فَعَقَرُوهَا فَقَالَ تَمَتَّعُواْ فِي دَارِكُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ذَلِكَ وَعْدٌ غَيْرُ مَكْذُوبٍ
Fe akarûhâ fe kâle temetteû fî dârikum selâsete eyyâm(eyyâmin), zâlike va'dun gayru mekzûb(mekzûbin).
fe akarû-hâ | : buna rağmen onu kestiler |
fe kâle | : bunun üzerine dedi |
temetteû | : faydalanın, metalanın (yaşayın) |
fî dâri-kum | : yurdunuzda |
selâsete | : üç |
eyyâmin | : günler |
zâlike | : bu |
va’dun | : bir vaaddir |
gayru mekzûbin | : yalanlanmayan, tekzip edilmesi olmayan |
Diyanet İşleri = Derken onu kestiler. Salih, dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. (Sonra helâk olacaksınız.) İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ayaklarını kesip öldürdüler onu, Sâlih de yurdunuzda üç gün daha yaşayıp geçinin dedi, bu, yalan denmesine imkân bulunmayan bir vait.
Abdullah Parlıyan = Bu uyarıya rağmen devenin ayaklarını biçerek öldürdüler. Bunun üzerine Salih: “Artık memleketinizde yaşayacak üç gününüz kaldı, bu söylediğim yalanlanamayacak bir tehdittir” dedi.
Adem Uğur = Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!" Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
Ahmed Hulusi = Onu, ayaklarını keserek öldürdüler! Dedi ki: "Üç günlük ömrünüz kaldı evlerinizde! İşte bu yalanlanmayacak bir bildirimdir. "
Ahmet Tekin = Sâlih’in kavmi, deveyi, bacaklarından kılıçla biçerek öldürdüler. Sâlih:'Yurdunuzda üç gün daha zevk ü sefa sürün' dedi. Bu, yalanlanması mümkün olmayan bir tehditti.
Ahmet Varol = Onlar yine de o deveyi kestiler. Bunun üzerine (Salih): 'Yurdunuzda üç gün yaşayadurun. Bu yalanlanmayacak bir vaaddir' dedi.
Ali Bulaç = onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir."
Ali Fikri Yavuz = Nihayet o devenin ayaklarını keserek onu öldürdüler. Bunun üzerine sâlih şöyle dedi: “- Memleketinizde üç gün daha yaşayadurun. İşte bu, yalan çıkarılamıyan bir vaaddir.”
Ali Ünal = Fakat (ona daha fazla tahammül edemeyerek) deveyi boğazladılar. Salih, derhal ikaz etti: “(Zevk u safa sürdüğünüz) şu yurdunuzda sadece üç gün daha oturun bakalım; (ardından ne olacak, hep beraber göreceğiz)!” Bu, yalan çıkması mümkün olmayan bir tehdittir!”
Bayraktar Bayraklı = Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın.” Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
Bekir Sadak = Buna ragmen onu kesip devirdiler. O zaman Salih: «Yurudunuzda uc gun daha kalin. Bu, yalanlanmayacak bir sozdur» dedi.
Celal Yıldırım = Bu uyarıya rağmen onlar deveyi devirip öldürdüler. Salih onlara : Öyle ise evinizde üç gün (daha) yaşayıp yararlanın. Bu, yalanı olmayan bir tehdittir,» dedi.
Cemal Külünkoğlu = Derken onu kestiler. Bunun üzerine (Salih) dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. (Sonra helâk olacaksınız.) İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir.”
Diyanet İşleri (eski) = Buna rağmen onu kesip devirdiler. O zaman Salih: 'Yurdunuzda üç gün daha kalın. Bu, yalanlanmayacak bir sözdür' dedi.
Diyanet Vakfi = Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!» Bu söz, yalanlanamayan bir tehdit idi.
Edip Yüksel = Fakat, onu işkenceyle kestiler. 'Yurdunuzda yaşamanız için üç gününüz var. Bu, yalan olmayan bir sözdür,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = Derken onu tepelediler, bunun üzerine dedi ki: Evinizde üç gün yaşayın ve işte bu bir va'd ki yalan çıkarılmamıştır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derken onu tepeleyip öldürdüler. Bunun üzerine Salih onlara: «Evinizde üç gün yaşayın; işte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derken, o deveyi kestiler. Bunun üzerine Salih dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayın. İşte bu, yalan çıkmayacak olan kesin bir vaaddir.»
