بَلِ اللَّهَ فَاعْبُدْ وَكُن مِّنْ الشَّاكِرِينَ
Belillâhe fa’bud ve kun mineş şâkirîn(şâkirîne).
bel | : bilâkis, öyleyse |
allâhe | : Allah |
fa’bud (fe u’bud) | : artık kul ol |
ve kun | : ve ol |
min | : den |
eş şâkirîne | : şükredenler |
Diyanet İşleri = Hayır, yalnız Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol.
Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır, artık Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Abdullah Parlıyan = Hayır, sen yalnız Allah'a kulluk etmeli ve O'na şükredenlerden olmalısın.
Adem Uğur = Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Ahmed Hulusi = Hayır, sadece Allâh'a kulluk et ve şükredenlerden ol (kul olma nimeti ne demektir bunu değerlendir)!
Ahmet Tekin = 'Doğrusu şudur, Allah’ı ilâh tanı, candan müslüman olarak Allah’a teslim ol, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet et, Allah’ın şeriatına bağlan, Allah’a boyun eğ. Şükredenlerden ol.'
Ahmet Varol = Hayır. Sen yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Ali Bulaç = "Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol."
Ali Fikri Yavuz = Bilâkis Allah’a ibadet et ve şükredenlerden ol.”
Ali Ünal = O halde, yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Bayraktar Bayraklı = Bilakis sen, yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Bekir Sadak = «ayir; yalniz Allah'a kulluk et ve sukerdenlerden ol.»
Celal Yıldırım = Hayır, ancak Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol..
Cemal Külünkoğlu = “Hayır, yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Hayır; yalnız Allah'a kulluk et ve şukredenlerden ol.'
Diyanet Vakfi = Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Edip Yüksel = Öyleyse yalnız ALLAH'a kul ol ve şükret.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır, onun için yalnız Allaha kulluk et ve şükredenlerden ol
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, onun için yalnızca Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır, onun için yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Gültekin Onan = "Hayır, artık (yalnızca) Tanrı'ya kulluk et ve şükredenlerden ol."
Harun Yıldırım = Hayır! Yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Hasan Basri Çantay = «Hayır. İşte onun için ancak Allaha kulluk et. Şükredenlerden ol».
Hayrat Neşriyat = Hayır! Öyle ise sâdece Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!
İbni Kesir = Hayır, yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol.
Kadri Çelik = Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Muhammed Esed = Hayır, (yalnız) Allah'a kulluk etmeli ve (O'na) şükredenlerden olmalısın!
Mustafa İslamoğlu = Asla böyle yapma; sen yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Hayır. Yalnız Allah'a ibadet et. Ve şükredenlerden ol!
Ömer Öngüt = Hayır! Yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol.
Şaban Piriş = Öyleyse, kulluğunu yalnızca Allah’a yap ve şükredenlerden ol!
Sadık Türkmen = Hayır, yalnızca Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!”
Seyyid Kutub = Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol!
Suat Yıldırım = "Bilakis, sen yalnız Allah’a kulluk et ve O’na şükredenlerden ol!"
Süleyman Ateş = Hayır, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Tefhim-ul Kuran = «Hayır, artık (yalnızca) Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.»
Ümit Şimşek = Sen Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol.
Yaşar Nuri Öztürk = Başkasına değil, sadece Allah'a kulluk/ibadet et; şükredenlerden ol!
İskender Ali Mihr = Öyleyse artık Allah’a kul ol! Ve şükredenlerden ol!
İlyas Yorulmaz = Hâlbuki bana “Yalnızca Allah’a kulluk et ve O’na şükredenlerden ol” diye emredildi.