مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ
Mâ semi’nâ bi hâzâ fîl milletil âhırati, in hâzâ illâhtilâk(illâhtilâkun).
mâ semi’nâ | : biz işitmedik |
bi hâzâ | : bunu |
fî | : de, içinde |
el milleti | : millet, toplum, dîn |
el âhireti | : ahir, diğer |
in hâzâ | : bu sadece |
illâ | : ancak, sadece |
ihtilâkun | : yalan, iftira, uydurma |
Diyanet İşleri = (6-8) İçlerinden ileri gelenler, “Gidin, ilâhlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dinî inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur’an) içimizden ona mı indirildi?” diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur’an’dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Biz bunu son dinlerin hiçbirinde duymadık, bu, ancak bir yalan.
Abdullah Parlıyan = “Biz bunu diğer dinlerin hiç birinde duymadık, bu uydurmadan başkası değildir.
Adem Uğur = Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
Ahmed Hulusi = "Bunu önceki milletlerden işitmedik! Bu (TEKLİK anlayışı) ancak bir uydurmadır!"
Ahmet Tekin = 'Son dinde de bunu işitmedik. Bu kesinlikle uydurulmuş bir şey.'
Ahmet Varol = Biz son dinde [2] böyle bir şey duymadık. Bu bir düzmeceden başka bir şey değildir.'
Ali Bulaç = "Biz bunu, diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."
Ali Fikri Yavuz = “Biz bunun söylediğini diğer dinlerde işitmedik; mutlak bir uydurmadır,
Ali Ünal = “Biz, bu (tek ilâh iddiasını) şu zamanımızdaki inanç sistemlerinin hiç birinde duymadık. Bu, ancak bir uydurma!
Bayraktar Bayraklı = “Biz onun söylediklerini, yeni inançlarda duymadık. Kur'ân, onun uydurmasından başka bir şey değildir.”
Bekir Sadak = (6-8) Onlardan ileri gelenler: «Yuruyun, tanrilariniza baglilikta direnin, sizden istenen suphesiz budur. Son dinde de bunu isitmedik; bu ancak bir uyarmadir. Kuran, aramizda ona mi indirilmeliydi?» dediler. Hayir, bunlar Kuran'imizdan suphededirler. Hayir, azabimizi henuz tatmamislardi.
Celal Yıldırım = Diğer sonraki dinde de (Hıristiyanlıkta) hiç böyle bir şey duymadık; bu bir uydurmadan başkası değildir.
Cemal Külünkoğlu = (6-8) Onlardan önde gelen bir grup: “Haydi yürüyün ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin! Yapılacak tek şey budur! Doğrusu biz bu tevhid inancını son dinde de görmedik. Bu sırf bir uydurmadır! Ne yani! (İlahi) uyarı, içimizden bir tek ona mı indirildi?” dediler. Evet, onlar yalnız benim uyarıma karşı şüphe içindeler. Doğrusu onlar henüz benim azabımı tatmadılar.
Diyanet İşleri (eski) = (6-8) Onlardan ileri gelenler: 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Başka dinde de bunu işitmedik; bu ancak bir uydurmadır. Kuran, aramızda ona mı indirilmeliydi?' dediler. Hayır, bunlar Kuran'ımızdan şüphededirler. Hayır, azabımızı henüz tatmamışlardır.
Diyanet Vakfi = (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur'an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar.
Edip Yüksel = 'Son dinde böylesini işitmedik. Bu bir uydurmadır.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Biz bunu diğer millette işitmedik, bu bir uydurmadır mutlak
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Biz bunu başka bir dinde işitmedik, bu mutlaka bir uydurmadır.»
Gültekin Onan = "Biz bunu, diğer dinde işitmedik; bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir."
Harun Yıldırım = Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
Hasan Basri Çantay = «Biz bunu diğer dînde işitmedik. Bu, uydurmadan başkası değildir».
Hayrat Neşriyat = (6-8) Onların ileri gelenleri ise: 'Yürüyün ve ilâhlarınızın üzerine sabredin (onlara bağlı kalın); çünki bu, elbette (sizden) istenen şeydir. (Biz) bunu (bize anlatılan tevhid inancını) son dinde (Îsâ’nın dîninde de) işitmedik. Bu, uydurmadan başka birşey değildir! Zikir (Kur’ân) aramızdan (ine ine) ona mı indirildi?' diye kalkıp gittiler. Hayır! Onlar benim zikrimden (Kur’ân’ımdan) şübhe içindedirler. Hayır! (Onlar) benim azâbımı henüz tatmadılar!
İbni Kesir = Biz, bunu diğer dinde de işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.
Kadri Çelik = “Biz bunu diğer dinde işitmedik; bu, uydurmadan başka bir şey değildir.”
Muhammed Esed = Biz, yeni itikatların hiç birinde böyle (bir iddia) duymadık! Bu, (fani bir insanın) uydurmasından başka bir şey değildir!
Mustafa İslamoğlu = Biz çağdaş inanç sistemlerinin hiç birinde bunu duymadık; bu desteksiz bir uydurmadan başkası değildir;
Ömer Nasuhi Bilmen = «Biz bunu son millette işitmedik. Bu bir uydurmadan başka değil.»
Ömer Öngüt = "Biz son din olan (Hıristiyanlıkta) bile böyle bir şey işitmedik. Bu ancak bir uydurmadır. "
Şaban Piriş = Bunu diğer dinlerde de işitmedik, bu sadece bir uydurmadır!
Sadık Türkmen = Biz bunu diğer/son (bundan önceki) dinde de işitmedik. Bu sadece bir uydurmadır.
Seyyid Kutub = Biz bunun söylediğini babalarımızın bağlı olduğu son dinde de işitmedik. Bu uydurmadan başka bir şey değildir.
Suat Yıldırım = "Doğrusu biz bu tevhid inancını son dinde de görmedik. Bu sırf bir uydurma!"
Süleyman Ateş = "Biz bu(nun söylediği)ni (babalarımızın bağlı olduğu) öteki dinde işitmedik. Bu uydurmadan başka bir şey değildir.!"
Tefhim-ul Kuran = «Biz bunu diğer dinde işitmedik, bu, içi boş bir uydurmadan başkası değildir.»
Ümit Şimşek = 'Böyle birşeyi en son dinde bile işitmedik. Bu uydurmadan başka birşey değil!
Yaşar Nuri Öztürk = "Öteki millette işitmedik böyle bir şey. Bu bir uydurmadan başka şey değildir."
İskender Ali Mihr = Biz, diğer dînler içinde bunun gibi (bu konuda) bir şey (bütün ilâhların tek bir ilâh olduğunu) işitmedik. Bu sadece bir iftiradır.
İlyas Yorulmaz = “Biz bu (tek ilah) iddiasını başka topluluklardan duymadık. Bu yalnızca kendi kendine uydurmadan başka bir şey değil. ”