Gültekin Onan = Fakat onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir."
Harun Yıldırım = Derken onu, ayaklarını keserek öldürdüler. Bunun üzerine dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir.”
Hasan Basri Çantay = Derken, onu, ayaklarını keserek öldürdüler. Bunun üzerine (Saalih) dedi ki: «Memleketinizde üç gün daha yaşayın. İşte bu, yalanı çıkarılamayacak bir tehdîddir».
Hayrat Neşriyat = Fakat (Semûd kavmi bu îkazı dinlemeyerek) onu kestiler; bunun üzerine (Sâlih): 'Yurdunuzda üç gün daha yaşayın! Bu, yalan olmayan bir tehdiddir!' dedi.
İbni Kesir = Buna rağmen onu kesip devirdiler. O zaman: Yurdunuzda üç gün daha kalın. Bu; yalanlanmayacak bir sözdür, dedi.
Kadri Çelik = Buna rağmen onu devirip boğazladılar. O zaman Salih, “Yurdunuzda üç gün daha faydalanın. Bu, (azap sözü) yalanlanmayacak bir sözdür” dedi.
Muhammed Esed = Bu (uyarıya) rağmen, hunharca boğazladılar onu. Bunun üzerine (Salih): "Artık (sadece) üç gün(ünüz) kaldı, barınaklarınızda eyleşecek" dedi, "bu (söylediğim) yalanlanamayacak bir yargıdır!"
Mustafa İslamoğlu = Buna rağmen, onu vahşice katlettiler. Bunun üzerine (Salih) dedi ki: "Konaklarınızda keyif sürme süreniz sadece üç gündür; işte bu yalanlaması imkansız bir tehdittir!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra onu boğazladılar. Bunun üzerine dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayınız. İşte bu, yalanlanmamış olan bir vaaddir.»
Ömer Öngüt = Derken onu kestiler. O da dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayadurun. Bu yalanlanmayacak bir tehdittir. ”
Şaban Piriş = Deveyi kestiler. “Ancak üç gün daha yurdunuzda yaşarsınız, bu yalanlanmayacak bir sözdür.” dedi.
Sadık Türkmen = Onu kestiler. Dedi ki: “Üç gün daha yurdunuzda yaşayın. İşte bu, yalanlanmayacak bir sözdür.”
Seyyid Kutub = Buna rağmen onu kesip devirdiler. O zaman: “Yurdunuzda üç gün daha kalın, bu yalanlanmayacak sözdür.” ...
Suat Yıldırım = Fakat halk o deveyi tepeleyince Salih onlara: "Yurdunuzda üç günlük bir ömrünüz kaldı. Sonra helâk olacaksınız. İşte hilafı olmayan kesin söz!" dedi.
Süleyman Ateş = Fakat onu kesip devirdiler. (Sâlih) dedi ki: "Yurdunuzda üç gün yaşayın, (sonra mahvolacaksınız); bu, yalan olmayan bir uyarıdır!"
Tefhim-ul Kuran = Fakat onu öldürdüler. (Salih) Dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yararlanın. Bu, yalanlanmayacak bir vaaddir.»
Ümit Şimşek = Onlar deveyi boğazladılar. Salih dedi ki: 'Yurdunuzda üç gün daha barının. Bu, asla yalanlanmayacak bir vaaddir.'
Yaşar Nuri Öztürk = Ama deveyi yere yıkıp kestiler. Sâlih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha nimetlenin. Bu, yalanlanamayacak bir tehdittir."
İskender Ali Mihr = Buna rağmen onu kestiler. Bunun üzerine (Salih (a.s) şöyle) dedi: “Yurdunuzda üç gün (daha) faydalanın. Bu yalanlanması (tekzip edilmesi) olmayan bir vaaddir.”
İlyas Yorulmaz = Daha sonra deveyi boğazlayarak (keserek) öldürdüler. Salih onlara “Üç gün daha yurtlarınızda yaşayın. Bu yalanlanamayacak (Allah’ın) bir vaadidir” dedi.