat Neşriyat = Ey inkâr edenler! Bu gün (artık) özür dilemeyin! (Siz) ancak yapmakta olduklarınızın cezâsını çekiyorsunuz.
İbni Kesir = Ey küfredenler; bugün, özür dilemeyin. Siz, ancak işlediklerinizin karşılığını görmektesiniz.
Kadri Çelik = Ey küfre sapanlar! Özür beyan etmeyin. Siz ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılırsınız.
Muhammed Esed = (O halde,) ey hakikati inkara şartlanmış olanlar, bugün (geçersiz) özürler beyan etmeyin! (Öteki dünyada) siz ancak (bu dünya hayatında) yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz.
Mustafa İslamoğlu = Siz ey küfrü tabiat haline getirenler! Bugün mazaret ileri sürmeyin! Şimdi sadece yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ey kâfir olmuş olanlar! Bugünkü gün itizarda bulunmayın; siz ancak yapmış olduğunuz şeylerin cezasıyla cezalandırılırsınız.
Ömer Öngüt = Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin. Çünkü siz ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Şaban Piriş = -Ey inkar edenler! O gün mazeret ileri sürmeyin. Ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.
Sadık Türkmen = Ey inkâr edenler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak, yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.
Seyyid Kutub = Ey kafirler! Bugün özür dilemeyin, çünkü siz ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz denir.
Suat Yıldırım = Ey kâfirler! Siz ise bugün boşuna mazeret ileri sürmeyin. Siz ne yaptıysanız onun cezasını çekeceksiniz.
Süleyman Ateş = (Oraya girenlere derler ki:) "Ey nankörlük edenler, bugün özür dilemeyin. Çünkü siz, ancak yaptığınız şeylerle cezâlandırılıyorsunuz.!"
Tefhim-ul Kuran = Ey küfretmekte olanlar, bugün özür beyan etmeyin. Siz ancak yapmakta olduklarınızla cezalandırılıyorsunuz.
Ümit Şimşek = Ey inkâr edenler, bugün özür beyan etmeyin; ne yaptıysanız onun cezasını çekeceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk = Ey küfre sapanlar! Özür dilemeyin bugün! Çünkü siz yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılıyorsunuz.
İskender Ali Mihr = Ey inkâr edenler! O gün özür beyan etmeyin. Siz sadece yapmış olduğunuz şeylerin karşılığı olarak cezalandırılacaksınız.
İlyas Yorulmaz = Ey Gerçekleri inkâr edenler! Artık bu gün mazeret uydurmayın, yalnızca yapmış olduklarınızın karşılığını göreceksiniz.