كَأَن لَّمْ يَغْنَوْاْ فِيهَا أَلاَ إِنَّ ثَمُودَ كَفرُواْ رَبَّهُمْ أَلاَ بُعْدًا لِّثَمُودَ
Ke en lem yagnev fîhâ, e lâ inne semûde keferû rabbehum, e lâ bu’den li semûd(semûde).
Diyanet İşleri = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti. (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştı.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sanki orada hiç yaşamamışlar, hiç oturmamışlardı. Bilin ki hiç şüphe yok Semûd, Rablerine karşı kâfir oldu, bilin, uzaklık Semûd'a.
Abdullah Parlıyan = Sanki daha önce orada hiç yaşamamışlar gibi. Dikkat edin! Rablerini tanımayıp gerçekleri örtbas ettiler de, bakın Semûdlular işte böyle yok olup gittiler.
Adem Uğur = Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı.
Ahmed Hulusi = Sanki orada hiç yaşamamışlardı! Kesinkes bilin ki, şüphesiz Semud (halkı) Rablerini inkâr etmişlerdi. . . (Yine) kesinlikle bilin ki, uzaklık (hakikatlerinden ayrı düşmüş hâlde yaşam) Semud içindir.
Ahmet Tekin = Sanki, orada hiç yaşamamış, güzel gün görmemiş gibiydiler. Bakınız, Semûd kavmi Rablerini inkârda ısrar ettiler, ihsan ettiği nimetlere nankörlük ettiler. Semûd’un, Allah’ın rahmetinden, korumasından uzak kılınarak yok olup gitmesinden ibret alın.
Ahmet Varol = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. İyi bilin ki, Semud halkı Rabblerini inkar ettiler. Dikkat edin, Semud halkı uzak olsun.
Ali Bulaç = Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.)
Ali Fikri Yavuz = Sanki orada bir şenlik kurmamışlardı. Haberiniz olsun ki, Semûd kavmi, doğrusu Rablerine küfrettiler. Biliniz ki, Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzak düşmüş, helâk olmuştur.
Ali Ünal = Sanki bir zaman bolluk içinde orada hiç yaşamamışlardı! Gördünüz ya.. Semud, Rabbilerini inkârda diretti; gördünüz ya.. neticede yıkıldı gitti Semud!
Bayraktar Bayraklı = Sanki orada hiç şenlik kurmamış gibi oldular. İyi biliniz ki Semûd kavmi Rabblerini inkâr ettiler ve iyi bilin ki Semûd kavmi defolup gittiler.
Bekir Sadak = Sanki orada hic yasamamislardi. Bilin ki, Semud milleti Rabbi'ni inkar etmisti. Bilin ki, Semud milleti Allah'in rahmetinden uzaklasti. *
Celal Yıldırım = Sanki daha önce orada hiç oturmamış (yuva kurup geçinmemiş) gibi oldular. Dikkat edin, Semûd kavmi Rablerini tanımadılar ve Semûd'a (ilâhî rahmetten) uzaklık olsun.
Cemal Külünkoğlu = Sanki daha önce orada hiç oturmamış (yuva kurup yaşamamış) gibi oldular. Haberiniz olsun ki, Semud (kavmi) gerçekten Rablerini inkâr etmişlerdi. Bak işte nasıl yok olup gittiler.
Diyanet İşleri (eski) = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki, Semud milleti Rabbini inkar etmişti. Bilin ki, Semud milleti Allah'ın rahmetinden uzaklaştı.
Diyanet Vakfi = Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilesiniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak kılındı.
Edip Yüksel = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Doğrusu Semud (halkı) Rab'lerine karşı geldi; Semud yok olup gitti.
Elmalılı Hamdi Yazır = Sanki orada bir şenlik kurmamışlardı, bak Semûd, hakıkaten rablarına küfrettiler bak defoldu gitti Semûd.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sanki orada bir şenlik kurmamışlardır. Bak işte Semud topluluğu gerçekten Rablerine küfrettiler ve bak işte defoldu gitti Semud!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sanki orada güzel güzel yaşayıp durmamışlardı. Bak işte Semud, gerçekten de Rablerine küfretmişlerdi. Bak işte nasıl yok olup gittiler.
