Önceki Ayet Sonraki Ayet  
102. Sûre Tekâsür/7

 ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ

  Summe le teravunnehâ aynel yakîn(yakîni).

Kelime Karşılaştırma
summe : sonra
le : mutlaka
terevunne-hâ : onu göreceksiniz
ayne el yakîni : Ayn’el Yakîn, göz ile
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra da andolsun ki gözlerinizle göreceksiniz.

 Abdullah Parlıyan = Sonunda yani öteki dünyada keskin bir gözle o cehennemi mutlaka göreceksiniz.

 Adem Uğur = Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.

 Ahmed Hulusi = Sonra yemin olsun onu (cehennemi) kesinlikle ayn-el yakîn - gözlerinizle göreceksiniz.

 Ahmet Tekin = Onu, elbette, bir daha çıplak gözle görecektiniz.

 Ahmet Varol = Sonra onu kesin görüşle (ayne'l-yakin) göreceksiniz.

 Ali Bulaç = Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız.

 Ali Fikri Yavuz = Yine and olsun, onu, muhakkak kesin bir görüşle göreceksiniz.

 Ali Ünal = Nihayet gözlerinizle görecek (görmeye dayalı kesinlikle bilecek)siniz onu!

 Bayraktar Bayraklı = (6-7) “Elbette cehennemi önceden görecektiniz. Evet onu çıplak gözle göreceksiniz.”

 Bekir Sadak = And olsun ki onu gozunuzle kesin olarak goreceksiniz.

 Celal Yıldırım = Yine de orayı gözlerinizle kesinlikle göreceksiniz !.

 Cemal Külünkoğlu = Yine andolsun ki, onu kendi gözünüzle kesin olarak göreceksiniz!

 Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

 Diyanet Vakfi = (5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz.

 Edip Yüksel = Zaten, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Sonra kasem olsun onu çaresiz aynel yakîn göreceksiniz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz.

 Gültekin Onan = Sonra onu, gerçekten yakin gözüyle (Ayne'l Yakin) görmüş olacaksınız.

 Harun Yıldırım = Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle göreceksiniz.

 Hasan Basri Çantay = Yine andolsun, onu ayn-ı yakıyn ile mutlak göreceksiniz.

 Hayrat Neşriyat = Sonra (yine) and olsun, siz onu gözün(üzün) kat'î bilişiyle göreceksiniz!

 İbni Kesir = Andolsun ki; yine onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

 Kadri Çelik = Sonra onu gözünüzle kesin bir şekilde göreceksiniz.

 Muhammed Esed = Sonunda onu keskin bir gözle mutlaka göreceksiniz:

 Mustafa İslamoğlu = (Tutun ki burada göremediniz), ama daha sonra (ahirette) onu zaten gözlerinizle göreceksiniz;

 Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onu elbette ki, ayne'l yakîn göreceksiniz.

 Ömer Öngüt = Andolsun ki yine onu aynel-yakîn (bizzat baş gözü) ile göreceksiniz!

 Şaban Piriş = Nitekim onu, yakın bir gözle göreceksiniz.

 Sadık Türkmen = Sonra ant olsun, keskin bir gözle onu (cehennemi) göreceksiniz.

 Seyyid Kutub = Andolsun ki onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz.

 Suat Yıldırım = Evet, evet onu mutlaka gözlerinizle göreceksiniz!

 Süleyman Ateş = Sonra onu kesin olarak gözle göreceksiniz.

 Tefhim-ul Kuran = Sonra onu, hiç tartışmasız yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız.

 Ümit Şimşek = Onu gözünüzle göreceksiniz.

 Yaşar Nuri Öztürk = Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz!

 İskender Ali Mihr = Sonra mutlaka onu Ayn’el Yakîn ile (gözünüzle) göreceksiniz.

 İlyas Yorulmaz = O cehennemi kesin ve mutlak olarak göreceksiniz.