وَكَذَّبَ بِهِ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّ قُل لَّسْتُ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍ
Ve kezzebe bihî kavmuke ve huvel hakk(hakku),kul lestu aleykum bi vekîl(vekîlin).
ve kezzebe | : ve yalanladı |
bi-hi | : onu |
kavmu-ke | : senin kavmin |
ve huve | : ve O |
el hakku | : hak, gerçek |
kul | : de, söyle |
lestu | : ben değilim |
aleykum | : sizin üzerinize |
bi vekîlin | : bir vekil |
Diyanet İşleri = O (Kur’an) hak olduğu hâlde, kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size vekil (sizden sorumlu) değilim.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Kavmin, Kur'ân'ı yalan saymada, halbuki o, gerçektir. De ki: Ben, sizi koruyucu değilim.
Abdullah Parlıyan = Tüm bu gerçekler ve Kur'ân, hak olarak ortadayken, senin toplumun bütün bunları yalanladı. De ki: “Ben sizin davranışlarınızdan sorumlu değilim.”
Adem Uğur = Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
Ahmed Hulusi = Toplumun onu yalanladı; (oysa) "HÛ"; Hak'tır! De ki: "Ben sizin vekîliniz değilim (iman etmezseniz sonucuna katlanırsınız)!"
Ahmet Tekin = Kur’ân hak bir kitap olduğu, hakça bir düzen getirdiği halde, kavmin Kur’ân’ı yalanladı. Sen onlara:'Ben sizin adınıza Allah’a karşı savunmanızı yapamam. Allah adına da, sizin üzerinizde zor kullanamam.' de.
Ahmet Varol = Gerçek olduğu halde senin toplumun onu (Kur'an-ı kerim'i) inkar etti. De ki: 'Ben sizin üzerinize vekil değilim.' [6]
Ali Bulaç = Senin kavmin, O (Kur'an) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben, üzerinize bir vekil değilim."
Ali Fikri Yavuz = Kur’an hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “- Ben, sizin üzerinize gönderilmiş vekil değilim.”
Ali Ünal = Fakat senin kavmin, gerçeğin ta kendisi olduğu halde onu (Kur’ân’ı) yalanladı. De ki: “Ben, başınızda yaptıklarınızın sorumluluğunu üzerine almış bir yetkili değilim.”
Bayraktar Bayraklı = Kur'ân hak olduğu halde, kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben size vekil değilim.”
Bekir Sadak = Gercekten, senin milletin Kuran'i yalanladi. «Cezanizi ben verecek degilim» de.
Celal Yıldırım = Kavmin Onu (Kur'ân'ı) yalan saydı. Halbuki O haktır. De ki: Üzerinize vekîl değilim, (benim görevim açık tebliğdir. Azâb ve mükâfat verme Allah'ın kudreti dahilindedir.)
Cemal Külünkoğlu = O (Kur'an) hak olduğu halde, kavmin onu yalanladı. Onlara şöyle de: “Ben, sizin davranışınızdan sorumlu değilim.”
Diyanet İşleri (eski) = Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. 'Cezanızı ben verecek değilim' de.
Diyanet Vakfi = Kur'an hak olduğu halde kavmin onu yalanladı. De ki: Ben size vekil (kefil) değilim.
Edip Yüksel = Gerçek olmasına rağmen senin halkın bunu yalanladı. De ki: 'Ben üzerinizde gözetici değilim.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Bu böyle hakk iken kavmin buna yalan dedi, de ki üzerinize vekil değilim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bu böyle gerçek iken, kavmin bu (Kur'an)'a yalan dediler. De ki: «Ben sizin vekiliniz değilim.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kavmin o (Kur'ân'ı) yalan saydı, halbuki o gerçektir . De ki: « Ben sizin vekiliniz değilim».
Gültekin Onan = Senin kavmin, O (Kuran) hak iken onu yalanladı. De ki: "Ben üzerinize bir vekil değilim."
Harun Yıldırım = Kavmin de onu yalanladı. Halbuki o haktır. De ki: “Ben sizin üerinize vekil değilim.”
Hasan Basri Çantay = O (Kur'an) hak iken kavmin onu yalan saydı. De ki: «Ben sizin üzerinize (gönderilmiş) bir vekîl değilim».
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki o (Kur’ân), hak olduğu hâlde kavmin onu yalanladı. De ki: 'Ben sizin üzerinize bir vekil değilim!'
İbni Kesir = Kavmin onu yalanladı. Halbuki o, haktır. De ki: Ben, sizin üzerinize vekil değilim.
Kadri Çelik = Gerçekten senin kavmin hak olduğu halde onu (Kur'an'ı) yalanladı. “Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim” de.
Muhammed Esed = Oysa senin hitap ettiğin toplum, bütün bunların hakikat olduğu ortadayken, yine de bunları yalanlıyor. (O zaman) de ki, "Ben sizin davranışınızdan sorumlu değilim."
Mustafa İslamoğlu = O hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin hitap ettiğin toplum bunu yalanlıyor. De ki: "Ben size korumalık yapmakla yükümlü değilim."
Ömer Nasuhi Bilmen = Kavmin O'nu (Kur'an-ı kerîm'i) yalan saydı. Halbuki, o bir hakikattır. De ki: «Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim.»
Ömer Öngüt = O (Kur'an) hak olduğu halde senin kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben sizin üzerinize vekil değilim. ”
Şaban Piriş = Senin toplumun da hak olmasına rağmen, onu yalanladı. “Ben, sizin üzerinize vekil değilim” de!
Sadık Türkmen = O gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben üzerinize bir vekil/gözetleyici değilim!”
Seyyid Kutub = Kur'an gerçek olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. Onlara de ki; «Ben sizin (akıbetinizi yönlendirmekle yükümlü) vekiliniz değilim.»
Suat Yıldırım = (66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan saydı. De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."
Süleyman Ateş = O, gerçek iken kavmin onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim!"
Tefhim-ul Kuran = Senin kavmin, O (Kur'an), hak iken onu yalanladı. De ki: «Ben, üzerinize bir vekil değilim.»
Ümit Şimşek = Kavmin, hakkın tâ kendisi olduğu halde Kur'ân'ı da yalanladı. De ki: Ben sizden sorumlu bir vekil değilim.
Yaşar Nuri Öztürk = O, hak olduğu halde senin toplumun onu yalanladı. De ki: "Ben size vekil değilim."
İskender Ali Mihr = Ve o hak olduğu halde, senin kavmin onu yalanladı. “Ben sizin üzerinize vekil değilim.” de.
İlyas Yorulmaz = Buna rağmen senin kavmin, açıkladığımız ayetler gerçek oldukları halde yalanladılar. Deki “Yalanlamanızdan dolayı ben sizden sorumlu değilim. ”