Gültekin Onan = Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkâr etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.)
Harun Yıldırım = Sanki orada hiç refah içerisinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud gerçekten Rablerine küfürinkâr ettiler. Yine haberiniz olsun ki Semud kavmi uzak düştü.
Hasan Basri Çantay = Sanki orada (zâten) oturmamışlardı. Haberiniz olsun ki Semud (kavmi) hakıykaten Rablerine küfretdiler, gözünüzü açın ki Semuda (rahmet-i ilâhiyyeden) uzaklık (verilmişdir).
Hayrat Neşriyat = Sanki orada hiç oturmamışlardı! Dikkat edin! Şübhesiz Semûd (kavmi) Rablerini inkâr ettiler. (Ve yine) dikkat edin! (Peygamberlerine isyanları yüzünden Allah’ın rahmetinden uzaklaşan) Semûd (kavmi) helâk olsun!
İbni Kesir = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki; Semud, Rabblarını inkar etmişlerdi. Ve yine bilin ki; Semud, Allah'ın rahmetinden uzaklaştı.
Kadri Çelik = Sanki orada hiç yaşamamış gibi oldular. İyi bilin ki Semud topluluğu, Rabbini inkâr etmişti. Hey, (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun Semud'a!
Muhammed Esed = sanki (daha önce) orada hiç yaşamamışlar gibi. Bakın, işte Rablerini böyle yok saydı Semudlular! Bakın, işte böyle yok olup gitti Semud!
Mustafa İslamoğlu = sanki orada hiç yaşamamıştılar: unutmayın ki, Rablerini ısrarla inkar edenler işte bu Semud idi; unutmayın, Semud tarih sahnesinden böyle silindi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Sanki orada hiç ikamet etmemişlerdi. Biliniz ki, şüphesiz Semûd, Rablerine kâfir olmuşlardı. Haberiniz olsun ki, Semûd için bir uzaklık vardır.
Ömer Öngüt = Sanki orada hiç oturmamışlardı. Biliniz ki Semud kavmi Rablerini inkâr etmişti, biliniz ki Semud kavmi Allah'ın rahmetinden uzak düşmüştü.
Şaban Piriş = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki, Semudlular, Rablerini yok saydılar. Bilin ki Semud, helak edildi.
Sadık Türkmen = Sanki orada hiç şenlik kurup eğlenmemişlerdi! İyi bilin ki, Semud kavmi Rablerine nankörlük ettiler. İyi bilin ki, Semud defolup gitti!
Seyyid Kutub = Sanki az önce o evlerde yaşayanlar onlar değildi. Haberiniz olsun ki, Semudoğulları Rabblerini inkâr ettiler. Hey, kahrolsun Semudoğulları!
Suat Yıldırım = (67-68) Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular, ortadan silindiler. Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!
Süleyman Ateş = Orada hiç şenlik kurmamış gibi oldular. İyi bilin ki Semûd (kavmi), Rablerini inkâr ettiler ve iyi bilin ki Semûd (kavmi) def olup gittiler!
Tefhim-ul Kuran = Sanki orda hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) küfretmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi).
Ümit Şimşek = Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilmiş olun ki Semud kavmi Rablerine nankörlük etmişti. İbret alın ki, Semud kavmi işte böyle yok olup gitti.
Yaşar Nuri Öztürk = Sanki hiç hayat sürmemişlerdi orada. Dikkat edin! Semûd kavmi, Rablerine nankörlük etmişti. Dikkat edin, Semûd geri dönmez olmuştur.
İskender Ali Mihr = Sanki orada hiç var olmamışlar (yaşamamışlar) gibi. Gerçekten Semud kavmi Rab’lerini inkâr etmediler mi? Semud kavmi (Allah’tan) uzak kaldı. Öyle değil mi?
İlyas Yorulmaz = Sanki daha önce orada hiç yaşamamışlardı. Çünkü Semud, Rablerini inkar etmiş ve bu cezada, Semud’un (yeryüzünden) yok edilişi olmuştur.